ramazan günlüğü – dertli sözlük
efendim, ramazanın yirmi birinci günündeyim. günlüğümün bu sayfasında sana ramazan gecelerinden bahsedeceğim. gecenin şerrini üstümden uzaklaştıran sahurlarıyla, eli açık iftarlarıyla ruhumu doyuran bir ramazan geçiriyorum efendim. her gece çocukluğumun neşeli davul sesleriyle uyanıyorum, on bir aylık gaflet uykusundan. her sahurda renkli rüyalarımın yatağından, hakikate uyanır gibiyim. ruhum, güne bakan çiçeği gibi ilk günden beridir gecelerimi aydınlatan hilale döndü yüzünü. ramazan hilaline her baktığımda, gözlerimden yol bulup yüreğime doğru akan bir ışık var. bu ramazan içimde hiç batmayan bir hilal var efendim. ekmeğimi ay ışığına batırıp yiyorum. gecenin karanlığını içine çekmiş bir avuç zeytin, birkaç hurma sahur sofralarımın sade ama vazgeçilmez bereketi. avuçlayarak tattığım dünya zevklerinin unutturduğu doymak hissini, bu sade sahur soframda yeniden tadıyorum. efendim, bana i̇smail’in bebek ayaklarını hatırlatan, bir bardak suyu yudumlarken göğe kaldırıyorum, günahlardan çevirdiğim gözlerimi. üstümden akıp giden yıldızlara dalıyorum. bir mağara geliyor aklıma, bir kuyu, bir karanlık.”ben batanları sevmem” diyen i̇brahim’i hatırlıyorum. hira gecelerinde, sana sevdirilen yalnızlığı getiriyor aklıma yıldızlar. böyle gecelerin dilinden yalnız yüreği iyi insanlar mı anlar efendim? geceler sırrını sadece allah dostlarına mı açar? allaha götüren kayıp yolların düğümü, sonu miraç olan gecelerde mi çözülür? ah efendim, gözünü gündüzün ışığına dikmiş şu ömrümden yıldız gibi kayıp giden ne çok gece var. secdeler boyu ağlayamadan yitirilmiş ne çok karanlık gece var ömrümde. efendim, bedenime kırgın ruhumun yüzüne bakmak için geceleri kendime ayna yapmayı öğrendim, bu mübarek günlerde. seyrettikçe yüreğimi dolunaya döndüren, ramazan hilalini gündüzlerime taşımayı öğrendim. gecelerin iyi insanların ruhlarını iyileştirmek için sığındıkları bir hira olduğunu, bu ramazan öğrendim. şimdilik bu kadar efendim. i̇yi ki benimlesin.