yaşlılarla girilen ilginç diyaloglar – dertli sözlük
torununun elindeki meyveyi kapıp “sen daha çoook yersin oglum, benim olsun bu şimdi” diyen 60’lık ninecik… “sen şimdiye kadar cooook yemişsindir, ben daha yeni başladım” diye meyvesini geri kapan 6’lık toruncuk…
anneanneyle torun arasında geçen diyalog:-(*)anneanne, sen evlenmeden önce dedemi görmüş müydün?-yok evladım, ne gezer bizim zamanımızda... ama ayakkabılarını görmüştüm.
bir uçak yolculuğumda yaşlı teyzenin biriyle yan yana düştük.teyzenin oturduğumuzdan beri benle konuşmak istediğini anlamıştım ve sonunda soru sormaya başladı ve bir sürü soru sordu, genelini ucağın sesinden duyamadım ve sorduğu her şeye "evet" dedim.umarım yanlış bir şeye evet dememişimdir..
nişan günü erkek tarafından olan yaşlı bi teyze geline yaklaşır.- kızım sen kadir gecesi mi doğdun?- neden sordun teyzecim?- böyle bir aileye gelin geliyorsun..- yok teyzem damat kadir gecesi doğmuş da ondan. )
toplu taşıma araçlarında onlarca yaşlıyla konuşmuşumdur ama hiçbiri üçüncü köprünün isminin tartışıldığı zamanlar vapurda denk geldiğim yaşlıca amca kadar bende ortamdan kaçma istedeği uyandırmamıştır. amca geldi, yanıma oturdu "yavuz sultan selimmmm" dedi "islam'a büyük hizmet etmiştir." "evet" dedim. " birrrdeee yusuf islam var,bilir misin?" dedi. "bilirim" dedim. "eski adı ked sitivınstır onun" dedi. "evet" dedim. "ked ingilizcede kedi demektir" dedi. "amca" dedim. " sana hayırlı yolculuklar ben yüzerek geçicem"dedim. atlamadım ama ortamdan ayrıldım kendimi denize atmamak için zor zapt ettim.
iki tane 60+ komşum var. ikisi de dul. biri, oğluyla yaşıyor (ayşe teyze). (a)
diğer teyze daha da yaşlı, kimsesi yok. yalnız yaşıyor. (bu teyze hk: ( #443993)) (c)
iki de karşı apartmanda oturan teyze var. bu teyzeler sokağın yerleşikleri, en eskileri. (d1 ve d2)

birkaç zaman önce gece yarısı eve gelirken yalnız yaşayan komşu teyzeyle merdivenlerde karşılaşmıştım. 'çok hasta olduğunu ve hastaneye gitmekte olduğunu, benim de kendisiyle gitmemi istediğini' söyleyince, taman dedim, beraber hastaneye gittik. dönüşte, evde hurma ve takke var. geçen sene umreden getirmiştim, gündüz bir ara gel vereyim demişti. teşekkür edip gitmemiştim.

aradan da epey zaman geçti. bugün gece 11 gibi, eve gelirken teyzelerle karşılaştım. 4'ü apartmanın önünde oturmuş, çay içiyorlar.
ayşe teyze hal hatır sordu, bak oturmazsan darılırım dedi, hemen çayımı doldurdu, mecburen oturdum ve: (ben de b)

d1: ayşe oğlun sana hiç benzemiyor, rahmetliye mi çekti acaba?
a: (kahkaha ile) yok benim oğlum değil, üst komşum.
d1: gerçekten mi? ben de senin oğlun sanıp bazen hal hatır soruyordum.
d2: ben de senin oğlun sanıyordum. sen köye gittiğin zaman birkaç kez bir şeye ihtiyacın var mı yavrum diye sordum.. aaa..
c: yok canım ayşe'nin oğlunu tanıyorum ben. geçen gün hastalandığımda beni hastaneye götürdü, yanımda bekledi. benimle ilgilendi sağolsun. ayşe senin oğlun çok efendi çocuk, maşallah.
b: teyze o bendim.
c: gerçekten mi? ben hep karıştırıyorum sizi. televizyonumu yapamayan çocuk da sendin di mi? ama ben senin için ayırdığım hurmayla takkeyi ayşe'nin oğluna verdim.
b: önemli değil, teşekkür ederim.
c: olmaz olmaz hak geçer. yarın teravihe kara davut camii'ne gitcem. orda hatimli kılınıyormuş sen de gel, dönüşte sana hurma vereyim.
b. yok gerçekten sağol. hem yarın ben karşıda olacağım nasipse.
c: aa sen namaz kılmıyor musun? hani efendi çocuktun.
b: namazı karşıda kılarım.
c: olmaz gençsin sen. hatimli kıl.
b: inşallah, beraber gideriz.
b: çayım bitti, bana müsade:
a: (baştan beri devam eden kahkahasıyla) tamam yavrucum. allah'a emanet ol.
d1 ve d2 (birbirlerine fısıltı ile): efendi çocukmuş, iyi ki iyi davranmışız.
otobüste, oğlunun telefondan rastgele çevrilen numarayla edindiği hatta bir akşam evde misafir ettikleri kız arkadaşını anlatıyor teyze:
-ah o kızdan kurtulamadık evladım. benim oğlum çok iyi niyetlidir, sadece arkadaş gözüyle bakıyordu.