çıkmaz sokak – dertli sözlük
genelde sokaklar, ya sağa ya sola doğru kıvrılır durur. bazıları ise apartman, duvar ile son bulur. gidecek yolu olmayan sokak çıkmaz sokaktır.
herkesin birbirini tanıdığı dolayısıyla sokağa giren yabancının hemen fark edildiği ve çocukların rahat oynayabildiği sokaklardır.
herkesin çıkmaz sokağı kendine göredir. kiminin sokağı insanlığa çıkmaz kiminin sokağı anneye.kiminin sokağı dünyaya çıkmaz...
necip fazıl kısakürek in destan şiirinin ilk mısrasında bahsettiği.
durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak
haykırsam kollarımı makas gibi açarak
durun durun bir dünya iniyor tepemizden
çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden
çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet
alevler içinde ev üst katında ziyafet
durum diye bir lâf var buyrunuz size durum
bu toprak çirkef oldu bu gökyüzü bodurum
bir şey koptu benden şey her şeyi tutan bir şey
benim adım bay necip babamınki fazıl bey
utanırdı burnunu göstermekten sütninem
kızımın gösterdiği kefen bezine mahrem.
...
ya çıkarsa merakıyla sonuna kadar gidilip bir bakılan, yaşlı teyzelerin kapı önünde oturduğu, küçük kızların evcilik, küçük beylerin top oynadığı trafiğe kapalı samimiyete açık eski zamana yolculuk yapılan, hiç bir yere çıkmazsa insanlığa çıkan sokaklar.
genç dergi yazarlarından bilgehan eren'in kitabı.

arka kapaktan:

i̇nsan iradesini teslim alan "piyasa", bugün "tüketim toplumu" denilen, ihtiyaçların temininden öte, isteklerinin tatminine odaklanmış, merkezinde hazzın yer aldığı "birey"ler teşekkül ettirmiştir. bir bakıma da, tek-li̇kten, tek-ti̇pleşmeye giden bu "birey"ler, tüketimi bir "iletişim" aracı ve kimlik inşası olarak gördükleri için, misâl, sadece ekmek ve beyaz eşya gibi maddî şeyleri değil, kültürden sanata kadar her şeyi tüketim malzemesi yapmıştır. hiçbir şeyin "kalıcı" kılınmadığı "çikmaz sokak"ta, insanoğlu için iş gide gide; dostluk, vefa, aile, evlilik, sadakat, hâsılı her şeyin tüketilmesine veyahut içinin boşaltılarak mânâ değerinin azalmasına sebeb olmuştur.
batılı bir fikir adamının cümleleriyle söylersek, "ekonominin içtimaî ilişkilere gömülü olması gerekirken, içtimaî ilişkiler ekonomik sisteme gömülü kalmıştır." tabiî ki bunda -ruha bağlı olmayan- aklın nereye götürdüğünün ve maddesine tasarruf edemeyen ruhun, havada başıboş parendeler atmak gibi, hiçbir yere vardıramayacağının hikmeti de gizlidir. şuurla kavramamız gereken, meselenin sadece iktisadî yahut siyasî olmaktan öte, daha çok fikrî ve ahlâkî olduğudur.



not: bu kıymetli kitabı temin etmek isteyenler bana mesaj ile ulaşabilirler.