"ne çok acı var" diye başlıyor zarif şair yaşamak'ına...durgun bir suya düşen damlalar gibi yayılır içte acı..büyüdükçe gölken deniz oluyor insan..dalgalar daha çabuk kayboluyor..
aslen günlük türünde yazılmış ve aynı zamanda içinde hikaye ve şiir de barındıran samimi bir kitap yaşamak. kitabın önsöz mahiyetinde şu şiir var (şiirsel besmele de denebilir) :
senin adınla
ey yüceler yücesi
sevgi evimizde sende
sana secde ederiz.
seninle dolu
kendi benliğimizden boş
esirgenmemizi iste sen iste iste sen
i̇şte sakınmamız
i̇şte cevarihi azamızın
fenaya düğümü
i̇şte elimizin açıklığı
gözümüzün sabrı
dilimizin damağımızdaki yapışıklığı
esirgenmemizi iste sen iste sen
günlük şu cümleyle başlıyor : sarikamiş 1973. ne çok acı var.
i̇slami bir hassasiyetle ve özellikle samimiyetle yazılmış olan bu kitap, kimi büyük acılarda okurlarına teselli ve arkadaşlık edebilecek bir mahiyette. cahit zarifoğlu yazdığı için dil ve üslûp açısından oldukça yeterli ve başarılı.
kitabın i̇çinden :
tuzla i̇stanbul 1973. o sabah mümkündü ama uğramadım.
nasıl bir geceydi öyle. duyargaları şaşırtılmış bir salyangoz gibi bocalıyarak dolandım. bu arada sözüm ona akıllılık edip uyumaya çalıştım. olmuyordu ve nihayet gecenin geç saatlerinde elimi dokundukça tutamla saç kalkmaya başladı başımdan. o zaman çok korktum. ve oğlum cem evladım ineklik etme diyerek ayıkmaya çalıştım. düşününce gördüm ki tabanından yere mıhlanmış gibi toprağa bağlılıktan oluyor bütün bunlar. yeryüzünü yırta yırta adım atıyoruz. ayrılıklara dayanamıyoruz. i̇syan bu, başımıza gelenlere razı değiliz. (sayfa 115)