dünyanın en uzak köşesinde konuşulan sözleri duyabilecek, tek gözüyle sınırsız uzaklıklarda olan şeyleri görebilecek, gökyüzünde uçacak, yer altından altın-gümüş fışkırtacak, istediği zaman yağmur yağdırıp ekinlerin yeşermesini sağlayacak, dilediğini öldürecek, dilediğini sağ bırakacak. öyle ki, imanı zayıf olanlar bu durumu görüp deccalın bizzat tanrı olduğunu sanacak ve önünde secdeye kapanacaklar. ama imanı sağlam olanlar onun alnındaki münkir yazısını okuyacak ve onun yeryüzü imtihanından başka bir şey olmadığını anlamakta gecikmeyecekler... bu mesele tamamı tamamına bugünkü teknolojik medeniyeti tasvir ediyor.
tek gözlü; çünkü hayatın sadece bir yanını, maddi yanını görüyor, manevi yanından haberi yok. mekanik harikaları sayesinde insanın allah vergisi duyularıyla göremeyeceği şeyleri görüp, işitemeyeceği şeyleri işitmesini sağlıyor. baş döndürücü bir hızla mesafeleri fethediyor. teknolojik büyülerle suni yağmurlar yağdırıp istediği ürünü, istediği verimde yetiştirebiliyor, yer altından inanılmaz zenginlikler bulup çıkarıyor, bilimsel terörü ve savaş teknolojisiyle bir yandan hayatı ortadan kaldırıyor bir yandan da tıbbi buluşlarıyla ölüme mahkûm görünenlere hayat bahşediyor.
ve maddi planda o kadar ve öylesine göz alıcı gözüküyor ki, imanı zayıf olanlar bu bahşedici, bu alt edilmez güç karşısında aciz ve hayran kalıp neredeyse onun kadir-i mutlak bir mabut olduğuna inanmaya başlıyorlar. ama gerçek yaratıcıya olan imanlarını koruyanlara gelince, onlar açıkça görüyorlar ki, bu deccalsı güce bel bağlayıp ona sığınmak, allah'ı inkâr ya da allah'a ortak koşma anlamına geliyor.
mekke'ye giden yol/muhammed esed
tek gözlü; çünkü hayatın sadece bir yanını, maddi yanını görüyor, manevi yanından haberi yok. mekanik harikaları sayesinde insanın allah vergisi duyularıyla göremeyeceği şeyleri görüp, işitemeyeceği şeyleri işitmesini sağlıyor. baş döndürücü bir hızla mesafeleri fethediyor. teknolojik büyülerle suni yağmurlar yağdırıp istediği ürünü, istediği verimde yetiştirebiliyor, yer altından inanılmaz zenginlikler bulup çıkarıyor, bilimsel terörü ve savaş teknolojisiyle bir yandan hayatı ortadan kaldırıyor bir yandan da tıbbi buluşlarıyla ölüme mahkûm görünenlere hayat bahşediyor.
ve maddi planda o kadar ve öylesine göz alıcı gözüküyor ki, imanı zayıf olanlar bu bahşedici, bu alt edilmez güç karşısında aciz ve hayran kalıp neredeyse onun kadir-i mutlak bir mabut olduğuna inanmaya başlıyorlar. ama gerçek yaratıcıya olan imanlarını koruyanlara gelince, onlar açıkça görüyorlar ki, bu deccalsı güce bel bağlayıp ona sığınmak, allah'ı inkâr ya da allah'a ortak koşma anlamına geliyor.
mekke'ye giden yol/muhammed esed