vesvese – dertli sözlük
bir kere üstüne düşüldüğü zaman ardı arkası kesilmeyecek olan durumdur.dolayısıyla vesvese olduğunu bilerek ''he he sen öyle diye dur'' deyip geçilmesi gerekir.
aklıma beraberce muavezeteyn sureleri diye de anılan felak ve nas surelerini getiren durum. bu iki sure arapçasından sindirerek ve anlayarak okunursa ne vesvese bırakır ne başka birşey.
'acaba..' lar ile gelen ve acabalar dikkate alınırsa daha da büyük takıntılara sebep olabilecek durum.
vesveseye hem tanım hem çare kabilinden risale-i nur'dan müthiş bir iktibas.
bediüzzaman hazretleri 21. söz'ün ikinci makam'ında şeytanın vesveselerine karşı müthiş reçeteler sunmuş. son satırlardan:

''eğer desen: bu derece mü'minlere muzır (*) ve müz'ic (*) olan vesvese, ne hikmete binaen bize belâ olmuş?''

elcevab: ifrata varmamak, hem galebe çalmamak şartıyla, asl-ı vesvese (*) teyakkuza (*) sebebdir, taharriye dâîdir (*), ciddiyete vesiledir. lâkaydlığı atar, tehâvünü (*) def'eder. onun için hakîm-i mutlak, şu dâr-ı imtihanda (*), şu meydân-ı müsabakada bize bir kamçı-yı teşvik olarak, vesveseyi şeytanın eline vermiş. beşerin başına vuruyor. şayet ziyade incitse, hakîm-i rahîm'e şekva (*) etmeli, ''eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. bismillahirrahmanirrahîm'' demeli.''
şeytanın, insanı allah'tan uzaklaştırmak için aklına saldığı kötü düşüncelerdir. korunma yöntemleri, felak ve nas surelerini bol bol okumak, malayaniyi terk etmek, haram yememek ve gözünü haramdan sakındırmak
hırsızın boş eve girmeyeceği gibi şeytan da imandan halî bir kalp ile uğraşmaz. fısır fısır bir şeyler telkin eder ya hani..vesvese/visvâs “fısıldama, kötü telkinde bulunma, karışık sözler söyleme, kuşkulanma”; aynı kökten vesvâs “insanın içine doğan zararlı uyarıcı, kötü duygu ve düşünce, telkin, şüphe, fısıltı, evham” gibi mânalara gelmektedir. dinî terminolojide vesvese/visvâs, “şeytanın veya nefsin insana kötü ve zararlı telkinde bulunması, şeytandan yahut nefisten gelen, insanı dine aykırı aşırı davranışlara yönelten telkin”; vesvâs “şeytan, şeytanın insanın içine attığı saptırıcı dürtü, faydasız söz, şüphe ve tereddüt” anlamlarında kullanılır. vesveseye kapılana müvesvis denir.kur’ân-ı kerîm’de vesvese kavramı beş âyette geçmekte, bunların üçünde şeytanın (el-a‘râf 7/20; tâhâ 20/120; en-nâs 114/5), birinde nefsin (kāf 50/16) insana saptırıcı etkisi anlatılmaktadır. nâs sûresinde (114/4) kişiyi ısrarla günah işlemeye kışkırtması sebebiyle şeytandan vesvâs diye söz edilir. a‘râf sûresinin 20. âyetinde şeytanın âdem’e ve eşine vesvese verip kendilerine yasaklanan ağacın ürününden yemelerine yol açtığı belirtilir. gerek bu âyetin devamındaki ifadeden, gerekse 22. âyetten anlaşıldığına göre burada vesvese “aldatma, yanıltma, saptırma” anlamında kullanılmıştır (taberî, v, 449). aynı olayı anlatan bakara sûresinin 36. âyetinde vesvese yerine “ayağını kaydırdı, günah işletti” mânasında (a.g.e., i, 272-273; şevkânî, i, 72-73) “ezelle” fiili geçmektedir.bazı müslümanlar resûl-i ekrem’e gelerek içlerinden, söylemeye dahi cesaret edemeyecekleri vesveseler geçtiğinden yakınırlar. resûlullah da bu durumun onlardaki kesin ve katıksız imana delâlet ettiğini, ümmetinin bu tür vesveselerden dolayı -telkin edilenleri yapmadıkları sürece- sorumlu tutulmayacağını bildirir (müsned, ii, 255; vi, 106; müslim, “îmân”, 201-205, 211).https://islamansiklopedisi.org.tr/vesvese
"zihinde irade dışı beliren ve kişiyi kötü yada faydasız bir düşünce ve davranışa sürükleyen kaynağı belirsiz fikir,şüphe ve kuruntu."
alıntı.
i̇nsan gün içinde bin türlü mesail ile alakadar olur. şeytan ise tüm varını buraya teksif etmiş. mukabelenin çetin olması şaşırtmamalı.