taksim gezi parkı eylemi – dertli sözlük
zavallı din düşmanlarının kendini tatmin ettiği olaydır. 23. saniyeden itibaren..

(http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=0yyzfsuzsqq#!)
olayların çok büyüyüp, hükümeti devirebileceğini düşünmek, buna inanmak için çok çılgın teorisyen olmak lazım.
cumhuriyet mitingleri bile bu eylemlerden daha etkiliydi.
yapabilecekleri en büyük şey erken seçim olur, bu takdirde zaten kazanan yine ak parti olur, rekor oyla.
diğer türlü halk darbesi, ile mümkün değil.
taksim, ağaç meselesini çoktan aşmış suyu çıkmış olaylardır. katılanların %5'i belki adam akıllı bir dert için eylem yaparken 'lik bir yığın on yıldır alamadıkları iktidar koltuğuna duydukları özlemin acısını çıkarmaktadır. o hakikaten bilinçli %5 eylem yapsa, fikirlerine katılmasam dahi sorun değil ifade özgürlüğüdür der bi dinleyelim şu insanları hakikaten burda da haklılar deriz belki ama ne için bağırdığını bile bilmeyen çığırtkanlar çok can sıkmakta.
olan güzel ülkemin milli servetine, suçsuz esnafın dükkanına ve huzurumuza oluyor.
(bkz:bitsin artık bu çile dedirten durumlar)
eylemlerin kışkırtıcısı olan organize grubun, komünist devrimcilikten beslenenler olduğunu görüyoruz. bunlar hedefledikleri devrim gününün geldiğine inandıkları (veya inandırıldıkları) için, bu günü bir fırsat olarak değerlendirip son güçleriyle çalıştıkları anlaşılıyor. böyle bir devrimin gerçekleşeceğine biz inanmayabiliriz ama onlar inanmış.

ve türkiye'ye komünizm gelir mi? ezici çoğunluğu komünizme uzak olan ülkemiz ve komünizm? çok imkansız görünüyor değil mi?
peki şöyle soralım o zaman, geçmişte veya bugün komünizmle yönetilen ülkelere (rusya, çin, küba...) komünizm nasıl gelmiştir. silahlı, organize ama azınlık grupların başardığı devrimle. peki bizde nasıl olur? düpedüz marksist veya maoist bir komünizm olmaz ama ılımlılaştırılmış bir komünizm olabilir. çünkü yeterli destekçiyi bulur. bunlar iktidara gelmeye çalışırken veya geldikten sonra karşılarına birileri elbette çıkacak ve çatışma başlayacaktır. sonuç: yine iç savaş senaryosu
ahmakların zalimlerden daha tehlikeli olduğunu gösteren eylemlerdir.güya doğa için taşla sopayla eylem yapan eylemciler, fazla güç kullanan polisler, hayatında taksimi hiç görmemiş oraya yapılan projeden hiç haberi olmayan bir kaç uydurma haberle galeyana gelen yığınlar, sağduyuyu telkin etmesi gerekirken provokasyon yapan siyasetçiler, düşünürler, sanat yapığını iddia eden soytarılar bu ülkede çıkardıkları karışıklıklarla birilerinin ekmeğine yağ sürdüklerinden de bihaberler ne yazık ki.
allah bu ülke üzerinde plan kuranların planlarını boşa çıkarır, zalimlerin ve ahmakların şerrinden de bu ülkeyi korur inşallah.
terör bitti diye sevinecekken terörün içimizde olduğunu farkettirdi yalnızca dağda değil.
artık herkes olayın nereye taşınmış olduğunun farkında. polis çekilmiş olay bitmişti.
provokasyon amaçlı "terörist"lerin polise saldırmaya devam etmesi, ve halkın da bunun farkında olmayıp hala polis çekilmedi sanarak meydanları terk etmemesiyle bugün, şuan hala devam eden olaylar var.
bana kalırsa şu saatten sonra hala bağırıp çağıranlar kurşuna dizilse kimsenin ağlamaya hakkı olmaz, olmamalıdır.
halkın genelinin yüzeysel olarak ölçüp biçtiği bir konudur. sevmeyen ya küfrediyor ya satırlı bıçaklı saldırıyor. seven kesim çoğunlukla sevmeyen kesime ve polise köü hareketlerde bulunuyor ama bir çok kimse biraz kafa yorup eylemler ve polisin hareketleri üzerinde düşünmüyor.
''polis halkına biber gazı sıkarken asker maske dağıtıyordu '' gibi tehlikeli söylemlerin söylendiği olay. askeri de polisi de bu vatanın evladı. allah fitne fücurluk yapmak isteyenlere fırsat vermesin.
gerçeklerin bir kez daha ortaya çıktığı eylem. gün sonunda sakallı veya başörtülü müslüman kardeşlerimizin maruz kaldığı durumlar üzücü olmuştur. sır'ın her zaman dediği gibi "şuur farzdır."