ramazan günlüğü – dertli sözlük
ramazanın on üçüncü günündeyim efendim. bu günümü tebessüm ederek yazıyorum. epeydir dışarı çıkmıyordum. gökyüzüne baktığımda fark ettim dalgası bol denizleri özlediğimi. sahili hiç bu kadar boş görmemiştim efendim. bu mübarek ayın iklimine deniz bile kendini kaptırmıştı. dalgalar bugün daha sakin gibiydi. ramazanın gelmesiyle yeni yeni uykuya dalan banklar boştu. gittim. aralarından en yalnız olana oturdum. şimdi koskoca sahilde sarı hasır şapkalarının içine gizledikleri kafalarını göremediğim birkaç balıkçı, bir köpek, martılar ve ben vardım. deniz kafasını dinliyordu bu ramazan. bu huzurlu havayı çok sevdim efendim. kendime pamuktan bir bulut beğenirken, gökyüzüyle denizin birleştiği yerde balıkçının biriyle karşılaştı bakışlarımız. o, daldığı derinlerden çıkıp, bunun farkına bile varamadı. mavi gözlerinin suya bıraktığı izlerden tanıdım onu. bunlar biraz ilerde bir başına oturan yaşlı balıkçıya aitti. galiba onu gözlerindeki yalnızlıktan tanıdım efendim. balıkçının dağılan dikkatini fırsat bilerek, toparladım kendimi ve usulca yanına yaklaştım. yarıya kadar suyla dolu kovasında bir aynaya bakar gibi gördüm kendi gözlerimi. balıkçının avare oltasına yakalanan gözlerim, kovanın içindeki iki balıkla birlikte dalgın dalgın yüzdü bir süre. gözlerimden, küçük ve şirin dudaklarıyla öptü balıklar. gülümsedim. vedalaşmamızda tanışmamız kadar kısa sürmüştü. olsun varsın, ne de olsa onlardan beni unutmamalarını istemek, suya yazı yazmak kadar imkansız bir şeydi. efendim, kovayı ters çevirdiğimde denize dökülen sularda mutluydu. bundan sonra daha derinlerde yüzmesini tembihlediğim küçük balıklarda. derin düşünceler, derin sular. sanırım, her şeyin derini daha iyiydi efendim. yaşlı balıkçının yanına oturduktan sonra derin bir iç çektim ve kovayı kafama geçireceği anı bekledim sessizce. çoğu zaman olduğu gibi bugün de yanılmıştım efendim. balıkçı dönüp yüzüme bile bakmadı. sadece, denizle gökyüzünün birleştiği yerde gülen gözlerini gördüm. galiba bu haylazlığımı çocukluğuma verdi. ben denizi, balıkları ve ekmeğini denizden çıkaranları çok severim diyen yazarı daha iyi anladım bugün. efendim, biraz daha oturmam için beni gözlerimden tutan denize, iftarın yaklaştığını söyleyerek ayrıldım oradan. bugün bana güzel geldi. i̇yi ki benimlesin efendim.