her gün üzülmek – dertli sözlük
oldukça üzücü bir olaydır.
zaman geriye gidemeyeceği için, olan olmamış olamayacağı için, olacağa da çare olmayacağı için için için gerçekleşecektir.
ölüm, karasevda, ihanet gibi geri dönüşü olmayan, sonuçları gün be gün serpilen genişleyen derinleşen yahut hiçbir zaman azalmayan, bir insandan diğer insana doğru gerçekleşmiş bir ağır zulmün, acının sonucunda gerçekleşen, insanı kapsayan kaplayan katlayan iki büklüm bir köşe yapandır.

her gün, bazen saatlerce beynin kıvrımlarında, düşüncenin boyutsuz damarlarında, bakılan yerde, görülmeyen yerde, anlık boşluklarda bütün doluluklarda, bilinçaltı denen bütün sahada, duyguların -ortasında olmasa dahi- başında ve sonunda kendini hep var eden, artarak azalarak hep koruyan üzgünlüktür.
her gün aynı şeye umut olarak olarak inanmak, her gün aynı şeyi umut olarak taşımak ve her gün o aynı şeyin umuduyla bir önceki günden daha fazla çalışmak beklemek aramak inanmak sonucunu da doğurabilecek olan üzülmedir.
sebebi zannedildiği gibi çoğunlukla aşk acısı olmayan kesikli fakat uzun haldir.

başka insanların/ülkelerin mutsuzlukları, uğradıkları bitimsiz zulüm, o zulme şahit olmaktan onun varlığını hep bilecek ve yaşadığın müddetçe çözümünü gerçekleştiremeyecek olmaktan da kaynaklanabilir.

not: benim için üzülme. kahırlı bir konudan bahsettim, fakat intiharın eşiğinde falan olduğum zannedilmesin. yukarıdaki halleri kendimde yaşıyor değilim. ama herhangi bir insan için, veya tüm insanlık tüm halklar ve insanlar için, aklımızda ve kalbimizde duyumsuyabiliriz.
"evet bir hançer ağacı gibi büyüyor içimde acı.." cümlesini yazdırır...
kendine değil alemin kahrınadır...erdem bayazıd'ın ifadesiyle 'sürüp gelen çağlardan' denilecek bir hüzündür...vakardır..duruştur...
ters giden bir olay nedeniyle akşama kadar kendini olumlu yönde telkin edersin ve uyursun ama gözünü açtığın ilk anda aklına bu terslik gelir ve bir defa daha yaşarsın.işte böyle günler günleri kovalar.dejavu ve jamais vu lar yaşarsın.bir de bakmışsın üzgünlük rendesinde ömür tükenmiş...
hep taze olan bir acının insanın yüreğinde var olmasının sonucudur her gün üzülmek.hüzün mutluluklar gibi gelip geçici değildir.gelip yerleşti mi bir gönle, geri gitmesi yapacağı en son iştir.bu yüzden her gün daha fazla acıtır insanın içini.her gün biraz daha kanatır.uzaklaşmaya çalışarak, hayata tutunmaya çalışmak, günlük olayların içerisine karışıp, onlarla oyalanmak da çare değildir.ne kadar uzaklaşsanız da gelip tarumar eder içinizi.o kadar çaba, o kadar kaçış aslında boşunadır ve bir anda yıkılmaya mahkumdur.sonrasında bu durumun iyi yönlerini de keşfetmeye başlar insan.zamanla bu hüzün olgunlaştırır insanı, hayata daha farklı bakmaya başlar.hepsinden yeni sonuçlar çıkarır ve her biri için tek tek şükreder yaradana..