ehl-i sünnet ve-l cemaat – dertli sözlük
ehlisünnet vel cemaat diye sonradan kendisine isim takılan ve bu ismi kabul eden islamın ana omurgasıdır, mezhep filan değildir, bütün sapan bu ana omurgadan sapmıştır.

yukarıda yazılanlar gibi, kendine müslümanım diyenlere müslüman demek basit mesele değil, imanın rükünlerinde ihtilaf edenlerdir, mesele o kadar basit olsa bu kadar ihtilaf olmaz.

mesela şia. siz yolda şia görünce medar-ı ihtilaf noktaları konuşmayın, kimse oturun ona kafir nazarıyla bakın demiyor, vech-i tevfik ve konuşma zemini bulmaya çalışın, nitekim benimle birlikte ana omurgaya iltihak eden bir şia bir zaman sözlükte benimle birlikte bulundu, yazmadı ama memnunane aramıza girdi, kendisini ehlisünnet olarak tesmiye etmekten de çekinmedi.

fakat şia fikri dalledir. sapma boyutu da çok büyüktür. bir kere kuran metinlerimiz dahi değişiktir, okudukları kuranda ekleme çıkarma vardır. amentümüz değişiktir, kader inançları mutezilidir, nübüvvet inançlarında velayet ve nübüvvet mülteyemdir birbirine kaynaştırılır ayırt edilmez. hulefa-ı raşidine ve sahabenin kahir ekserine düşmanlık ederler. şimdi; ebu talib için necat arayan ana omurga müslümanlar nerede, ömer r.a. ayşe r.a. lanet edenler nerede?

veya mesela haricilik, tekfir ve tağut diye iki kelime üzerine dönen, hemen her derste şehadetin manasını daraltıp, bütün müteşabihatı zahir manasıyla döndürmeye çalışan bir güruhu ana omurgadan göstermek nedir? ama buyrun bir hariciyle, bir daeş sempatizanıyla oturun konuşun, münazara, mülakat edin, hatta musahabeler yapın. ama efkarını ana omurgadan gösteremeyiz.