evet, görüldüğü gibi şarkiyatçı özgüven farklı zaman dilimlerinde ve coğrafyalarda yeniden üretilerek şarkı aşağılamaya devam ediyor. ilginç olan ise mustafa öztürk gibi doğu karadeniz’in köyünden çıkıp bütün tahsilini türkiye’de yapan bir zatın bu oryantalist söylemi tamamen içselleştirmesi. mustafa öztürk’ü napolyon, lord cromer, arthur balfour ve henry kissinger’in sömürgeci, oryantalist, ırkçı söylemlerine ortak yapan nedir: mağlup cofrafyaların aydınlarında sıklıkla görülen aşağılık kompleksi. bu yüzden ortadoğulu tabirinin arkasına sığınarak bütün islam coğrafyasını ve 2 milyar müslümanı aynılaştırıp hepsine toptan hakaret ediyor.
kendisine nacizane, ufak bir tavsiyem var. 19. yüzyılda ingilizler sömürge topraklarındaki yöneticilerini 55 yaşına gelince emekli ederlermiş ki hiçbir şarklı bir batılının yaşlanıp bozulmuş halini görmesin. e artık malum, mustafa öztürk hazretlerinin de emeklilik zamanı geldi, ingilizce konuşan efendilerinin geleneklerini bozmasın artık, ehehehe.
(not: alıntıların tamamı edward said'in oryantalizm kitabından. 1978 yılında yayınlandıktan sonra hakkında devasa bir literatür oluşan bu kitabın en temel argümanlarından habersiz yerli oryantalistlerin ülkemizde sosyolog, ilahiyatçı diye aydın muamelesi görmesi utanç verici bir durum)
kendisine nacizane, ufak bir tavsiyem var. 19. yüzyılda ingilizler sömürge topraklarındaki yöneticilerini 55 yaşına gelince emekli ederlermiş ki hiçbir şarklı bir batılının yaşlanıp bozulmuş halini görmesin. e artık malum, mustafa öztürk hazretlerinin de emeklilik zamanı geldi, ingilizce konuşan efendilerinin geleneklerini bozmasın artık, ehehehe.
(not: alıntıların tamamı edward said'in oryantalizm kitabından. 1978 yılında yayınlandıktan sonra hakkında devasa bir literatür oluşan bu kitabın en temel argümanlarından habersiz yerli oryantalistlerin ülkemizde sosyolog, ilahiyatçı diye aydın muamelesi görmesi utanç verici bir durum)