efendimiz sav in gül kokulu,hakikat kokulu kelamlarındandır. çünkü din vatanda yaşanır. kuru bir toprağı sevmek değil bu; din,namus gibi olmazsa olmaz değerler uğruna can feda edilmiş, artık vatan olmuş toprak için beslenen bir sevgi bu,imandandır denilecek kadar bir sevgi. dinimizi yaşadığımız yeri sevmek ve savunmak imanımızın gereğidir o yüzden. konu islam ve vatansa elde bayrak dilde tekbir gideriz. tek kalsakta gideriz! biz böyle bir milletiz!
rabbim vatanımıza,milletimize,devlatimize zeval vermesin. i̇slamın son karakolluğunu yapmayı bu aziz millete lütfuyla ihsan eylesin. bizleri iç ve dış düşmanların şerrinden dün çanakkale, bugün 15 temmuzda koruduğu gibi muhafaza eylesin. milletimizi ve tüm ehli imanı; dini servet,şöhret ve şehvet için alet edenlere uymayacak kadar kavî iman sahibi kılsın. tarihin değil hataların tekerrür ettiğini bilip hatalardan ders çıkarma şuuruna erdirsin cümlemizi. hakikatin derdinde olup “bencelerin” sarhoşluğuna düşürmesin. dinimizi hakiki manada anlamayı ihsan eylesin ki yaşamanın lezzetine erenlerden olabilelim,yüzakıyla ahirete göçebilelim inşallah.
o yüzden deri̇z ki̇:
biz, kısık sesleriz... minareleri,
sen, ezansız bırakma, allah'ım!
ya çağır şurda bal yapanlarını,
ya kovansız bırakma, allah'ım!
mahyasızdır minareler... göğü de
kehkeşansız bırakma allah'ım!
müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
müslümansız bırakma, allah'ım!
bize güç ver... cihâd meydanını,
pehlivansız bırakma allah'ım!
kahraman bekleyen yığınlarını,
kahramansız bırakma, allah'ım!
bilelim hasma, karşı koymasını;
bizi cansız bırakma, allah'ım!
yarının yollarında yılları da,
ramazansız bırakma, allah'ım!
ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
ya çobansız bırakma, allah'ım!
bizi sen sevgisiz, susuz, havasız
*ve vatansız bırakma, allah'ım!*
müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
müslümansız bırakma, allah'ım!
arif nihat asya
rabbim vatanımıza,milletimize,devlatimize zeval vermesin. i̇slamın son karakolluğunu yapmayı bu aziz millete lütfuyla ihsan eylesin. bizleri iç ve dış düşmanların şerrinden dün çanakkale, bugün 15 temmuzda koruduğu gibi muhafaza eylesin. milletimizi ve tüm ehli imanı; dini servet,şöhret ve şehvet için alet edenlere uymayacak kadar kavî iman sahibi kılsın. tarihin değil hataların tekerrür ettiğini bilip hatalardan ders çıkarma şuuruna erdirsin cümlemizi. hakikatin derdinde olup “bencelerin” sarhoşluğuna düşürmesin. dinimizi hakiki manada anlamayı ihsan eylesin ki yaşamanın lezzetine erenlerden olabilelim,yüzakıyla ahirete göçebilelim inşallah.
o yüzden deri̇z ki̇:
biz, kısık sesleriz... minareleri,
sen, ezansız bırakma, allah'ım!
ya çağır şurda bal yapanlarını,
ya kovansız bırakma, allah'ım!
mahyasızdır minareler... göğü de
kehkeşansız bırakma allah'ım!
müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
müslümansız bırakma, allah'ım!
bize güç ver... cihâd meydanını,
pehlivansız bırakma allah'ım!
kahraman bekleyen yığınlarını,
kahramansız bırakma, allah'ım!
bilelim hasma, karşı koymasını;
bizi cansız bırakma, allah'ım!
yarının yollarında yılları da,
ramazansız bırakma, allah'ım!
ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
ya çobansız bırakma, allah'ım!
bizi sen sevgisiz, susuz, havasız
*ve vatansız bırakma, allah'ım!*
müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
müslümansız bırakma, allah'ım!
arif nihat asya