deccal – dertli sözlük
(bkz:[entry]412082[/entry])
anladığım kadarıyla deccal önceden (sahabeler döneminde) yaşamamış.yalnızca o devirde yaşayan ve şu anda ölmüş olan abdüluzzâ i̇bni katana benziyormuş.

nevvâs i̇bni semân radıyallahu anh şöyle dedi:

bir sabah resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem deccâlden uzun uzun bahsetti. sonunda yorulup sesini alçalttı, sonra tekrar yüksek sesle konuştu. biz onun anlatışına bakarak deccâlin medine civarındaki hurmalıklara gelip dayandığını zannettik. tekrar yanına gittiğimiz zaman üzüntümüzü anladı ve:

hayrola, bu ne hal? dedi. biz de:

yâ resûlallah! sabahleyin deccâlden bahsettin. kâh alçak sesle kâh yüksek sesle konuştuğun için, biz onun hurmalıklara gelip dayandığını sandık, dedik. bunun üzerine şöyle buyurdu:

sizin adınıza deccâlden başka şeylerden daha çok korkuyorum. şayet deccâl ben aranızdayken çıkarsa, onun oyununu bozar, delillerini çürütürüm.

eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır. zaten allah müminleri onun kötülüklerinden koruyacaktır. deccâl kıvırcık saçlı, patlak gözlü, (câhiliye devrinde ölen) abdüluzzâ i̇bni katana benzeyen bir gençtir. sizden onu gören kehf sûresinin baş (ve son) tarafından onar âyet okusun. o şam ile irak arasındaki bir yerden çıkacak. sağa sola her yana kötülüğünü yayacaktır. ey allahın kulları, imanınızı koruyup direnin!

yâ resûlallah! deccâlin yeryüzünde kalma süresi ne kadardır? diye sorduk. şöyle buyurdu:

kırk gündür. bir günü bir yıl kadar, bir başka günü bir ay kadar, bir diğer günü de bir hafta kadardır; geri kalan günleri ise sizin bildiğiniz günler gibidir. biz:

yâ resûlallah! bir yıl kadar olan günde, kılacağımız bir günlük namaz kâfi gelecek mi? dedik.

hayır, siz namaz vakitlerini ona göre takdir ve hesap ediniz buyurdu. biz:

yâ resûlallah! onun yeryüzündeki sürati ne kadardır? diye sorduk. şöyle buyurdu:

rüzgârın sürüklediği bulut gibi insanların yanından geçer, ilâh olduğunu söyleyerek kendisine iman etmelerini ister, onlar da iman ederler. göğe yağmur yağdırmasını emreder, yağmur yağar; yere bitki bitirmesini emreder, otlar, çayırlar biter; insanların yayılmaya gönderdikleri hayvanları daha gösterişli ve semiz, sütleri daha bol olarak döner. daha sonra başka insanların yanına gelerek onları kendine inanmaya davet eder; fakat onlar kendisine inanmayıp teklifini geri çevirirler; deccâl de yanlarından ayrılıp gider; lakin sabahleyin suları çekilip çayır çimenleri kurur, hayvanları da helâk olur.
...

daha devamı var.merak edenler riyazü's salihin(7. cilt, 442.sayfa) okuyabilir.yada (http://www.farukinet.com/kitaplar/riyazussalihin/370.htm)