khalkhedonluların ülkesi. şimdiki kadıköy.
megaryalı bizas, kendi kabilesi için bir şehir kurmak ister ve fikrini almak üzere delf kahinine başvurur. aldığı cevap kısa ve kesindir: 'bu şehri, körler ülkesi'nin karşısına kur!
'neresidir bu körler ülkesi' diye fazla düşünmez bizas, aramaya karar verir. aylar sonra sarayburnu'nun bulunduğu yere gelir. (bkz:boğaz)'dan (bkz:kadıköy)'ün yerinde bulunan şehri seyreder ve kendi kendine sorar:
'bu şehri neden benim bulunduğum güzel yerde kurmamışlar da karşıki çorak topraklar üzerine kurmuşlar? bu adamlar kör mü?' sonra birden, kahinin sözlerini hatırlar: 'şehrini, körler ülkesi'nin karşısında kur!'
o an karar verir. körler ülkesi'nin karşısındadır. kendisi şehri, boğaz'ın yakasındaki yemyeşil yerde, yedi tepe üzerine kuracaktır. şehir kısa zamanda haliç'le ligos burnu üzerinde kurulur.
adı, kurucusuna mal ederek bizans olur. istanbul'un ve körler ülkesi kadıköy'ün masalsı hikayesi kısaca böyledir.

tek gözü kör olan adamın hasta ilan edıldıgı ulkedır.şöyle ki:

tüm körlerın bır arada yasadıgı koyde halıyle duzende yoktur herkes bırbırnın esyasını alıp kullanmaktadır.bu köyde yasamakta olan tekö gözlü adamımız ıse olup bıtenı ızlemektedır ve daha fazla dayanamayarak olan bıtenı anlatmaya baslar.-sizler bırbırlerınızın esyasını kullanıyorsunuz ,bırbırlerınızın evınde kalıyosunuz diyerekten vazıyetı izah eder lakin anlayan kım..bızım körler sen nerden bılıyosun bızım boyle yaptıgımızı.ç?!
-benım tek gözum goruyo der.
- o zaman bız odanın ıcınde gırınce ne yaptıgımızı anlat bıze derler.
-adamımızda derkı yahu duvar var nası goreyım?!

velhasılı kelam bızım adam apar topar hastahaneye kaldırılır doktorun karşısına cıkartılır,doktorumuzda halıyle kördur.adamı yokladıktan sonra göze olaşır ve sorunu buldugunu söyler..bızım adamı bağlarlar gözunu cıkartırlar.sorunda hallolmus olur kendılerınce.