ramazanın yirmi altıncı günündeyim. bu gece kadir gecesi efendim. yüzümü göğe çevirdim. gözlerimi bu gece ardına kadar açılacak gök kapılarına çevirdim. bekliyorum efendim. i̇çime işlemiş, çaresizliğimi ve yalnızlığımı bir kenara bıraktım. acizliğimi de alarak sessizce durdum. dualı ağızlarıyla göğe bakan karıncaların ardına. karıncaların dualarına sığındım. kirpiklerimi ıslatacak şefkat yağmurlarını bekliyorum efendim. efendim zaman bir kelebeğin kanatlarında sanki bugün. kozasından yeni çıkmış bir kelebek, kanatlarında taşıyor sanki zamanı. efendim her dakikası, her saniyesi bir ömür kadar bereketli, bir o kadar da narin vakitlerdeyim. böyle vakitler beni çoğaltıyor efendim. bir geceye bir ömür sığabileceğini hissetmek çoğaltıyor gözü yaşlı şükür secdelerimi. her secdemde vakitsizleşiyorum efendim. her secdemde zamansızlığı tadıyorum. biliyorum efendim, benim sözlerimin hiçbir önemi yok bu gece. bir tövbenin ve bir dua cümlesinin içinde yer almayan, hiçbir sözün önemi yok. sarf ettiğim bütün dünyalık sözlerden yüz çevirdi dilim. seslere ve sözlere dair ne varsa unuttum hepsini. bir sessizlik orucu tutuyor dudaklarım. susuyorum efendim. sadece düşünüyorum. günahlarla eskiyen ruhumu üzerimden, çıkaracağım bir koza geçiyor aklımdan. bir mağara, bir karanlık, bir hira düşünüyorum efendim. bir gece geçiyor aklımdan, yerden göğe kadar kanat. kanatların üstünde gecenin kalbine inen, kutsal bir söz susturuyor, dinleyerek uyutulduğum bütün masalları. okuyorum efendim, sözlerin en güzelinden kainatı okuyorum, seni okuyorum, kendimi okuyorum. ruhumu açıp, yüreğimi abı hayat dolu avuçlarında yıkayan sürelere sığındıkça diriliyorum. efendim, senin hira’ya sığınışın gibi her harfi, her hecesi içimi şeytanlarını taşlayan ayetlerle sığınıyorum bugün. her çevirdiğim sayfayla birlikte ağlamanın bir nimet olduğunu hissediyor gözlerim. her damlam deniz, her tövbem kevser, her duam kurak topraklarıma yağan rahmet yağmuru. bu gece az diye bir şey yok efendim. bu gece mahrumiyet diye bir şey yok. göğe açılan avuçlarımız için. bize emanet bıraktığın kadir gecesi sadece serin sarındığın yalnızlığa sığabilirdi efendim. böyle mübarek bir gece ancak ramazana sığabilirdi. zamanı sonsuzluğu içinde hiçleştiren, böyle kutlu bir gece ancak orucun kalbine sığabilirdi. bu günlük bu kadar efendim. i̇yi ki benimlesin.