ramazan günlüğü – dertli sözlük
hilal her göründüğünde, içimizde yeni bir tazelenmenin, başlangıcın ayak seslerini duyarız. ramazan hilali ise; bireysel olarak içimizde başlattığı yürüyüşün yanında, topyekün bir i̇slam ümmetinin tarihsel hafızasını da harekete geçirir. i̇çinde bulunduğumuz anın, tozlarını üfüre üfüre bizi efendimiz dönemine kadar incecik görünmez zaman iplikleriyle bağlar.bir bakarsın,medine de mescidi nebevi’nin yapımını izliyorsun.bir bakarsın,endülüs’te bir gül bahçesinde tefekküre dalmışız.bir bakarsın,anadolu’da yunus’la mevlana ile şiir okuyoruz.bir bakarsın,horasan’da bir gönül eriyle yürümekteyiz.bir bakarsın,istanbul’da süleymaniye’nin kubbesinden, ayasofya’nın kubbesine gül atıyoruz.bir bakarsın şam’da emeviyye cami’de bilali habeşi’nin okuduğu ezanı dinliyoruz.bir bakarsın,mescidi aksa’da ayak izini arıyoruz.bir bakarsın,gül alıp,gül satıyoruz.hilali ilk gördüğümüzde,onun o keskin inceliği,içimize atılan tarihsel bir çizik gibidir.hilal değiştikçe,yavaş yavaş büyüyerek,bizi her gün başka bir görüntüyle selamladıkça,biz de onun bir iz düşümü gibi ramazanın içinde yavaş yavaş yol alarak,her gün yeni bir menzile varırız.belki de hilalin bir ucundan başladığımız bu güzel yürüyüş,hilalin diğer ucunda sona erer.hilal kendi içinde dolunay olup,sonra tekrar hilal oluncaya kadar incelirken, biz de oruçlu bir kul olarak kendi varoluşumuz içinde bu büyüme ve değişim tüm hallerini gün be gün keskin bir bilinçle yaşarız ve senin parmağınla ayı ikiye bölüşün gelir önümüze efendim.gelir ve gitmez.bugün ramazanın beşinci günü efendim.