deccal – dertli sözlük
hadis ilminde bir cerh kavramıdır.sözüne itibar edilmeyecek, hadis uyduran kişi manasında kullanılır ve rivayeti merduddur.
dünyanın en uzak köşesinde konuşulan sözleri duyabilecek, tek gözüyle sınırsız uzaklıklarda olan şeyleri görebilecek, gökyüzünde uçacak, yer altından altın-gümüş fışkırtacak, istediği zaman yağmur yağdırıp ekinlerin yeşermesini sağlayacak, dilediğini öldürecek, dilediğini sağ bırakacak. öyle ki, imanı zayıf olanlar bu durumu görüp deccal’ın bizzat tanrı olduğunu sanacak ve önünde secdeye kapanacaklar. ama imanı sağlam olanlar onun alnındaki münkir yazısını okuyacak ve onun yeryüzü imtihanından başka bir şey olmadığını anlamakta gecikmeyecekler... bu mesele tamamı tamamına bugünkü teknolojik medeniyeti tasvir ediyor.

tek gözlü; çünkü hayatın sadece bir yanını, maddi yanını görüyor, manevi yanından haberi yok. mekanik harikaları sayesinde insanın allah vergisi duyularıyla göremeyeceği şeyleri görüp, işitemeyeceği şeyleri işitmesini sağlıyor. baş döndürücü bir hızla mesafeleri fethediyor. teknolojik büyülerle suni yağmurlar yağdırıp istediği ürünü, istediği verimde yetiştirebiliyor, yer altından inanılmaz zenginlikler bulup çıkarıyor, bilimsel terörü ve savaş teknolojisiyle bir yandan hayatı ortadan kaldırıyor bir yandan da tıbbi buluşlarıyla ölüme mahkûm görünenlere hayat bahşediyor.

ve maddi planda o kadar ve öylesine göz alıcı gözüküyor ki, imanı zayıf olanlar bu bahşedici, bu alt edilmez güç karşısında aciz ve hayran kalıp neredeyse onun kadir-i mutlak bir mabut olduğuna inanmaya başlıyorlar. ama gerçek yaratıcıya olan imanlarını koruyanlara gelince, onlar açıkça görüyorlar ki, bu deccalsı güce bel bağlayıp ona sığınmak, allah'ı inkâr ya da allah'a ortak koşma anlamına geliyor.

mekke'ye giden yol/muhammed esed
(bkz:[entry]412082[/entry])
anladığım kadarıyla deccal önceden (sahabeler döneminde) yaşamamış.yalnızca o devirde yaşayan ve şu anda ölmüş olan abdüluzzâ i̇bni katana benziyormuş.

nevvâs i̇bni semân radıyallahu anh şöyle dedi:

bir sabah resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem deccâlden uzun uzun bahsetti. sonunda yorulup sesini alçalttı, sonra tekrar yüksek sesle konuştu. biz onun anlatışına bakarak deccâlin medine civarındaki hurmalıklara gelip dayandığını zannettik. tekrar yanına gittiğimiz zaman üzüntümüzü anladı ve:

hayrola, bu ne hal? dedi. biz de:

yâ resûlallah! sabahleyin deccâlden bahsettin. kâh alçak sesle kâh yüksek sesle konuştuğun için, biz onun hurmalıklara gelip dayandığını sandık, dedik. bunun üzerine şöyle buyurdu:

sizin adınıza deccâlden başka şeylerden daha çok korkuyorum. şayet deccâl ben aranızdayken çıkarsa, onun oyununu bozar, delillerini çürütürüm.

eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır. zaten allah müminleri onun kötülüklerinden koruyacaktır. deccâl kıvırcık saçlı, patlak gözlü, (câhiliye devrinde ölen) abdüluzzâ i̇bni katana benzeyen bir gençtir. sizden onu gören kehf sûresinin baş (ve son) tarafından onar âyet okusun. o şam ile irak arasındaki bir yerden çıkacak. sağa sola her yana kötülüğünü yayacaktır. ey allahın kulları, imanınızı koruyup direnin!

yâ resûlallah! deccâlin yeryüzünde kalma süresi ne kadardır? diye sorduk. şöyle buyurdu:

kırk gündür. bir günü bir yıl kadar, bir başka günü bir ay kadar, bir diğer günü de bir hafta kadardır; geri kalan günleri ise sizin bildiğiniz günler gibidir. biz:

yâ resûlallah! bir yıl kadar olan günde, kılacağımız bir günlük namaz kâfi gelecek mi? dedik.

hayır, siz namaz vakitlerini ona göre takdir ve hesap ediniz buyurdu. biz:

yâ resûlallah! onun yeryüzündeki sürati ne kadardır? diye sorduk. şöyle buyurdu:

rüzgârın sürüklediği bulut gibi insanların yanından geçer, ilâh olduğunu söyleyerek kendisine iman etmelerini ister, onlar da iman ederler. göğe yağmur yağdırmasını emreder, yağmur yağar; yere bitki bitirmesini emreder, otlar, çayırlar biter; insanların yayılmaya gönderdikleri hayvanları daha gösterişli ve semiz, sütleri daha bol olarak döner. daha sonra başka insanların yanına gelerek onları kendine inanmaya davet eder; fakat onlar kendisine inanmayıp teklifini geri çevirirler; deccâl de yanlarından ayrılıp gider; lakin sabahleyin suları çekilip çayır çimenleri kurur, hayvanları da helâk olur.
...

daha devamı var.merak edenler riyazü's salihin(7. cilt, 442.sayfa) okuyabilir.yada (http://www.farukinet.com/kitaplar/riyazussalihin/370.htm)
her devirde var olmuş, kendisini öldürecek i̇sa ruhlu insanları bekleyen, nesilleri bozan, ekonomiyi tarumar eden düşünce, insan, ideoloji.
"kör ol, kör olasıca o piramidin gözü" cümlesindeki piramidin gözünün sahibi yaratık.

kamer'in bazı görüşlerinin yanlış olduğu düşüncesindeyim.

deccal sahabeler döneminde de yaşıyor . buna dair buhari ya da müslim'de rivayetler vardır. hatta o rivayeti göre sahabeler 30 gün denizde nereye gittiklerini bilmeden dalgalarla boğuşarak bir adaya gidiyorlar . adada bir yaratıkla karşılaşıyorlar. onun o kadar kıllı olduğunu söylüyorlarki önü ve arkası ayırt edilemiyor. daha sonra o yaratık sahabeleri "manastırda bir adam var sizi bekliyor" diyerek deccalin yanına gönderiyor. deccal bir kaç şey söylüyor ama o kısmını tam hatırlamıyorum. isteyenler araştırabilir.
yahudilerin bilinçaltımıza yerleştirmeye çabaladığı tek gözün kendisine ait olduğunu düşünüyorum.
kıyametin büyük alametlerinden birisi.deccal kıyamet kopmadan önce gelecek ve dünyada 40 gün kalacak.ama bu 40 günün birisi 1 yıl, birisi 1 ay, birisi de 1 hafta uzunluğunda, geri kalan günlerse normal uzunlukta olacaktır.

-deccalin yüzünün sol tarafı dümdüzdür, dolayısıyla yalnızca sağ gözü vardır(*)o var olan sağ göz de salkımından fırlamış üzüm tanesi gibi pörtlektir.
-var olan gözünün ve diğer gözünün olması gereken yerin ortasında "kafir" (kefere) yazar.
-deccal kıvırcık saçlı, kısa boylu, iri cüsseli ve oldukça gençtir.
-deccal geldiğinde yanında soğuk,berrak sudan bir nehir ve ateşten bir nehir getirecektir.ancak bunu gören müslümanların ateşin olduğu tarafta durmaları gerekir, çünkü deccalin cennet (soğuk, berrak sudan bir nehir) olarak gösterdiğinin aslında cehennem, cehennem (ateş) olarak gösterdiğinin ise gerçekte cennet olacağı bildirilmiştir.yani deccal, iyiyi kötü, kötüyü ise iyi olarak gösterebilecektir.
-deccali gören bir genç ona meydan okuyacak ve onun yalancı olduğunu söyleyecek, bunun üzerine deccal o genci testere ile ortadan ikiye ayırarak tekrar diriltecektir.dirilen genç, etrafındaki insanlara bundan böyle deccalin hiç kimseyi bir daha öldürüp diriltemeyeğini söyleyecektir.
-ve son olarak, gökten hz.isa inecek ve deccali öldürecektir.o ölünce insanlar savaşmadan 7 yıl yaşayacak ve sonra bir aşure günü kıyamet kopacaktır.