ramazan günlüğü – dertli sözlük
oruç gelip, içimize konakladığında en ücra köşelere kadar içimizin her yerini dolaşır. bize, bin dört yüz yılı aşan bir zaman boyutunun evrensel anıtlarını getirir. hirayı getirir. cebraili hatırlatır. kâbe’nin altı yönüne baktırır. uhut der. bedir der. ali, ayşe, fatıma, osman, ebu bekir, ömer. yüzyıla kalmadan doğuda ve batıda yükselen hilali getirir. atlar, çöller, dudaklardan yükselen çok ışıklı ayetler ve sen efendim. sonsuz iyi ve sonsuz karanlık sanki biraz hüzünlü. bunların hepsini oruç bazen bir anda getirir.bazen içimizde dolaşırken yavaş yavaş belirir kitabın sayfaları.zamanın geçiciliğini,insanın bir yolcu olduğunu,ve dünyanın biraz da büyük gün için döndüğünü ramazanla anlarız.i̇çimizden sessizce anlarız.bunu birine anlatsak,anlattığımız şey incinecek gibi sanki.biraz sakınarak anlarız.anlarız ve seni bir daha düşünürüz.düşünürüz ve kur’an’a bakarız.bin dört yüz yıldır baktığımız gibi.eğiliriz,senin başlattığın o, eski ve büyük içimize.fetihleri ve bozgunları yeniden yorumlarız.bir çiçeği,bir ekmeği,bir bardak suyu yorumlarız yeniden.gür sesler, yeniden yürürlüğe girerken yeryüzünde,ekmekle aramıza giren mesafenin yer ile göğü birbirine yakınlaştırmasına bakar kalırız.bugün ramazanın üçüncü günü efendim.(*)