televizyon – dertli sözlük
faydasız bir iletişim aracı. günümüzde yerini yavaş yavaş bir bilgisayar ve internet dolduyor. "bu ikisi faydalı mı?" diye sorarsanız, faydalı diyeceğimiz her konunun aslında uzun vadede bir zarardan öte bir şey olmadığı ortaya çıkacaktır.
saf masum yürekli çocukların içinde oynayan, hareket eden şeylerin o kutudan dışarı çıkmasını beklediği kutu.
uzmanların yaptığı bir araştırmaya göre ortalama 60 yıllık bir ömrün 10 yılı televizyon izlemekle geçiyor. ve bu televizyon kumandası kişiye kumandanlık ettiği takdirde beynimize olumsuz birçok sinyal veriliyor.eğer doğru kullanılırsa tıpkı bir üniversite gibi kişiye ders veren önemli bir kaynak haline gelmesi de mümkün.
sanıyorum belli bir yaşın üstünde olan yahut yalnız yaşayan insanların arkadaşı.

saat gecenin yarısı olmuş. eve geliyorum. en alt katta yalnız yaşayan 60+ yaşındaki teyze pencereden sesleniyor:

- yavruumm..
+ hı, ha, evet teyze, buyur.
- yavrum benim televizyonum bozuk. sabah ayşe'nin oğlu kumandanın pilini değiştirdi ama şimdi ses yok. ekran da simsiyah.
+ allah allah, hiç anlamam ki.
- yavrum benim televizyonum bozuk. sabah ayşe'nin oğlu kumandanın pilini değiştirdi ama şimdi ses yok. ekran da simsiyah.
+ anladım. gelip bakayım ist.. (kapı çoktan açılmış.)

+ hımm.. valla anlamadım ki teyze. ben televizyondan hiç anlamam. sinyal yok diyor. bu cihazdan olabilir.
- senin televizyonun da böyle oluyor mu?
+ televizyonum yok teyze
- (gözler kocaman ve hayretle açılır) nasıl yok? sen ne yapıyosun ki evde? bu benim arkadaşım. (o anda televizyona bir dokunuşu var ki; sanki 9 yaşındaki bir çocuğun arkadaş omuzuna elini atışı.)
- hocamı izleyecektim ne güzel. eh artık yatcaz aşşağı.
+ hocan kim teyze
- nihat hatipoğlu.
+ kusura bakma lütfen. yardımcı olamadım teyzecim. bana müsade.
- yok yavrum yok. ama sen nasıl televizyon seyretmiyorsun ya.
türkiye'ye geç gelen aygıt. 1900lerin başlarında ilkel biçimi icat edilmiş ancak teknolojisi zamanla geliştirilerek avrupa ve amerika'da 1930larda evlerde yer bulmaya başlamıştır.
trt'nin ilk yayınının 1968'de yapılması, milletimizin iletişim, kültür ve siyasi gelişimine sağlayacağı katkı düşünülürse, hükümetlerin önemli bir kusuru ve yanlışı olarak yorumlanabilir.
1950'ye kadar iktidarda olan "ilerici" chp televizyon kurulması konusunda hiçbir adım atmamıştır. demokrat parti de 1960lara kadar süren iktidarında tv yayınlarını başlatmayı "nedense" düşünmemiştir.
1968'de trt kurulması sırasında ayrı bir "ilginçlik" yaşanmış; televizyon eski bir teknoloji olan siyah beyaz görüntüyle ülkemize gelebilmiştir. oysaki abd'de 1960lı yıllarda renkli tvler evlerde yaygınlaşmaya başlamıştı.
türk izleyicisinin yıllarca renkli görüntüden yoksun bırakılması bir yana, önce renksiz tv satışı ardından renkli tv satışı yapılarak türk ekonomisine fazladan yük bindirilmiştir.
sonuçta tv de matbaanın geç gelmesi gibi ülkemize yarım yüzyıl kadar geç gelen bir teknolojidir.