türkçe – dertli sözlük
dünyada en çok konuşulan beş dilden birisi olan dilimiz.
türkler’in eski ve zengin kültürünün aktığı bir ırmak gibi yaklaşık 11 milyon kilometrekarelik bir alana yayılmıştır. doğuda moğolistan ve çin, batıda sırbistan, kuzeyde sibirya, güneyde bağdat’a kadar uzanmıştır. bu geniş yeryüzü parçasında, 7 tanesi türk devleti olan 23 ayrı devlet içinde türkçe konuşan uluslar vardır. orta asya’ya dayanan ve tarihsel gelişim içerisinde güçlü özellikleri ile benliğini korumasını bilen türkçe’miz lehçe farklılıkları ve etkisinde kaldığı kültürlerin yarattığı yozlaşmaya rağmen çince, hintçe, i̇ngilizce ve i̇spanyolca’dan sonra en çok konuşulan beşinci dildir.
türklerin i̇slam ile şereflenmesinin ardından büyük bir inkişaf göstermiş lisandır. farsçadan arapçadan aldığı kelimelerle her geçen gün daha muazzam hale gelmiştir. o vakte kadar türkler daha çok savaşçı olarak yetiştikleri için lisanlarında baya eksiklikleri vardı. her neyse asırlarca osmanlı'nın elinde yetişen ve büyüyen dil dünya'nın en şumullü lisanı haline geldi. malumunuzdur büyük ingilizce osmanlıca lugat redhouse'un ön sözünde yazar der ki bu lugat dünyanın en gelişmiş lisanları olan i̇ngilizce ve osmanlıca'dan meydana gelmiştir.bunu gavur bile kabul ediyor! herneyse neticeye gelecek olursak. sözde harf inkılabı ile dünya tarihinin en dehşetli tahribatıyla maalesef yıkıma tabii tutulmuştur. güzel lisanımızdaki arapça ve farsça kelimeler ki biz bunları 600 yıl kullanmış türkçeleştirmişiz , birbir merhametsizce ayıklanmıştır.engin tefekkür dünyamız daraltılmıştır. gitmişler aciz nakıs kelimeleri sırf türklük uğruna hortlatmışlar. ayrıca osmanlı fransızca kelimelerin kendi lisanında karşılığını bulmuş yahut türetmiştir. bunu öğrenmek için şu lugata (bkz:lugatçei felsefe) son osmanlı alimlerinden i̇smail fenni ertuğrul'un eseridir. daha diyecek çok şey var ama siz üstad kadir mısıroğlu'nun şu kitabına (bkz:bin uydurma batı meşeili kelimeyi boykot)allah lisanımızı tahrif edenlere kahhar ismiyle tecelli eylesin.amin
çok geniş bir coğrafyada konuşulan fakat kapsamlı-doyurucu bir etimolojik sözlüğü ve bir kelimenin bütün lehçelerindeki karşılıklarını bulabileceğimiz bir sözlüğü olmayan dil.
yayımlanmış sözlükler de bazı dilbilimcilerin üstün gayretleri ve fedakarlıklarıyla hazırlanmış.

bu sözlük yetersizliğinin sebebi; -şahsi kanaatim- türkçe'nin sınırlarının ve tanımının ideolojik sebeplere henüz tam manasıyla netleştirilmemesidir.
bir kısım zevat arapça, farsça kelimeleri dilden çıkartıp, kalan kısma türkçe derken, bir kesim de öztürkçe kelimelere sırt çevirip, arapça ve farsça'nın en yoğun olduğu dile türkçe diyor.
bu keşmekeşten de kapsamlı bir sözlük çıkması imkansız.

(bkz:sözlük okumak)
üç medeniyetin kelimelerini ihata eden zengin dil.
bu medeniyetler;
1- islam medeniyetine ait kelimeler. bunların ekserisi farsça ve arapça kökenli kelimelerdir.
2- ortaasya medeniyeti diyebileceğimiz türklerin islama girmeden evvelki dönemi. öztürkçe kelimeler bu döneme aittir.
3- batı medeniyeti. ingilizce, fransızca, latince kelimeler.

(bkz:bir kavramı üç farklı karşılığıyla öğrenmek)
bir yabancı türkçe öğrenmek için 2 yıl türkiyede kalmış.türklerin diline ait ne varsa öğrendim diye ülkesine dönmek için yola çıkmış..tren garında vatandaşın birine sormuş;
-tren kalktımı acaba geç mi kaldım?
yanıt: (el sallayarak)ohhooo hoooo nereye vardı(yani gideli ne zaman oldu anlamında)
şeklinde cevabı alan adam bakakalmış ve ben türkçeye dair ne varsa öğrendiğimi sanıyordum daha hiç birşey öğrenememişim diyerek geri dönmüş.
yani dilimiz tavrımızla-mimiklerimizle bütünleştimi neyin nerde ne manada olacağı gerçekten bir yabancıya baktırır kalır :)
arapça ve farsça'yı dilimizden atarsak 'hiçbirşey' diyemeyiz. çünkü 'hiç' farsça, 'şey' de arapça'dır. (i̇smet özel)
"türkçe ural altay dil ailesinin altay koluna bağlı kendine göre ses dizimi kuralları olan sondan eklemeli öğrenilmesi zor bir dildir." diye ezberletmişti türkçe hocamız yılllaaaarrr önce.. sanırım artık altay kolu falan diye bir ayrım yokmuş.