abdurrahman cahit zarifoğlu'nun doyumsuz eserlerinden biridir. beyan yayınları vesilesiyle basılmış olan yaşamak kitabından güzel bir kesit: "kalbimiz başka bir ülkede bütün kalplerle birlikte yanyana sorguya mı çekiliyor, tanrım, nihayet milyonların dışına itilmeden biz de yargılanıyor muyuz"
kitap "ne çok acı var" cümlesiyle başlar. sahi ne çok acı var!..
nefes almanın öbür adı...
hülasa zor zanaat. çile çektirir, söyletir, ağlatır, süründürür.
hülasa zor zanaat. çile çektirir, söyletir, ağlatır, süründürür.
--- iktibas ---
yaşamak, alev alev onun aşkı ve neşvesi ile nefes almaktır.
yaşamak, aşkın kollarında fena sularında varlıktan geçmektir.
yaşamak, her gün kanamak ve kanınla beslenmektir.
yaşamak, kâinatın kalbinin atışını kendi kalbinde hissetmektir.
yaşamak, denizde bir damla olmanın verdiği hazzı hissedip, deryaya akmaktır.
yaşamak, ölümüne yaşamaktır.
yaşamak, şiir gibi bir duruştur.
yaşamak, âlemde cari olan seremonide bir nota olduğunun farkında olmaktır.
yaşamak, bu dünya ile sınırlı olmadığını bilmek ve sonsuz güzellikte kaybolmaktır.
yaşamak, yârin cemalinde kendini unutmak, bir daha da ayılmamaktır.
yaşamak, bir andır ki, tüm anlara anlam veren andır.
yaşamak, alev alev vuslat aşkı ile kor olup, köze karışmaktır.
yaşamak, seher vakti bitmeyen acılar ile gözyaşlarının isyan etmesidir.
yaşamak, yağmur damlalarını yüzünde hissettiğinde, damlaların üstündeki kün emrini okumaktır.
yaşamak, esen rüzgâr ile her bir cüzünü yâre göndermektir.
yaşamak, avucunda beslediğin güvercinlerin gözündeki hüznü paylaşmaktır.
yaşamak, bu koca dünyaya sığamamak ve bir kalpte karar bulmaktır.
yaşamak, bilmenin verdiği acıda, sebebini anlamadığın bir tat bulmaktır.
yaşamak, bir adayıştır ki kişiyi hakikate erdirir.
yaşamak, karanlıklar her tarafını sardığında onu düşünüp aydınlanmaktır.
yaşamak, hayata karşı isyankâr bir duruştur.
yaşamak, özgürlüğü hakikate esarette bulmaktır.
yaşamak, azat kabul etmez bir bağlılıkla yârin kapısında beklemektir.
yaşamak, mağlubiyette zaferi görmektir.
yaşamak, yenilgileri büyütmenin idraki içinde zamana el sallamaktır.
yaşamak, büyük sır kapısının önünde onu arayışın çilesi ile yanmaktır.
yaşamak, aklı yırtacak kadar gerip de kalbe dönmektir.
yaşamak, ruh feyzine sığınmakla anlam kazanmaktır.
yaşamak, zevken ve ruhen hakikatine varılabilecek bir sürecin sezişidir.
yaşamak, secdede, en aciz olduğun ve hiçliğe kanat açtığın yerde manayı bulmaktır.
yaşamak, kendi benlik hapishanenden kaçınca değeri anlaşılandır.
yaşamak, nefes almanın ötesinde bir duyuş ve hissediştir.
yaşamak, hüznü huzura tercih etmektir.
yaşamak, tüm yaşadıklarının sanal, yapmacık ilişkiler yumağı olduğunu hissetmektir.
yaşamak, dostlarının dost olmadığını anlayıp nefes almanın zorluğu ile baş başa kalmaktır.
yaşamak, ertelenen hayatların toplamıdır.
yaşamak, saniye saniye ölüme yolculuktur.
yaşamak, yaşamının kimsenin umurunda olmadığını bildiğin halde nefes almaya devam etmektir.
yaşamak, her an kanayan gövden ile hayata tutunma zorunluluğudur.
yaşamak, nefes almak ama nedenini izah edememektir.
yaşamak, yaş almak ve eskimek, eskidikçe manayı sezebilmek, sadece sezmek ötesi yok.
yaşamak, mesafelere hayat katan nazarı bir ömür arayıştır.
yaşamak, sırların sırrı, esrar bahçesi
yaşamak, allaha giden büyük çile yolu.
--- iktibas --- (*)
yaşamak, alev alev onun aşkı ve neşvesi ile nefes almaktır.
yaşamak, aşkın kollarında fena sularında varlıktan geçmektir.
yaşamak, her gün kanamak ve kanınla beslenmektir.
yaşamak, kâinatın kalbinin atışını kendi kalbinde hissetmektir.
yaşamak, denizde bir damla olmanın verdiği hazzı hissedip, deryaya akmaktır.
yaşamak, ölümüne yaşamaktır.
yaşamak, şiir gibi bir duruştur.
yaşamak, âlemde cari olan seremonide bir nota olduğunun farkında olmaktır.
yaşamak, bu dünya ile sınırlı olmadığını bilmek ve sonsuz güzellikte kaybolmaktır.
yaşamak, yârin cemalinde kendini unutmak, bir daha da ayılmamaktır.
yaşamak, bir andır ki, tüm anlara anlam veren andır.
yaşamak, alev alev vuslat aşkı ile kor olup, köze karışmaktır.
yaşamak, seher vakti bitmeyen acılar ile gözyaşlarının isyan etmesidir.
yaşamak, yağmur damlalarını yüzünde hissettiğinde, damlaların üstündeki kün emrini okumaktır.
yaşamak, esen rüzgâr ile her bir cüzünü yâre göndermektir.
yaşamak, avucunda beslediğin güvercinlerin gözündeki hüznü paylaşmaktır.
yaşamak, bu koca dünyaya sığamamak ve bir kalpte karar bulmaktır.
yaşamak, bilmenin verdiği acıda, sebebini anlamadığın bir tat bulmaktır.
yaşamak, bir adayıştır ki kişiyi hakikate erdirir.
yaşamak, karanlıklar her tarafını sardığında onu düşünüp aydınlanmaktır.
yaşamak, hayata karşı isyankâr bir duruştur.
yaşamak, özgürlüğü hakikate esarette bulmaktır.
yaşamak, azat kabul etmez bir bağlılıkla yârin kapısında beklemektir.
yaşamak, mağlubiyette zaferi görmektir.
yaşamak, yenilgileri büyütmenin idraki içinde zamana el sallamaktır.
yaşamak, büyük sır kapısının önünde onu arayışın çilesi ile yanmaktır.
yaşamak, aklı yırtacak kadar gerip de kalbe dönmektir.
yaşamak, ruh feyzine sığınmakla anlam kazanmaktır.
yaşamak, zevken ve ruhen hakikatine varılabilecek bir sürecin sezişidir.
yaşamak, secdede, en aciz olduğun ve hiçliğe kanat açtığın yerde manayı bulmaktır.
yaşamak, kendi benlik hapishanenden kaçınca değeri anlaşılandır.
yaşamak, nefes almanın ötesinde bir duyuş ve hissediştir.
yaşamak, hüznü huzura tercih etmektir.
yaşamak, tüm yaşadıklarının sanal, yapmacık ilişkiler yumağı olduğunu hissetmektir.
yaşamak, dostlarının dost olmadığını anlayıp nefes almanın zorluğu ile baş başa kalmaktır.
yaşamak, ertelenen hayatların toplamıdır.
yaşamak, saniye saniye ölüme yolculuktur.
yaşamak, yaşamının kimsenin umurunda olmadığını bildiğin halde nefes almaya devam etmektir.
yaşamak, her an kanayan gövden ile hayata tutunma zorunluluğudur.
yaşamak, nefes almak ama nedenini izah edememektir.
yaşamak, yaş almak ve eskimek, eskidikçe manayı sezebilmek, sadece sezmek ötesi yok.
yaşamak, mesafelere hayat katan nazarı bir ömür arayıştır.
yaşamak, sırların sırrı, esrar bahçesi
yaşamak, allaha giden büyük çile yolu.
--- iktibas --- (*)
bazılarına haram olan şey.
dostoyevski'nin suç ve ceza romanında şu şekilde değindiği kavram, pek gerçekçi gelmişti bana:
--- iktibas ---
raskolnikov uzaklaşırken düşünüyordu; nerede okumuştu... ölüm cezasına çarptırılmış biri sehpaya çıkmadan bir saat önce şöyle söylüyor ya da düşünüyordu: "yüksek bir yerde, kayanın üzerinde ancak iki ayağımı koyabileceğim daracık bir yerde yaşayacak olsaydım. dört bir yanım uçurumlarla, okyanuslarla çevrili olsaydı; fırtınalar, zifirikaranlık olsaydı her yanım; kimsecikler olmasaydı yanımda; o daracık yerde öylece bir ömür, binlerce yıl sonsuza dek yaşamak isterdim. yaşayabilsem, yalnızca yaşayabilsem... nasıl olursa olsun, yaşasam. ne yaman bir gerçek! tanrım ne yüce bir gerçek bu! ne alçak bir yaratık şu insanoğlu!"
--- iktibas ---
--- iktibas ---
raskolnikov uzaklaşırken düşünüyordu; nerede okumuştu... ölüm cezasına çarptırılmış biri sehpaya çıkmadan bir saat önce şöyle söylüyor ya da düşünüyordu: "yüksek bir yerde, kayanın üzerinde ancak iki ayağımı koyabileceğim daracık bir yerde yaşayacak olsaydım. dört bir yanım uçurumlarla, okyanuslarla çevrili olsaydı; fırtınalar, zifirikaranlık olsaydı her yanım; kimsecikler olmasaydı yanımda; o daracık yerde öylece bir ömür, binlerce yıl sonsuza dek yaşamak isterdim. yaşayabilsem, yalnızca yaşayabilsem... nasıl olursa olsun, yaşasam. ne yaman bir gerçek! tanrım ne yüce bir gerçek bu! ne alçak bir yaratık şu insanoğlu!"
--- iktibas ---
yaşamak
bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine...-n.h.r
bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine...-n.h.r
"ölüyoruz demek ki yaşanılacak..." sözünü hatırlatır.