bitirilemeyip yarım bırakılan kitaplar – dertli sözlük
okuduğum kitapların büyük çoğunluğu bu şekilde (öykü, roman hariç). çünkü birini bitirmeden başka birine başlıyorum. dönem dönem geri dönüp birkaç bölüm daha ilerleyip sonra yine başka kitaplara başlıyorum. bence o sıralar yaşamımda ihtiyaç duyduğum şeye göre kitaplar beni kendine çekiyor, buna inanıyorum.
gurur meselesi yapılmaması gereken bir mevzu. başlarsın, bir yerde tıkanır ve gitmez. illa ki bitirmeye çalışıp karşılıklı eziyetleşmeye gerek yok. dostça ayrılmak lazım.
kitabın size çok bir şey katmayacağına emin olduğunuz durumlarda problem olmuyor. irade terbiyesi böyle bir kitap mesela benim için. tekrar dönüp okumaya çalışma isteğim hiç yok. bir de henüz başlarındayken bırakmışsanız o da problem olmuyor. ama öbür türlüsü zihinsel yük. yaklaşık 15 sene önce 200 sayfasını okuyup yok gitmiyor diye bıraktığım ölü canlar hala içimde dert benim. şu an okuduğum umut parkı'nı da sırf 150 sayfasını okudum, boşa gitmesin diye zorluyorum aylardır o yüzden. kendi isteğinizle başlamadıklarınız da ne kadar güzel olursa olsun ruh halinize uymuyorsa gerekli kadarı okunup bırakılabiliyor bir de. ama her zaman kitap sarmadığı için de olmuyor. benim yüzüklerin efendisinin sadece birinci kitabını okumam 2 yıl falan sürmüştü. şimdi elimde benzer bir kitap var. 3 yıl önce başladım herhalde, çok da sevdim. ama 300 sayfasını okuyup bıraktım. kafam rahat, tadını çıkarabileceğim bir zamanda okumak istiyorum çünkü.:)
pascal'ın düşünceler'inin bir çevirisine başlamıştım ve merakla okuyordum; çevirmenin öz türkçeciliği saplantı haline getirmesi dolayısıyla yarıda bırakmak durumunda kalmıştım.
(bkz:kara kitap) (*)herkesin övgüyle bahsettiği ilgili kitabı ne hikmetse yarım bırakmışımdır. belki henüz bu kitabı okumamın zamanı değildir.