yusuf kaplan – dertli sözlük
bir yenişafak yazarı. güzel tespitleri olan bir yazar. "üç büyük paralel devrim" başlığında incelediği meseleler, gerçekten çarpıcı. özellikle şu cümle vurucuydu benim için:

--- iktibas ---

o yüzden mevcut eğitim, kültür ve özellikle de medya rejiminin, kemalist devrimden daha büyük bir yıkıma yol açtığını göremiyoruz bile.

--- iktibas ---

yazar sebebine pek değinmemiş ama ben birkaç cümleyle açıklayayım.
yıkılan bir ideolojinin yerine siz bir düşünce sistemi kurmazsanız, kaos kaçınılmazdır. çünkü insanlar bir boşluğa düşer ve boşluğu kavga ve gürültüyle doldururlar. müslümanların kendi düşünce sistemini kurmasının gerekliliği başlığında yazdığım #396051 nolu entryde bununla ilgili birkaç şey yazmıştım.
muhafazakarlık reaksiyoner duruşu ve kimi zaman pragmatist ve oportünist duruşu beraberinde getirir. işte muhafazakarlık, müslümanların kendi düşünce sistemlerinin kurmalarının önündeki en büyük engeldir. bir ideoloji toplumun zihninden silinirken muhafakarlık gibi pragmatist bir politik düşünce pratiğiyle doldurulursa sonuç günümüz türkiyesidir. muhafazakar duruşa en güzel örnek aslında dershane olayları. dershaneleri savunanlar hem pragmatist, hem de reaksiyoner bir tepki ile savunuyorlar.
bugüne kadar hep politik düşünce pratikleri ve özgürlükçü çerçevede hareket ettik. liberalizm ve neo-liberalizm arasında gidip gelen politik duruşumuzu, muhafazakarlıkla sosladık. kapitalizmin en sonunu görmek üzereyiz. yani bir çukurun en dibini toplumsal olarak görmek üzereyiz.
ama biz yine de pragmatist ve reaksiyoner duruşumuzu sergilemeye devam ediyoruz. ve olan şey kaosa her dakika daha fazla yaklaşıyoruz. allah muhafaza.
alimlerimiz 1000 sene önce tartışılan ve bazı alimlerin çözüme kavuşturduğu şeyleri yeniden tartışmaya açarken, mütefekkir zannettiklerimiz, sığ ve taassup içeren düşüncelerle her dakika toplumdan koparken sadece ideallerimizden uzaklaşmakla kalmıyoruz, elimizdeki tüm nimetleri de adeta geriye tepiyoruz. allah sonumuzu hayır etsin.