dertli itiraf – dertli sözlük
sosyal medya çeşitli açılardan fayda sağladığı gibi çeşitli açılardan da zararlı bir yapı göstermektedir. i̇nsanlar; yazma, kendini ifade etme, düşüncelerini paylaşma amacıyla sosyal medya kullanıyor. bu durum kimi zaman yanlış noktalara ulaşabilmektedir. dertli sözlük gibi bir mecrada bu ihtiyaçların giderilmesi gençler için bir nimettir. burada şuurlu bir ortamda, ümmetin derdiyle dertlenerek, kardeşlik bilinciyle yazmaları, okumaları, onları sosyal medyanın zararlı yönünden muhafaza etmektedir.

i̇şte benim hikayem. dertli sözlük'te var olma sebebim. şuurlu bir şekilde öğrenmek, öğrenirken öğretmek, ümmetin derdiyle dertlenebilmek.
sözlüğümüz 13.yılını doldurmak üzere.bu minvalde birkaç şey yazmak isterim.

dertli sözlük, ümmetin derdiyle dertlenen gençlerin kurduğu mütevazi bir sözlüktür. kaliteli, dolu dolu içeriği nedeniyle zamanla biz yazarların da uğrak mekanı olmuştur. seviyeli, kendine has üslubu sayesinde bu mecrada faaliyet gösteren diğer sözlüklerden farkını ortaya koymuş bir sözlüktür.

ümmet derdiyle dertlenmek, mümin olmanın gereklerindendir. bu gerekliliği kavramak ve gereğini yerine getirmek en önemli vazifemizdir. biz de bu vazifemizi ifa etmek için dertli sözlük'teyiz. gelen yeni yazarlarımızla birlikte büyük bir aile olmak gibi bir amaç taşımaktayız dertli sözlük yazarları olarak.

sözlüğün büyüyüp gelişmesi sosyal medyada varlığını ispat etmesi, az ama öz olmayı başarması, devamlılık arz etmesi sözlüğümüzün başarılarından bir tanesidir. benim açımdan en önemlisi de bu zaten.

yazmayı burada talim ettik, sözlüğü kelime kelime işledik. evet bir nakış işler gibi işledik. kimi zaman hüzünlendik, kimi zaman sevindik. kimi zaman sıkı tartışmalar yaşandı, kimi zaman kardeşlik bilinciyle olayları yorumladık.

sosyal medyanın dezenformatif yapısı sözlüğümüzde var olmadı. bu durum yazarlarımızın belirli bir şuur seviyesinde olması nedeniyledir. sözlüğümüzün kıymetli yazarlarından sır'ın meşhur bir sözü vardır. "şuur farzdır." der. yani şuurun önemine atıfta bulunmaktadır. sözlüğün yazarlardan beklentisi de budur. şuurlu bir hayat yaşamak ve bu şuuru sözlüğe taşımak. bu minvalde sözlüğümüz bunu başarmıştır.
sözlük ben galiba tiryaki oldum çıktım.
ramazandan önce biraz fark ettim ama üstünde durmadım. çünkü canım istediği anda çaya ulaşabiliyordum. sadece sabahları biraz gözüm dönüyordu o kadar.
şimdi ise oruçla beraber yoksunluk sonucu sofrada başım ağrımaya titremeye başlıyor.
hiç böyle olacağı aklıma gelmezdi. bağımlıyım :(
kalbim sızlıyor,
i̇fadesini bulmak isteyen kelimeleri taşımanın yorgunluğundan.
göğsüm ağrıyor,
anlaşılamamanın yarattığı yalnızlığın çaresizliğinden.
oysa gökyüzünden bile yüceydi hayallerim...
şimdiyse sadece hayatta kalmaya çalışıyorum,

yitirdiğim tüm o kelimeler yağmur olup yağsa üzerime...
alfabeyi baştan sona okuyamıyorum. hangi harfin önce geldiği lazım olursa internetten bakmak zorunda kalıyorum. çarpım tablosunun tamamını da üniversite 3. sınıfta öğrenmiştim. öncesinde hep referans çarpanlarla ekleme-çıkarma yaparak istediğim değerleri buluyordum.

(bkz:zeka ölçekleri)
sen her şeyi nefsini ilahlaştırmak için yapmışsın dedi. onca gayret sırf adımın daha fazla anılmasını istemek içinmiş. haksızsın diyemedim, iddiasını destekleyen o kadar çok argüman vardı ki... kendimi savunmaya çalıştıkça hem onun hem de kendimin gözünde daha da küçüldüm.
şeytanın sağdan yaklaşması olayıymış. herkese karşı yek olma hırsı, hiç kimse olmasa dahi tüm sorunları tek başına çözebileceğine dair inancım hep bundan kaynaklıymış. üzücü. niçin yaşadığını tekrar tekrar sorgulatıyor. bir kör olsan 26 seneni böyle yaşasan 27 de tanrı gözünü açsa neredeyim ve kim bu şahsiyetler deyip bocalamaz mısın? sanırım inmek istiyorum, durdurun dünyayı.
bazen değerlerimi savunacagim diye milletin gıybetini ediyorum. mesela bir sanatçı çok açık giyinmiş sözlükte gidip terbiyesizlik yaziyom. biri gay klibi çekmiş ahlaksızlık falan yazıyorum o şeyler topluma mal olduğu için eleştirmem normal mi? yoksa günaha mı giriyorum bilmiyorum. mesela biri oy toplamak için kur'an okuyorsa gidip eleştiriyorum medem gerçek müslümansın neden cydd adlı kuruma bağış istedin gibi. ben bu adamın günahını mi alıyorum yoksa sorguluyor muyum bilmiyorum.

sözlük, ben uçlarda birde sofistike (karmaşık anlamında) bir hanımmışım. öyle diyorlar

n'apılır ki bu insanları memnun etmek için? kendimi mi kısıtlayayım? fikirlerimi söylemeyeyim mi?

zaten öyle olur. böyle kendini ifade eden, saçma sapan günlük muhabbetlere takılmayan ciddi duruşlu hanım kişilere kibarca ''sofistike'' denir öbür tarafta sevimli sevimli (itici öğk) duran ortamcı kızlara bayılınır.

müstehak!

aylar önce veda etmeden gittiğim biriyle şimdi helalleştik. i̇çim rahat fakat hep bir burukluk hissi. hiç gitmeyecekmiş gibi.. yüreğimdekiler korkak.. söz olup da taşamadılar..