ayasofya nın ibadete açılması – dertli sözlük
duygusal(*) nedenlerle gerçekleşmeyen eylem. ab müktesabatı var ya işte o. yeni fasıllar açılacak ya işte ondan. avrupalı dostlar bize kızmasınlar aman. yunanlı mevkidaşlarımız bize kızar sonra.
ayasofyanın kapalı olması hala bu vatanın, kendi değerleriyle donanmış evlatlarının kendi memleketlerinde parya muamelesi altında olduğunu gösterir.açılması da sembolik olarak bu manada önemlidir.

ayrıca bediüzzaman said nursi gibi hayatı boyunca siyasetten kaçarcasına uzak durmuş bir zatı bu kaidesini istisna olarak bozduran meseledir.adnan menderese yazdığı mektubunda talep ettiği üç şeyden birisidir.
islamci gecinmeyi birakin artik yaa
ne olacak yani ayasofya açilinca? imaniniz artacak mi ? yuppiii mi diyeceksiniz ? batiya mi dokunduracaksiniz ; siz kapadiniz biz actik diye sizin gucunuz bu kadar" mi diyeceksiniz?

ulkemizdeki kapali olan tek cami ayasofya degil hepsi kapali neredeyse, acik olan camiyi dert etmeyen icini doldurmayan gafillerin ayasofya acilsin die avazinin ciktigi kadar bağirmasi bize ne kadar yakisir.acik camiyle muhabbetimiz yok kapali camiyi acsak ne olacak, camiyi cami yapan icindekiler o yuzden "cami" adini almis , zaten o kelime 'toplanilan yer" anlamina gelir.

lutfen arkadaşlar mefkurenizi yeniden gözden geçirin.

daha amaciniz ne ? fatihin bedduasi mi ? fatihin sözü aleyhisselatu vesselamin kavi sunnetinin üzerindemi?

zaten asil sorunumuz bu ötelere bakiyoruz sürek li uzaklara gidiyoruz ahiret adina yatirim yapmak icin..

vallahi, açik ama ici bos caminin derdi ayasofyanin acilmasi derdinden cok daha ötedir.

lütfennn uzaklara gitmeyin..

arka mahalledeki ayse teyzeye bakin, fakirligini gizleyen mehmet amcaya bakin, aile efradinizin ahlakina bakin, mahallenizdeki son model ama icinde kimse olmayan camiye bakin, kurani sunneti acin ve islamin neresindesiniz ona bakin..
yıllar önce bir kurstaki grupla,başımızda bir hocayla ilk kez ayasofya camiine girerken tabi o zamanlar müze (elhamdülillah yaaa şu cümleyi kurmak bile ne büyük bir ikram, heyecanlanıyor insan. evet devam ediyorum.) arkadaşlar hızla girdi,ben geride kaldım.öylece giremeyip duraksadım.ayakkabılarımı çıkardım hemen.o sırada bir gayrimüslimle göz göze geldik. yaşı 60 dan fazlaydı eminim.bana ne yaptığımı anlar şekilde ve öfkeyle bakıyordu. çünkü müze denilse bile benim için orası ecdadım fatih sultan mehmet hanın emanet bıraktığı camiidi. ayakkabılarımla giremezdim. nasıl yapardım? elin müzeye girdiği gibi girebilir miydim hiç? turist sultanahmetten buraya geçtiği için ayakkabılar neden çıkıyor biliyor tabi. tebessüm edip içeri girdim, ayakkabılarımı yanımdaki poşete koyarak. bir talebeyim, 20 yaşında bile değilim. neyse içeriye girerken fatih sultan mehmet hanın da akşemseddin hazretlerinin de bu kapıdan girdiği aklıma geldi.duygulanıyor insan.. tabi o zamanlar hüzün daha ağır basıyordu.. dua ederek geziniyorum camide allahım bir gün yine buralarda sana secde etmeyi de nasip eyle bizlere vs diyerek bir heyecanla katları dolaşıyorum. minber,mihrap kapalı ve yasak o zamanlar namaz kılmak,ziyaret etmek şimdiki gibi değil (yaaaa şu cümlenin hakikat oluşuna bin şükür.: ) değil mi ya. evet devam ediyorum.) sonra ben gözlerim dolu dolu çıktım camiden tam ayakkabılarımı giyecekken çorapların kirlenmesi vs hiç düşünmemişim,aklıma bile gelmemiş. umursamadım da o kiri,ayakkabısız dolaşmanın lezzetinden dolayı. arkadaşım taze,pirü pak kartonu,birbirine tutuşturulmuş dikişi bile duran bir çorap uzattı.”al al,giyemezsin sen şimdi öyle,ayasofya hatırası olsun.” dedi. üzerine gidiverdim. tam çıktım diğer kapıdan o öfkeli,girerken gördüğüm turist. anladım ki ufak bir takip edilmişim görevimiz tehlike misali. sonra baktım bunlar başlarında bir tur rehberi geziyorlar. rehber kızın türk olduğunu anladım. beni göstererek kıza bir şeyler söylüyor ingilizce. yakınlaştım “ne diyor?” dedim.
“ayakkabılarını çıkarman garibine gitmiş.çünkü burası bir müze,sultanahmet gibi değil diyor.” dedi. ona söyle “burası biz müslüman türkler için hâlâ camidir ve inşallah bir gün tekrar aslına dönecek.fethettiğimiz gün gibi olacak.halılara basacağız sultanahmet gibi.”dedim. kız bir güldü. “buna sinirlenecektir ama.” dedi. dedim “gerçekler acıdır.” :) kız tercüme etti. ne o günü unuttum ne o diyaloğu.
geçen yıl camimizi ziyarete gitmek nasip oldu. camiden girerken ayakkabılarımı çıkarıp ayasofya camiinin ayakkabılığına koydum gözlerimden yaşlar süzülürken. başımı kaldırıp kubbesine baktım uzun uzun. mihrabın o eskiden yasak olan yerlerinde dolandım. minbere gittim.. sizde seviniyorsunuz değil mi dedim onlara. elhamdülillah diye diye gezdim. rabbim razı olsun eliyle,diliyle,kalbiyle o güzel camiimiz için gayret eden tüm müslümanlardan. fetih günü heyecanı nasıldı bilmiyorum ama o gün benim için bambaşkaydı. turisti unutmadım ama eğer yaşıyorsa camimiz aslına dönünce aklına gelmişimdir diye düşünüyorum bir ufaktan. : ) rabbim bizlere ve neslimize ayasofya’yı kıyamete kadar cami olarak görmeyi ihsan buyursun inşallah! âmin..
herkes heybesini nasibince doldurur demişler.ayasofya'dan da nasibini alamayanlar var.yazık.elin oğlu kıskanır,bizim içimizdekilerde nerden çamur atsak diye uğraşır.
bilmeyenler için yazalım.ayasofya'nın açılışı tüm ülkede bayram etkisi yaptı.i̇nsanlar uzak yakın demeden akın etti ayasofya'ya . sevinçten ağlayanlar, açılmasına sebep olanlara hayır dua edenler, secdeye kapananlar, tekbir getirenler.devasa bir kalabalık vardı.hatta namaz kılmak için üç gün bekledik.tüm dünyada etkisi çok büyüktü.balkanlardan tutun tüm müslüman coğrafyalar sevinç çığlıkları atarken, yunanistan ve avrupa ülkeleri ağlıyordu.herkesin tarafı belli değil mi?o ay dergiler ayasofya'yı kapaklarına taşıdılar,ayasofya hakkında ayın dosyaları oluşturuldu.hakkında kitaplar yazıldı.tv programları yapıldı,belgeseller çekildi.müzikler bestelendi.daha ne olsun değil mi? ayrıca her yıl açılış yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.bilmeyen,bilmek istemeyen,haçlı tarafında saf tutmak isteyen tabi beklenen etki yok der.i̇şine gelmez çünkü
herşeyi bir yana koysak.. ayasofyanın minareli ve kubbeli bir yapıdan başka hiçbirşey ifade etmediğini farz etsek..

minaresi ve kubbesi bulunan bir yerde iki rekat namaz eda edememek
bir müslümanın, "müslümanlık haysiyetine" ağır gelmiyorsa,
ve bu yerde secde ettiğinde, bu ağır yükten ferah ve ferec duymuyorsa;
taşıdığı haysiyet, islamiyetinden gelen bir haysiyet değildir.
böyle birinin taptığı nefsinin, izzetsiz haysiyetinden başka sermayesi de yoktur.

haysiyeti ümmeti (islamı) olan tek başına millettir.
tek başının haysiyetini düşünenin ümmet içinde haysiyeti yoktur.
şeref islamındır.
müslüman, islamiyet şerefiyle şerefyab olur
ve aksi halde islamın ağır yüklerinin ağırlığıyla ezilmelidir.

binaenaleyh ayasofya'nın açılması sırtımızdaki ağır bir yükü indirmiş, yüzümüzdeki bir kızarıklığı bir utancı gidermiştir.