life of pi – dertli sözlük
görsel şölen yaşatan vermek istediği mesajla sorgulayıcı görevinide üstlenen kitaptan uyarlama bir film.
iman dersi veren film. şahsen benimkini sığ sayılmayacak bir şekilde kuvvetlendirdi.

--! spoiler !--

filmin en sonundaki "sen hangi hikayeye inanırdın?" sorusu çok genel geçer ve insanın kendi hayatının belki her anına bakan bir yönü var. evet inanıyorsun ama perde var, dalga dalga şüphe geliyor. cevap vermek ayrı şey, mutmain olarak "hakiki iman edenin tüm dünyaya meydan okuyacağı bir öz(!)güveni kuşanmak ayrı şey. özün özü diye bir kitap vardı. ibni arabinin. okunmalı. çünkü özün bilgisini elde etmek, her şeyle ilgili bir konumlandırma yapma ufkunu kazandırıyor. tevhid inancı esasen her şeyi bir şeylemek olduğu için, özü bilen, kendini bilen, rabbine böylece yelken açabiliyor. (bkz:olsa gerek) (bkz:genel tasavvuf paradigması)

--! spoiler !--

filmle ilgili kısa bir yorum için: (http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/yazar-34491-pinin-yasami-her-gonulde-bir-kaplan-yatar.html)
görsel açıdan harikalar yaratmış bir film. öyle sahneler var ki sahneyi durdur ve dakikalarca izle...
hikayesi de güzel, kurgusu da. hal böyle olunca film sinema açısından oldukça keyifle izlenen bir eser olmuş.

ancak... son birkaç yıldır dünyaya bir dalga gibi sardırılan yeni bir din anlayışı mevcut. bu din için edebiyat sinema vb. her şey dalga dalga kullanılmakta ve üzüntüyle söylemeliyim ki ülkemizde dahi gayet güzel karşılanmakta. sinema açısından ülkemizde mahsun kırmızıgül'ün new york ta beş minaresi ve yine hindistan abd ortak yapımı my name is khan aklıma gelen bu çakma din anlayışının örnekleri. bu film de bu çakma din anlayışını çok güzel yedirmiş filmlerden biri olarak sunulmuş önümüze.

peki bu dinin özellikleri nedir? ilk etapta zihnimde canlananları sıralayayım:
-allah şimdiye kadar isa hariç boşu boşuna peygamberler ve kitaplar göndermiş. isa gerekli, çünkü bizim için kendini feda edip günahlarımız için acı çekerek ölmüş, diğerleri ne diye gelmiş bilinmez; çünkü insan iç güdüleriyle zaten allah'ı bulmakta.
-bütün dinler allah katında aynı, hangisine tutunursanız o sizi allah'a götürür.
-ibadetleriniz sizin için bir rahatlama vesilesi olsun, içinizi ve vicdanınızı rahatlatsın diye varlar. bu sebeple hangi dinin ibadeti hoşunuza gidiyorsa onu kullanabilirsiniz, hiçbir sakıncası yok, sonuçta allah'a dönük yapıyorsunuz yaptığınızı.
-allah sizi her zaman izliyor ve yaşamınıza müdahale ediyor zaten, siz olaylara karışmayın; insanca bir yaşayış sergileyin dünya zaten harika bir yer olacaktır. kaldı ki bu dünya değil, diğer dünyadır aslolan; nefisle cihad ise en büyük cihaddır, bu varken küçük cihada yeltenmek ne diye?
...
...

bu minvalde son iki yüz yıla kadar ebussuud efendi dahil olmak üzere bir çok şeyhülislam tarafından tekfir edilen mevlana ve yunus emre'nin batı tarafından bütün dünyaya sunulması da çok büyük tesadüf olmasa gerek.
(bkz:unesco 2007 dünya mevlana yılı)
(bkz:unesco 1991 yunus emre sevgi yılı)

moğollar bu toprakları talan ederken müridleriyle tekkelerine çekilip büyük cihad yapan ve diğer müslümanların küçük cihad yaparken can vermelerini seyreden bu zihniyet sanırım şu sıralar müslüman topraklarını sömürenlerin işlerine en çok gelen zihniyet olacaktır.



allah bütün müslümanlara izan nasip etsin. önlerine sunulanlara kuran ve sünnet süzgecinden geçirip bakabilmeyi nasip etsin, yoksa işimiz zor. hem de çok zor.
son zamanlarda çıkmış yerli yabancı filmler arasında açıkara en iyisi.. teknik açıdan nasıldır çok anlamam ama filmin ilk yarısı bittiğinde ve son sahne geldiğinde ne çabuk bitti yahu dedirtti, sıkmadı üstelik derdi de vardı.. daha ne olsun..
-tabi @3teki eleştiriyi gözardı etmemek lazım..
on üzerinden 8,5.
daha evvel defalarca söylenişmişi tekrar edip, öyle başlayalım.
görsel anlamda zirveyi yakalamış, harika ve etkileyici görüntülerle dolu bir film olmuş. sırf seyir zevki için seyredilebilir, bilhassa görsel sanatlara ilgili olanların sinemada 3d seyretmelerinde fayda var. (ne zamana kadar vizyonda bilmiyorum.)

filme gelince,
genel kanının aksine doğrudan tanrı inancıyla ilgili bir film olduğunu düşünmüyorum. tamam birkaç dinden sahneler koymuş, ve bir tanrı inancının da gerekliliğinden bahsetmiş fakat filmin derdi insanı oluşturan yapılar, insanın korkularını yönlendirmesi, korkuyu bir yaşam kaynağına dönüştürmesi yani temelde umut ve kendini bilmek. (daha sonra bunu sağlamak için de her şeyi gören, işiten merhametli bir tanrının gerekliliğinden bahsediyor elbette.)
ve bunu anlatırken insandaki hayvani yapıdan yani insanı oluşturan kavramlardan bahsetmiş. (bu noktada imam gazaliyi okumakta fayda var.) insan dediğimiz varlık tek bir duygudan müteşekkil bir canlı değil, sık sık duygu değişimleri yaşayan, ruhu bazen daralan bazen genişleyen (kabz-bast) yani tıpkı bir deniz gibi bazen korkunç dalgalı bazen son derece sakin. (filmdeki okyanusu bu anlamda değerlendirebiliriz.) üstelik insanda, dünya hayatı için zarlığı zaruri ama insanın huzuru için de ehlileştirilmesi şart bir nefse sahip. nefs de bizim korkularımızın, endişelerimizin asıl sebebi. aynı zamanda canavarlaşıp, insaniyeti yok edecek güçte.
hülasa; film bediüzzaman'ın ve mevlana'nın hikayeleri gibi. mesela bediüzzaman iki askerin hikayesini anlatır çoğunlukla, kaderi, namazı, besmeleyi hep temsillerle anlatır. o hikayeleri okuyun, filmi hatırlayacaksınız.

fakat film bu iyi fikri (belki de yönetmenin konuyla ilgili net bilgi sahibi olmamasından) hakkıyla yansıtamamış. bir insan tanımı ve bir tanrı fikri var ancak bu düşünce yarım kalıyor. (ki bu düşünceyi hakkıyla bilip anlatsaydı muhtemelen müslüman olurdu, ya da anlatabilmesi için müslüman olması gerekirdi. (*) başta psikoloji temalı filmler olmak üzre, bazı filmleri seyrederken 'yönetmen müslüman olsaymış, film mükemmel olurmuş' diyorum. o günler de gelir inşallah.

bir de filmde çocuğun hissiyatının tam olarak yansıtılmadığı düşünüyorum. korku, umut daha ziyade fiziksel kalmış. bu yönetmenin bir taktiği de olabilir, bilemeyiz. çünkü;

--- bu kısım filmi seyredenler için ---


filmde aslında 3 ayrı hikaye var. birini seyrediyoruz, birini dinliyoruz. biri de gerçekte yaşanılan.yönetmen duyguları tam yansıtsaydı, gerçek hikayeyi farkederdik.


--- bu kısım filmi seyredenler için ---