#465424
ebu hanife rah. derki; edebini bil edebini bileyim!perefe dr. m.öztürk daha neler yaptıda orta yerde dillendirmek olmaz.merak edenler öm atsın.
---
derdimizin ne olduğuna bir parça parmak basan önemli bir videoya rastladım:
https://www.youtube.com/watch?v=4nxaarvfer0&feature=youtu.be
şeyhu horasân abdullah b. el-mübarek (v. 181) şöyle diyor:
من ترك الآداب ابتلاه الله بترك السنن، ومن ترك السنن ابتلاه الله بترك الفرائض، ومن ترك الفرائض ابتلاه الله بالكفر
"edepleri terkedeni allah, sünnet'leri terketmekle sınar. sünnet'leri terkedeni, farzları terketmekle sınar. farzları terkeden ise, dinden çıkmakla imtihan olunur".
i̇şin başı edep! şuna buna, ona bana değil... i̇slâm'a, bizzat allah'a. rasûl'e ve ashâbına.
muhaddislerin pîri i̇bn şihâb ez-zührî (v. 124)'den mervîdir. şöyle demiş hazret:
كنا نأتي العالم، فما نتعلم من أدبه أحب إلينا من علمه
"bir âlimin yanına gidip gelirdik. bizim için o zatın edeb'inden öğrendiğimiz, i̇lmi'nden öğrendiğimizden daha değerliydi".
ama efendim çok çalışkan, velûd bir adam... kitap kusuyor adeta... kalemi, çenesi müshil... yazıyor da yazıyor, konuşuyor da konuşuyor... proje üretim merkezi mübarek...
tâbiûn'dan "seyyidü'l-fukahâ" eyyûb es-sahtiyânî (v. 131), bundan 1350 sene önce bakın nasıl bir tespitte bulunmuş:
مـا ازداد صـاحبُ بدعـةٍ اجتهاداً إلا ازداد مـن الله عزوجـل بُعـداً
"bid'atçinin çalışması arttıkça, allah'la arasındaki mesafeden başka bir şey artmaz!"
قصم ظهري رجلان: عالم متهتك، وجاهل متنسك
hz. ali'nin "belimi şu ikisi kırdı" diyerek serzenişte bulunduğu iki tür adamdan "mütehettik" (edepten yoksun) âlimi arayanlar çok uzaklara gitmesinler.
dîne ve dîdâra karşı sû-i edebin, netice-i a'mâlindir. ehl-i mânâ olmak kim, sen kim...
ahmet tahir dayhan
ebu hanife rah. derki; edebini bil edebini bileyim!perefe dr. m.öztürk daha neler yaptıda orta yerde dillendirmek olmaz.merak edenler öm atsın.
---
derdimizin ne olduğuna bir parça parmak basan önemli bir videoya rastladım:
https://www.youtube.com/watch?v=4nxaarvfer0&feature=youtu.be
şeyhu horasân abdullah b. el-mübarek (v. 181) şöyle diyor:
من ترك الآداب ابتلاه الله بترك السنن، ومن ترك السنن ابتلاه الله بترك الفرائض، ومن ترك الفرائض ابتلاه الله بالكفر
"edepleri terkedeni allah, sünnet'leri terketmekle sınar. sünnet'leri terkedeni, farzları terketmekle sınar. farzları terkeden ise, dinden çıkmakla imtihan olunur".
i̇şin başı edep! şuna buna, ona bana değil... i̇slâm'a, bizzat allah'a. rasûl'e ve ashâbına.
muhaddislerin pîri i̇bn şihâb ez-zührî (v. 124)'den mervîdir. şöyle demiş hazret:
كنا نأتي العالم، فما نتعلم من أدبه أحب إلينا من علمه
"bir âlimin yanına gidip gelirdik. bizim için o zatın edeb'inden öğrendiğimiz, i̇lmi'nden öğrendiğimizden daha değerliydi".
ama efendim çok çalışkan, velûd bir adam... kitap kusuyor adeta... kalemi, çenesi müshil... yazıyor da yazıyor, konuşuyor da konuşuyor... proje üretim merkezi mübarek...
tâbiûn'dan "seyyidü'l-fukahâ" eyyûb es-sahtiyânî (v. 131), bundan 1350 sene önce bakın nasıl bir tespitte bulunmuş:
مـا ازداد صـاحبُ بدعـةٍ اجتهاداً إلا ازداد مـن الله عزوجـل بُعـداً
"bid'atçinin çalışması arttıkça, allah'la arasındaki mesafeden başka bir şey artmaz!"
قصم ظهري رجلان: عالم متهتك، وجاهل متنسك
hz. ali'nin "belimi şu ikisi kırdı" diyerek serzenişte bulunduğu iki tür adamdan "mütehettik" (edepten yoksun) âlimi arayanlar çok uzaklara gitmesinler.
dîne ve dîdâra karşı sû-i edebin, netice-i a'mâlindir. ehl-i mânâ olmak kim, sen kim...
ahmet tahir dayhan
