dertli itiraf – dertli sözlük
(bkz:recep tayyip erdoğan)
(bkz:14 mayıs 2023 seçim sonucu)

belki tam itiraf değil ama merak ediyorum sözlük: biz müminlerin yüzünü güldürecek bir seçim sonucu istiyoruz allah'tan. dua ediyoruz, fetih sureleri okunuyor, sadakalar veriliyor. bu süreçte rabbimiz'in yardımını diliyoruz. merak ediyorum böyle kaygıları olan ama muhalif insan allah'a nasıl dua ediyor, zafer için fetih sureleri okunabiliyor mu kemal kılıçdaroğlu'na? bu kıymetin verileceği bir adam bu? bu nasıl bir yol, bu nasıl gidiş? hdp'nin apaçık desteğinin olduğu bir ittifaka, lgbtnin yanında olan böyle insanların yanında durmaya niyet ederken rabbimizin yüzüne nasıl bakarız?

rivayete göre ismet özel ile bir genç arasında geçen diyalog aklıma geldi. şöyle:
"sigara yakarken besmele çekiyor musun?" diyorum, sigara içenlere. onlar da "hayır, ne münasebet..." diyor. demek ki besmele çekilmeyecek bir şey yapıyorsun.

rus barış güçlerinin 12 askerini hazır kıta beklettiği ve tankların namlularını çevirdiği istikamette, onlardan 50 metre uzakta çalışıyorum. alanda şebeke ve internet yok. birkaç ay önce çalışanlara "bu bölgeye sakın girmeyin" uyarısını yapıp gittikten yarım saat sonra mayınların patladığı haberini aldım ve taşınan bir yaralının bindirildiği arabanın kanla kıpkırmızı boyandığını gördüm. tabii ailemin bilgisi yok gibi. bu ekonomik darboğazda elime böyle bir iş geçtiği için hemen her gün şükrediyorum. bu da hayatın cilvesi. ölürsem hakkınızı helal edin(*).
şöyle dümdüz yeşillikli bir çayırda yaşasam hiç fena olmaz sözlük her gün rabbime şükredip koşsam doyasıya nefes alsam, çok yoruldum çok yorulduk bu kalabalığın içinde yalnızlıklarımızla kendimizi yormaya çok alıştık, hayat böyle apartman dairelerinde geçip gitmesin, rabbim hepimize en güzelinden bozkırlarda, çayırlarda ev nasip etsin.
hayallerimize sımsıkı sarılmasak bile azıcık ucundan tutunalım ölümü hatırlayarak yaşayalım inşallah.
sosyal medya çeşitli açılardan fayda sağladığı gibi çeşitli açılardan da zararlı bir yapı göstermektedir. i̇nsanlar; yazma, kendini ifade etme, düşüncelerini paylaşma amacıyla sosyal medya kullanıyor. bu durum kimi zaman yanlış noktalara ulaşabilmektedir. dertli sözlük gibi bir mecrada bu ihtiyaçların giderilmesi gençler için bir nimettir. burada şuurlu bir ortamda, ümmetin derdiyle dertlenerek, kardeşlik bilinciyle yazmaları, okumaları, onları sosyal medyanın zararlı yönünden muhafaza etmektedir.

i̇şte benim hikayem. dertli sözlük'te var olma sebebim. şuurlu bir şekilde öğrenmek, öğrenirken öğretmek, ümmetin derdiyle dertlenebilmek.
sözlüğümüz 13.yılını doldurmak üzere.bu minvalde birkaç şey yazmak isterim.

dertli sözlük, ümmetin derdiyle dertlenen gençlerin kurduğu mütevazi bir sözlüktür. kaliteli, dolu dolu içeriği nedeniyle zamanla biz yazarların da uğrak mekanı olmuştur. seviyeli, kendine has üslubu sayesinde bu mecrada faaliyet gösteren diğer sözlüklerden farkını ortaya koymuş bir sözlüktür.

ümmet derdiyle dertlenmek, mümin olmanın gereklerindendir. bu gerekliliği kavramak ve gereğini yerine getirmek en önemli vazifemizdir. biz de bu vazifemizi ifa etmek için dertli sözlük'teyiz. gelen yeni yazarlarımızla birlikte büyük bir aile olmak gibi bir amaç taşımaktayız dertli sözlük yazarları olarak.

sözlüğün büyüyüp gelişmesi sosyal medyada varlığını ispat etmesi, az ama öz olmayı başarması, devamlılık arz etmesi sözlüğümüzün başarılarından bir tanesidir. benim açımdan en önemlisi de bu zaten.

yazmayı burada talim ettik, sözlüğü kelime kelime işledik. evet bir nakış işler gibi işledik. kimi zaman hüzünlendik, kimi zaman sevindik. kimi zaman sıkı tartışmalar yaşandı, kimi zaman kardeşlik bilinciyle olayları yorumladık.

sosyal medyanın dezenformatif yapısı sözlüğümüzde var olmadı. bu durum yazarlarımızın belirli bir şuur seviyesinde olması nedeniyledir. sözlüğümüzün kıymetli yazarlarından sır'ın meşhur bir sözü vardır. "şuur farzdır." der. yani şuurun önemine atıfta bulunmaktadır. sözlüğün yazarlardan beklentisi de budur. şuurlu bir hayat yaşamak ve bu şuuru sözlüğe taşımak. bu minvalde sözlüğümüz bunu başarmıştır.
sözlük ben galiba tiryaki oldum çıktım.
ramazandan önce biraz fark ettim ama üstünde durmadım. çünkü canım istediği anda çaya ulaşabiliyordum. sadece sabahları biraz gözüm dönüyordu o kadar.
şimdi ise oruçla beraber yoksunluk sonucu sofrada başım ağrımaya titremeye başlıyor.
hiç böyle olacağı aklıma gelmezdi. bağımlıyım :(
kalbim sızlıyor,
i̇fadesini bulmak isteyen kelimeleri taşımanın yorgunluğundan.
göğsüm ağrıyor,
anlaşılamamanın yarattığı yalnızlığın çaresizliğinden.
oysa gökyüzünden bile yüceydi hayallerim...
şimdiyse sadece hayatta kalmaya çalışıyorum,

yitirdiğim tüm o kelimeler yağmur olup yağsa üzerime...
alfabeyi baştan sona okuyamıyorum. hangi harfin önce geldiği lazım olursa internetten bakmak zorunda kalıyorum. çarpım tablosunun tamamını da üniversite 3. sınıfta öğrenmiştim. öncesinde hep referans çarpanlarla ekleme-çıkarma yaparak istediğim değerleri buluyordum.

(bkz:zeka ölçekleri)