fetih 1453 – dertli sözlük
şubat 2012 de vizyona girecek türk filmi.
filmin çekimine 2009'da başlandı, kadro değişti, danışmanlar değişti çekimler uzadı vs. 2010'a yetiştirilmesi planlanan film 2012'ye kaldı.

film çok büyük bir bütçeye sahip. bol animasyon ve efekt bekliyor bizi.
henüz doğru düzgün bir fragmanı bile yok fakat benim yapımcı firma aksoy filmden kaynaklanan bazı endişelerim var filme dair. firmanın yapımları arasında recep ivedik ve çılgın dershane var, endişelenmemek elde değil.

bekliyoruz, yanılmayı umut ederek.
ilk fragmanı yayınlanmış.
(http://www.youtube.com/watch?v=u8rayasyito&feature=share)

tahmin ettiğimiz üzere, bol animasyon efekt var.
korkum; efekt ve animasyonla göz boyayan bir yapım olması.
2009'da aksoy film böyle bir duyuru yaptığında yıkılmıştım çünkü bu benim üçleme islam zaferleri içindeki 2. film hedefimdi. sonra benim de tanıdığım görsel efekt ekibi ile anlaşılamadı, maddi sıkıntılar yaşandı derken ekip dağılmıştı. başka bir ekiple anlaşılmış ama fragmandan da görüldüğü üzere yapmacık efektlere boğulmuş film. i̇slam zaferini bizim zaferlerimizden çalıntı yapan hollywood sinemaları kadar parıltılı gösteremeyeceği aşikar. çünkü içeriğe önem verilince görsel saçma bırakılıyor, görsele önem verilse içerik zayıf kalıyor. adamlar yüzüklerin efendisi diye bir film yaptılar. bahsedilen dünya ve ırklar gerçekte varolmayan kavramlar ama sonuçta hem içeriği hem de görselleriyle baş yapıt meydana getirdiler. tabi şöyle bir gerçek var: yüzüklerin efendisi filminin bütçesi 205 milyon dolar. ve bizdeki film ekibi onların makyaj ekibine ancak denk geliyor. zaten kastettiğim şey meydana atlayıp "hadi fetih filmi yapalım" demek değil. böyle bir efsaneyi tek bir şirket olarak üstlenmek ucuz kahramanlık olur. bunun için onlarca sivil toplum örgütü ve kamu kurumunun, islam konusunda hala kalbi müsait işadamlarının desteği alınabilirdi.
yani bunu şirket girişiminde sınırlı bırakıp saçma bir eser çıkaracağına, ümmet girişimi haline getirip başyapıt meydana getirebilirdi. bizde geçmişten beri islam filmi dediklerinde hala çağrı ve çöl aslanı filmlerinin yakasından tutmazdık. evet onlar hala mükemmel ama çıtayı teknik olarak yükseltmek de şart.
nedensiz bir ümitsizlik var ama bu film hakkında yanılmayı çok istiyorum.
fethin filmini çekecek yönetmen de oyuncu da malesef yok.
inşallah güzel bir iş çıkar.

ayrıca türk sinemasının bütün yapımlarında var olan, gereksiz, mantıksız, klişeden de öteye gitmeyen ''kadın-erkek aşkı'' bu filmde de varsa yandık.

ve aşağıdaki cümlenin de filmden çıkarılmasını temenni ediyorum.

--- fragmandan iktibas ---

'bu muskayı babamı öldürdüklerinde boynundan almıştım, bir gün bir erkeğim olursa ona vermek için.

--- fragmandan iktibas ---

absürt komedi dizisi malzemesi olacak kıvamda bir cümle..
ulubatlı hasan'ın yatak sahneleri olduğu söylenen bir film... ama iyi bütçe harcanmış... çinlilerin "adamlar yapmış abi" diyecekleri bir film...
yönetmen faruk aksoy'un, recep ivedikten kazandığı + evini sattığı +kredi çektiği paralarla 3yılda tamamlanan , 5bin figüranlı film
muammer erkul(*), fetih filmi çekme işinin faruk aksoy'a kalmasını şöyle değerlendirmiş:
--- iktibas ---
alem-i islâm’ın bayraktarı osmanlıya; apış aralarından bakma oranında kursağı doldurulan sinemacılar! suç ise kiiim bilir kimin!
peki, ekrandaki muhteşem yüzyıl'ı eleştiren zenginler ne zaman elini taşın altına koymayı akıl edecek!...
'bu iş faruk aksoy'a mı kaldı' derseniz aynen şunu diyeceğim: siz kime finansör oldunuz da "yapmam" dedi!
--- iktibas ---
bu sorunun sorulduğu gazetenin ait olduğu medya grubuna dikkat ediniz.
tgrt gibi islam adına yola çıkıp ucuz evliya filmleri dahil hiçbir sanatsal değer üretmemiş olan medya grubundaki bir yazarın sözleri...
...sadece ironik.
perşembe akşamı büyük bir hevesle fetih 1453 filmini izledim ama malesef hiç beğenmedim. neden diye soracak olursanız filmin teknik taraflarına hiç bakmadan şunları söyleyebilirim ki bir kere filmde fethin manevi yönüne o kadar az değinmişler ki rezalet yüzyıl dizisinden bir farkı kalmamış. padişahın hanımının ulu orta dekolteli gezmesinden, ulubatlı hasan’ın sevgilisiyle yaşadığı gayrimeşru ilişkiye kadar saçmalıklarla doluydu. özellikle de akşemsettin hazretlerinin peltek birisinin seçilmesi hakkında çok iyi şeyler düşünmedim. acaba akşemsettin hazretleri gerçekten peltek miydi bilmem ama eğer öyleyse de o kadar su gibi günyüzünde olan gerçekleri göstermeyip bu ayrıntılara takıldılarsa bu onlar için çok büyük bir vebal olduğunu düşünüyorum. diğer dikkatimi çeken bir olay da şehadeti ucuz kahramanlıkmış gibi göstermeleri. bu sonuca da şuradan ulaştım ki yaralı kurtulan bir askerin arkadaşına eğer şehit olursam yavukluma nasıl kahramanca savaştığımı anlat demesidir ki bu tamamen şehadetin ruhuna aykırı birşeydir ve peygamber efendimiz (s.a.v)’in bununla ilgili bir hadisi şerifi olduğunu hatırlıyorum. kısaca film fetih filminden çok biraz ulubatlı’nın aşk hikayesine dönüşmüş. araştırmadım ama ulubatlı hasan da eminim mübarek bir zattır ki o şerefe nail olmuş. sonuçta peygamber efendimizin müjdesine nail olan askerlerden birisi. böyle birisini böyle ucuz bir kahramanmış gibi göstermeleri bence hoş karşılanacak birşey değil.
filmin çekileceği duyurulduğu günden beri bazı endişelerim vardı. filmi beğenenlerin ve beğenmeyenlerin söylediklerine bakınca filmin tahmin edilenden daha fena olduğu kanaatine vardım.
filmi seyretmeden böyle bir kanaate varmak yanlış mı? - hayır değil. (filmi eleştirenleri değil de övenleri dinledim, sonra bu kanaate vardım.)

büyük bütçeli abd savaş filmleri tarzında bir film bekleyenler için güzel film olmuş.
-bu kitle türk sinemasının önündeki en büyük engel. kaliteli film, kaliteli seyirciye bağlı. ne beklersek onu izleriz. recep ivedik bu yüzden üçleme yaptı.

fetih filmi bekleyenler büyük hayal kırıklığına uğramışlar.
-fetih filmi beklemek en başta hata. yahu yönetmen belli, fragman belli. fethin filmi çekilecekse en az 20-30 senesi var. çünkü fethin filmini hakkıyla çekebilecek ekip, bizim mahalleden çıkar. bizim mahalle sinemayla yeni yeni tanışıyor. belki de tanışmadı bile.

velhasıl gişe rekoru kırmasında katkım olmasın diye seyretmeyi düşünmüyorum. (*)

ve film hakkındaki kanaatim: yeni nesil battal gazi filmi.
100 yıldır anlatılamayan tarihimizi bir 20-30 yıl daha sağlıklı aktaramayacağımızın göstergesi.
önce kahramanlarımızı yok sayan(*) amaçlarına ulaşamayınca b planı olarak gözden düşürme politikası izleyen büyük bir oyunun küçük bir sahnesiyniş. bakalım ne yapmışlar merakıyla bir kerelik büyük bir vurgun sağlanmış oldu.
bir tarihçi gözüyle mustafa armağan da bugünkü yazısında filmi değerlendirmiş.

(http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1247272&title=buyuk-fetihin-isiginda-fetih-1453)
yurt dışında çalışıyor olmam nedeni ile izleyemediğim film. fakat tanımlar doğrultusunda olumlu-olumsuz görüşleri de karşılaştırınca çok şey kaybetmediğimi düşünüyorum. faruk aksoy ve robert kolej furyası sinema neslinden bu beklenirmiş zaten. milyonlarca para harcayıp bunu ballandıracağına, bir kısım para ile sadece fethin finalini işlese, mehmed hanın adaletli muamelesini vermeyi başarsa bile yeterdi. allah'tan dileğim; bu gibi karşı kültürün sex,savaş,din kompozisyonundan ve onun kompleksinden sıyrılamamış insanların diğer destanlarımıza da el atmamasıdır. spartaküs,game of the throns gibi diziler sinema ve dizilerimize çoktan konu oldu bile. bunun bir de izledikten sonra yorumlaması var. yine de dilerim buradaki olumsuz değerlendirmeler haksız çıkar izlediğimde.