çok parçalı bir cemaat. kendileri fetöden ayrıdır. yazıcılar, okuyucular vs.
said-i nursi'yi yanlış, eserlerini yanlış değerlendirmiş bir cemaat aslında. said nursi'yi yanlış anladıkları hatta anlayamadıkları için genel olarak said nursi'yi tartışılmaz bir pozisyona koymaktadırlar. bu duruş onların reaksiyoner bir tavır sergilemelerine ve hakikati perdelemelerine neden olmaktadır.
şimdi bu konuya biraz değinelim.
said-i nursi hayatını üç kısma ayırır. eski said, yeni said ve 3. said.
eski said döneminde yaptıklarını heyecanlı zamanlarına vererek aslında siyasete bulaşmaması gerektiğini anlatır. 3. said döneminde ise yeniden eski döneminde rücu ediş söz konusudur.
biraz bu dönemlere değinelim.
eski said döneminde sıkı bir meşrutiyet yanlısı ve abdülhamit muhalifi olmuş, 2. meşrutiyet öncesinde meşrutiyeti savunan yazılar neşretmiştir. 2. meşrutiyetin ilanıyla 2. meşrutiyeti savunan yazılar yazmış ve kendi tabiriyle istibdatın son bulmasına sevinmiş. daha sonra 1909 olaylarıyla ittihatçılara muhalefet etmiş ama sonra yine ittihatçılarla beraber hareket etmeyi uygun görmüş. görüldüğü gibi hem tutarsız siyasi tercih söz konusu hem de abdülhamit gibi kıymetli bir padişaha yanlış şekilde muhalefet söz konusu. kendisi iman hizmet yürütmüş olabilir. ilmiyle de büyük katkı sunmuş olabilir. ama bu bizim said nursi'nin siyasi tercihlerini sorgulamamıza engel değil. tıpkı elmalılı hamdi yazır'ın abdülhamit'in hal fetvasını yazmasını eleştireceğimiz gibi.
nurcuların hep kemalizm eleştirisi vardır. eee güzel kardeşim, kemalizmin taşları, 1908'de ve hemen öncesinde döşendi. sonrasında devam ettirildi. kemalizm kişiye bağlı bir ideoloji değil. kemalizm osmanlı'nın son döneminde ittihatçıların da içinde bulunduğu bir kesimin benimsediği ideolojilerin uygulanması sonucu ortaya çıktı. osmanlı alimlerinde kemalizm bulaşığı yokmuş. nurcular bunu sık dillendirir. gel de onu abdülhamit'i indiren sarıklılara anlat. nasıl hevesle ittihatçıları savunduklarını falan feşman. her neyse bu durum da onların bir çelişkisi işte. abdülhamit'i tahtından indiren sarıklılar diye kitap bile yazılır. belki vardır, bilmiyorum.
klasik islamcı kafası ile düşünüldüğünde aslında ezber aynı ezber. ittihad-ı islam neymiş, kimler ortaya atmış, aslında abdülhamid'in ittihad-ı islam karşı mücadelesini ve aslında abdülhamit'in müslümanların birliğini savunduğunu bilmenizi gerektirir. her neyse, tarihe hakikatler penceresinden bakmak lazım. hakikati, ezberlerinize kurban ederseniz, eleştirdiğiniz fetöden pek de bir fark kalmaz. ezberlerle değil, hakikatlerle hareket etmek lazım. osmanlı'nın batmasına abdülhamit'in politikalarına batılıların ağzını kullanarak istibdat diyen sarıklılar da katkı sağlamıştır. bunu unutmamak lazım.
said-i nursi'yi yanlış, eserlerini yanlış değerlendirmiş bir cemaat aslında. said nursi'yi yanlış anladıkları hatta anlayamadıkları için genel olarak said nursi'yi tartışılmaz bir pozisyona koymaktadırlar. bu duruş onların reaksiyoner bir tavır sergilemelerine ve hakikati perdelemelerine neden olmaktadır.
şimdi bu konuya biraz değinelim.
said-i nursi hayatını üç kısma ayırır. eski said, yeni said ve 3. said.
eski said döneminde yaptıklarını heyecanlı zamanlarına vererek aslında siyasete bulaşmaması gerektiğini anlatır. 3. said döneminde ise yeniden eski döneminde rücu ediş söz konusudur.
biraz bu dönemlere değinelim.
eski said döneminde sıkı bir meşrutiyet yanlısı ve abdülhamit muhalifi olmuş, 2. meşrutiyet öncesinde meşrutiyeti savunan yazılar neşretmiştir. 2. meşrutiyetin ilanıyla 2. meşrutiyeti savunan yazılar yazmış ve kendi tabiriyle istibdatın son bulmasına sevinmiş. daha sonra 1909 olaylarıyla ittihatçılara muhalefet etmiş ama sonra yine ittihatçılarla beraber hareket etmeyi uygun görmüş. görüldüğü gibi hem tutarsız siyasi tercih söz konusu hem de abdülhamit gibi kıymetli bir padişaha yanlış şekilde muhalefet söz konusu. kendisi iman hizmet yürütmüş olabilir. ilmiyle de büyük katkı sunmuş olabilir. ama bu bizim said nursi'nin siyasi tercihlerini sorgulamamıza engel değil. tıpkı elmalılı hamdi yazır'ın abdülhamit'in hal fetvasını yazmasını eleştireceğimiz gibi.
nurcuların hep kemalizm eleştirisi vardır. eee güzel kardeşim, kemalizmin taşları, 1908'de ve hemen öncesinde döşendi. sonrasında devam ettirildi. kemalizm kişiye bağlı bir ideoloji değil. kemalizm osmanlı'nın son döneminde ittihatçıların da içinde bulunduğu bir kesimin benimsediği ideolojilerin uygulanması sonucu ortaya çıktı. osmanlı alimlerinde kemalizm bulaşığı yokmuş. nurcular bunu sık dillendirir. gel de onu abdülhamit'i indiren sarıklılara anlat. nasıl hevesle ittihatçıları savunduklarını falan feşman. her neyse bu durum da onların bir çelişkisi işte. abdülhamit'i tahtından indiren sarıklılar diye kitap bile yazılır. belki vardır, bilmiyorum.
klasik islamcı kafası ile düşünüldüğünde aslında ezber aynı ezber. ittihad-ı islam neymiş, kimler ortaya atmış, aslında abdülhamid'in ittihad-ı islam karşı mücadelesini ve aslında abdülhamit'in müslümanların birliğini savunduğunu bilmenizi gerektirir. her neyse, tarihe hakikatler penceresinden bakmak lazım. hakikati, ezberlerinize kurban ederseniz, eleştirdiğiniz fetöden pek de bir fark kalmaz. ezberlerle değil, hakikatlerle hareket etmek lazım. osmanlı'nın batmasına abdülhamit'in politikalarına batılıların ağzını kullanarak istibdat diyen sarıklılar da katkı sağlamıştır. bunu unutmamak lazım.