dini bilimle ispatlamak – dertli sözlük
bilimin inceleme alanı metafizik değildir. bilim soyut kavramların varlığını ve yokluğunu tartışamaz. gözlemleyebildiği, bir laboratuvar içerisine sokabildiği nesneleri inceleme konusu yapabilir.

din ise ağırlıkla metafiziği konu alır. ölüm ve ötesi, melek, şeytan ve bizatihi allah(c.c.). örnekler artırılabilir.

fakat din bununla birlikte maddeyi de ele alır. i̇ki denizin birbirine karışmaması, gece ve gündüzün peşi sıra gelmesi, nebatat, cemadat vs.

din, bilimin şemsiyesi altına giremeyecek kadar büyüktür. çünkü bilimin, dinin ele aldığı pek çok konuda (özellikle metafizik) söz hakkı yoktur. dolayısıyla bilim, dini yargılayabilecek çapta değildir. ama din, bilimi yargılayabilecek çaptadır.

bilim iki uçlu bir bıçak gibi hayra da kullanılabilir şerre de. geceleri karanlıkta bizi aydınlatın icatta bilimdir atom bombasıyla milyonlarca kişinin ölümüne yol açan da bilimdir.

din, bilime bir yön, yöntem vermek ister. canlı veya cansız her varlığa rahmet olarak kullanılmasını ister. fakat bilim başı boş kaldığında envai çeşitte ölüm saçan aletler çıkarabilir.
dini bilimle ispatlamak varsa, ya bilimin henüz ispatlamadıklarını ne yapacağız, bilimin ilerleyip dindeki ilmi ortaya çıkarmasını mi bekleyeceğiz ? ve dahi ortaya çıkana kadarki süreçte i̇naç bilime mi olacak?.
i̇slam akıl dini değildir! lakin akıllıların dinidir. bilim, insan aklıyla ortaya çıkardıklarını(*) din ile örtüştürüyorsa ne mutlu, ilerisi için daha çok yolu var.
dini bilimle ispatlarsak inanç kavramı ortadan kalkar. bu saçma sapan bir ameldir. bilim bilmek için yapılır. dünyayı daha iyi kavramak ve yaratılış sanatını temaşa etmek için. nihayetinde neyin doğru olduğunu rabbimiz bilir. tüm yönleriyle yaratılış hakikatini kavrayabileceğimizi düşünmüyorum. ayrıca bilimsel bir bulguyu ya da keşfi ispat ettikten sonra bunu ayet ile paralelleştirip zaten 1400 yıl önce bize haber verilmiş demek bence büyük bir saçmalık. i̇spat edilen yahut keşfedilen şey şuan daki bilgimize göre ispatlıdır yarın değişebilir veya gelişebilir. eğer bunu ayet ile desteklersek yarın bu ayeti yalanlamak zorunda kalabilir kişi. ve sonrasında tekrarda savunabilir. bilim dinamiktir. ayetler ise sabit hakikati söylerler. ayete iman edip, bilim yapmaya hakikati temaşa etmeye devam etmeli diye düşünürüm. tabi ki yanlış konuşmaktan rabbime sığınırım.
hataydı. iş işten geçti. herşeyin mantıklı açıklamasını isteyen müminler olduk çoktan. şimdi bize olağanüstü şeyler gerekiyor inanmak için.
kişinin inandığı ne ise başka bir şey ona onun üzerinden anlatılır. dini bilimle ispatlamak örneğinde bilim inanılan şey oluyor. yani bilim bu bağlamda din oluyor. nitekim bu gayret içinde olan kişiler için de bilim en azından bir dogma oluyor
çok eski bir karikatürde adam telefonda arkadaşına yol tarif etmeye çalışıyor. arkadaşına "ne var etrafında" dediğinde "bir köpek var" cevabını alıyor. o da "peki onu takip ederek filan yere gel" diyor... dini bilimle ispatlamaya çalışmanın bundan bir farkı yok. bilim bir şeyi "yanlış veya eksik" ortaya koyar. zamanla bunun "doğrusunu bulur veya tamamlar". din ise "tamam olduğu halde insanların anlayışındaki noksanlıktan dolayı zamanla zihinlerde genişler, yerine oturur". bilimin sadece dinin bazı yönlerini anlamada tabiata duyduğumuz ihtiyaç konusunda bir yardımı dokunabilir. o da yanlış anlaşılmaya pek müsait olduğu için itibara değmez. yanisi şu ki, bırakın ispatlamayı, bilimden elde edilen bir şeyle dine yaklaşmak bile tehlikeli. tıpkı o köpeğin sizi götüreceği yer gibi...
biraz ehli sünnet kelamı okuyunca yok olan sanrı. din bilimle ispatlanmaz. ilahiyatçıların yapmaya calıştığı şey de bu değildir. allah'ın varlığının ve birliğinin yeryüzündeki tecellilerini akılla kavramaya çalışmak, anlamlandırmaya çalışmak dini bilimle açıklamak şeklinde ifade edilemez. din dediğin uçsuz bucaksız bir kavram hangi din bu açıklanmaya çalışılan. bir vakıf dernek gibi üye olunan kuramsal bir din olarak hristiyanlık mı? etnik bir kökene mensubiyeti de içine alan yahudilik mi? hepsinden uzak ve kuşatıcı insanın birey oluşunu el üstünde tutan i̇slam mı? ya da mistik ögelerden beslenen uzakdoğu putperetliği mi? entellektüel müslümanlar olarak şu sığ sulara balıklama atlamayı bırakmazsak zihin dünyamızın felç olması kaçınılmaz. iki gün aç kalsa, üç gün hastanede yatsa isyana başlayacak tiplerin imanı besleyen allah'ın yüceliğini kavramaya yardımcı olan her şeyi şirk olarak görmesi samimi gelmiyor. i̇slam teslim olmak ama yalnız allah'a teslim olmak, bazılarının zannettiği gibi tanrıcılık oynayan küçük dindarlara ve onların egolarına, otoritelerine değil. bilime hiç değil...ama hadi gel anlamadan bu dünyada yaşa bakalım allahın hikmeti diyerek...allah'tan çok siri ile konuşan adam, allah'ın yarattığı bu mükemmel evreni anlamaya çalışırken aklı kullanmayı şirk görüyor.
aytunç altındal'ın bir sözü vardı, bilim yaratıcıyı ispatlarsa ben o yaratıcıya iman etmem diye. çok iddialı ama bir o kadar da sağlam bir söz.
din bilimle ispatlansa herkes inanır, iman olayının esprisi kalmaz. i̇ş hiçbir ispatın yokken inanmakta.