efendim, ramazanın on beşinci günündeyim. gözlerimi kapattım dünyaya. geceden beri sadece ramazanı dinliyorum. bugün bütün günümü ramazanı dinlemeye ayıracağım efendim. aklında gitmek olan bir dostuma, kal diyemediğim buruk bir sohbetin içindeyim. gözlerim vedalara hiç alışamadı efendim. serçeler gökyüzünden ramazanın gideceği haberini almış gibi sessizler. serçeler sustukça, içimdeki yalnızlığın sesi yükseliyor. ağlamak ayıp değil ki efendim. ağlıyorum. o gittiğinde, dağınıklığını sahurda topladığım gecelerim, seherlerde yine uyuyakalacak. duyduğum hiçbir tabak sesi, iftarın yaklaştığını hatırlatmayacak. saatlerce oturup okunmasını beklediğim ezan seslerini, onu yutan şehrin gürültüsü içinde bitmeye yakın fark edeceğim. akşamüstü açık penceremden gelen telaşlı ayak seslerini, iftar pidelerini yetiştirmek için acele eden babaların ayak seslerine yormayacağım. tattığım hiçbir şeyde bulamayacağım, sahurda yediğim birkaç zeytinin ve iftarda içtiğim bir tabak çorbanın tokluğunu. rüyalarımın yarısında uyanıp, art arda ışıkları yanan evleri sayarak keyiflendiğim gecelerimi, derin uykularımı esprili manileriyle bölen, ramazan davulcularını çocuklar gibi özleyeceğim. hayatımın her köşesine şifalı elleriyle dokunan ramazanın gidişini düşündükçe, bir çocuk gibi yaşlanıyor gözlerim. bugün içimde incinen bir şeyler var efendim. biliyorum bir tek beni değil, onun dost eteğine tutunmuş bütün insanları hüzünlendiriyordur, şimdi ramazanın vedaya hazırlanışı. on iki fırtınalı ayın içinde, sakin bir liman gibi sığındığımız bu rahmet ayından ayrılmak, şimdi herkesi hüzünlendiriyordur. efendim, büyük küçük demeden milyonlarca kişiyle aynı ezan sesini beklemeyi, bir şehir dolusu insanla aynı anda aynı sofraya oturmayı ramazandan başka hiçbir şeyin mümkün kılamayacağını, görerek bir kez daha sığınıyorum onun mübarek ellerine. bütün insanları eşitleyen, bu ayın iklimine bir kez daha yüreğimdeki senle sığınıyorum. bugün ramazanın on beşinci günü efendim. vedalardan incinen ruhumu iyileştirmek için geri kalan ramazan günlerine bırakacağım kendimi. açılmayı bekleyen on beş rahmet kapısını, senin adını anarak çalacağım. şimdilik bu kadar efendim. i̇yi ki benimlesin.