kültür değiştiren eşya ve teknolojiler

kombi aile fertlerini oda ülkerine bölmeye yarar. güzineli sobanın getirilerinin hepsini bir çırpıda silip atmıştır.

poşet çay bireyselciliği empoze eder, demden ve demlenmekten alıkoyar.

telefon mektuplaşma kültürünü bitirmiştir.
i̇nternet yüzyüze sohbeti
televizyon tartışma kültürünü
işin dibine inmek gerekirse, trafoları patlatmak gerek vesselam. reset!
hemen gaz lambaları yakılır, sobalar tutuşturulur, çaylar demlenir, önce yabancılık çeker herkes ama sonra ay gökyüzünü ortaladığında şen tebessümleri yayılır muhabbettin.
bağlaması, neyi, meclisi sohbeti, ibadeti yaylır. adamın primitivist olası geliyor.

"kolanın başına turka ya da kurda getirmekkolayı bize ait kılmıyor, bilakis kolanın beraber servis edildiği yemek kültürünü sofralarımıza taşıyor ve nihayetinde o kola olarak kalmaya devam ederken geldiği sofrayı batılılaştırıyor." (rıhle, 12. sayı)

yoktur.

çünkü;

teknolojiyle kültürünü değiştiren insan zaafiyeti vardır. ürün ve teknoloji masumdur.
bülent akyürek'in yanıldığı nokta da budur. (bkz:[entry]21505[/entry])
aile fertlerinin dağılmasını kombiye bağlamak;
poşet çayın bireyselciliği empoze ettiğine inanmak; (sen neymişsin be poşet çay)
lambanın tefekkürü yok ettiğine inanmak;

hepsi komik iddialardır. cansız eşyalarla mı bağlıyı birbirimize.
insan zaaflarına yeniliyor suçu teknolojiye, internete lambaya yüklüyor.
binlerce yıl öncesinden bir insan gelse muhtemelen tekerlekte suç bulacak.
insan bu; zaaflar ve bahaneler..

aynı zaafın başka sözleri:

(bkz:tüfek icat oldu mertlik bozuldu)

elbiselerdir. zira:
"müslüman da avrupalının elbisesini giymekle, hiç farkına varmadan kendi zevkiyle avrupalının zevkini birleştirmiş olur. sonra da giderek fikri hayatını yeni giyim tarzıyla uyum sağlayacak şekilde şekillendirmeye, yani yozlaştırmaya ve bozmaya başlar..." (*)

i̇nternet.
taa dünyanın bir ucunda ne olduysa sende burada görüyorsun dedirten ama alttan alttan dünyanın diğer ucuna özendirip kültür değiştiren bir icattır.

kültürü, insanın fıtratını ve eşyanın tabiatını değiştirecek kadar ileri giden teknolojiler ve eşyalardır. örnekleri çoktur. teknolojiyi kullanırken kendi seçiminizi yaptığınızı zannedersiniz ama aslında kendi seçiminizi değil, dünyanın bir başka ucunda başka insanların sizin tercih etmenizi istediği şeyleri tercih etmişsinizdir. teknolojiyi doğru kullanmak tabiri diye bir tabir yoktur. çünkü seçimleriniz sizin eseriniz değil, bir başkasının eseridir.

şöyle bir durum var: mecburiyetler ve şartlanmışlıklar.

bu iki etken teknoloji ile dünyanın yönetilmesini kolaylaştırmaktadır. bu durum teknolojiden soyutlanmamızı gerektirmiyor. aksi halde dünya ile irtibatımız kopar. ama olması gereken teknolojinin en kısa sürede çökmesi ve yok olması. hayatımızı kolaylaştırmaktadır diyeceksiniz. hayatımızı kolaylaştırdığını iddia eden her şey hayatımızdan bir başka gerçekliği siler. bir başka faydayı zarara çevirir.

teknolojiyi müslümanların yapamadığından filan söylemiyorum. müslümanlar uğraşsa ve çabalasa yüksek teknoloji imalatı yapabilirler. ama yapmamaları gerektiğini savunuyorum. çünkü sınırlar çoktan aşıldı. bir müslümanın inançlarını çiğneye çiğneye bunları yapması imkansızdır.

dünya ne kadar teknolojiyle iç içe olursa, insanlar o kadar rahat köleleştirilecektir. teknolojiyi ancak teknolojinin insan hayatında yer etmemesi gerekliliğini savunanlar çökertecektir.