bismillah diyerek oturduğumuz sofra,iftar sofrası.dünyanın her yerinde,oruç tutan her müslümanın akşam kurduğu sofra bir gök sofrası.akşama kadar özenle yürünen bir yolun sonuna gelmiş,bir yolcuya açılan bir gök sofrası.daha ezan bitmeden suya, ekmeğe,zeytine, hurmaya uzanan eller ve suyu dünyada ilk defa içiyor gibi bir duyguyla içmek.hamd etmek.zeytin ısırıldığında,ekmekten bir lokma,çorbadan bir kaşık alındığında hissedilen o insani duygu.hamd etmek.şükretmeye ne kadar muhtacız. bu anı dondurmak ve orada kalmak mümkün mü? değil.zaman eğilip bükülüyor ve kendi mecrasına bizi de alarak akmaya devam ediyor.oruçlar ve ramazanlar bir bir gelip geçerken, kısa süre içinde kendimizi yaşlılığın kıyısında buluyoruz ve şöyle diyoruz kendimize;ya şükürsüz geçseydi bir ömür.şükür ki, şükürsüz geçmedi.ramazan bizi getirip,şükür kapısının önüne bırakmıyor mu?sevmeyelim de ne yapalım bu kutlu iklimi.bugün ramazanın ikinci günü efendim.