günümüzde medrese eğitimi – dertli sözlük
ağırlıklı olarak arf, mantık, hadis, tefsir, vaaz, belagat, kelam, akaid gibi dersler okutulur bunu yanı sıra ise matematik ve fen ilimleri de verilir.

tevhid-i tedrisat kanunu ile birlikte bu kurumların kapatılması ile birlikte medrese eğitimi hatırı sayılır ölçüde sekteye uğramıştır lakin günümüzde gayri resmi yollarla bu eğitim geleneğini devam ettirmeye çalışan yerler mevcut. kimi yerlerde çocuklar hiç okulu gönderilmeden tüm ilimler buralarda öğretilmeye çalışılıyor, kimi yerlerde ise çocuklar açık öğretimden devam ediyor.

günümüz şartlarında çocukların dış dünyadan kopartılarak sadece buralarda bulunmaları ve bir gün dışarıya çıkmak zorunda kaldıkları anda yaşadıkları sudan çıkmış balık durumun avantajları ve dezavantajları ise tartışılır.
günümüz okullarında denkliği yoktur, medrese ayrıca bir kurs ya da seminer mekânı olarak görülür. çoğu camii külliyesi içinde yer alan osmanlı'dan kalma medreseler, mekân itibariyle kullanılıyor, bazı vakıfların desteğiyle eğitimler veriliyor.
sistematik bir hâle getirildiği takdirde kemale ereceğini düşündüğüm eğitim sistemi, verilen eğitim kaliteli ama bir de objektif ve akademik biçimde olsa eşi benzeri olmaz.
herkesin alması gereken , almak istediğim eğitimdir. kannatimce ordan 1yıl çıkmayıp 1 aylığına çıkarsa dağıtabilir. sapıtabilir. etraf fitne kaynıyor, ihlaslı insan azaldı, ancak bu eğitimi almış insanlar çoğalırsa inşallah dünya kurtulur.
medresede okuduğunu ifade eden insanları baz alarak yorum yapacak olursak en büyük eksiği tek kanatlı bir eğitim sistemine sahip olmasıdır.medresede okuyup medresede hoca olup tekrar medrese öğrencisi yetiştiren kısır bir döngü görünmektedir malesef.medreseden mezun olanlar, medrese dışındaki insanlara tebliğ yapabilecek ortak dili bulamıyor.bilgileri var ancak bu bilgileri bilmeyenlere anlatacak yöntemleri, üslupları, onların ilgilerini çeken konularda buluşabilecek esneklikleri yok.
bahsedildiği gibi çok ciddi bir çıkmazın içerisinde. internet çağında hala klasik medrese usülünü takip etmeye çalışmak çoğu zaman abes oluyor, ya da havanda su dövmekten bir farkı olmuyor.

misal, ihsan şenocak'ın gayretini, şevkini, ilme olan iştiyakını çok takdir ederim, samimiyetini ve ihlasını da sorgulayacak bir konumda değilim, allah hizmetlerini makbul eylesin. fakat madalyonun öbür tarafı da var. bunu en açık haliyle cüneyt özdemir ile olan konuşmasında görmek mümkün;,

https://www.youtube.com/watch?v=zvstscxdd7u&ab_channel=hsanenocak

hoca kendini o kadar kaptırmış ki rahle başında mı yoksa cüneyt özdemir gibi bir gazeteciyle güncel bir konu mu tartışıyor ayırt edilemiyor. açıkçası komik duruma düşmüş, videoyu izleyen farklı görüşteki insanlar da aynı şeyi düşünmüştür muhtemelen. hoca, malum, siyerden çok örnek veriyor. peygamber efendimiz her türlü insan ile görüşür, tebliğ eder, herkese fıtratına göre muamele ederdi, buna çöl bedevileri ve azılı müşrikler de dahil. daha kendince tarafsız olmaya çalışıp basit bir haber videosu çekmeye çalışan bir adamcağız ile ortak bir payda bulamayan biri nasıl olur da böyle bir çağda kitlelere hitap edebilir, anlamak güç. necip fazıl'ın günü geçmiş hamasetvari söylemlerini temcit pilavı gibi milletin önüne getirmek bana anlamsız geliyor. hocanın yetiştirdiği öğrencilerin de bu ruh halinde olduklarını tahmin etmek güç değil.

diğer bir örnek, bence çok daha vahim olanı, cübbeli bir hocaefendi. daha önce de yazmıştık;

(bkz:mustafa kemal'i eleştirmek caiz değildir) #482298

türkiye'de değil medrese hocalarının, aklı başında sıradan, şuur sahibi bir müslümanın bunu söylemesi gerçekten utanılacak bir durum. kendini azıcık eleştiren müslüman camiadaki herkes hakkında atıp tutan bu zat, misal, memleketin en azılı komünisti doğu perinçek'i yere göğe sığdıramıyor. biz bir şey mi kaçırdık acaba, ismail ağa medreseleri pekin'den mi idare ediliyor, buralarda sovyet tarihi mi anlatılıyor, pes doğrusu. şu konfora bakar mısın, nurettin yıldız hatmelerine katılmadığı için neredeyse linç edilecek, ama doğu perinçek öyle bir anlatılıyor ki gören de kırk yıllık mücahit sanacak. malum, feraset müminlerin sıfatı.

velhasıl, bu sistem göründüğü gibi çok da parlak değil. klasik usül medrese eğitiminin üniversite ortamında, dünyaya kapalı değil, tam tersine, bütün dünyaya hitap edecek şekilde reforme edilmesi gerek.
evet ismailağa cemaatinin önde gelen hocalarından birinin gündeme dair çok "derin" analizine bu çerçeveden bakalım :

"müşrikler peygamber efendimizin haklı olduğunu bilerek, sırf islamın izzeti yeryüzüne yayılmasın diye 3 yıl ekonomik ambargo uyguladılar.

sonuç: allah’ın dediği oldu ve müslümanlar sabırlarının karşılığını aldılar.

hiç bir güç allah’ın azametinden ve kudretinden üstün olamaz!"

hazretin ne ekonomiden haberi var ne tarihten ne de siyasetten, pes doğrusu. memleketin çalışan kesiminin yarısından fazlası asgari ücretle çalışıyor, çalışma çağındaki nüfusun nerdeyse dörtte biri işsiz ve bu insanların zaten fakirlik seviyesindeki alım gücü birkaç hafta içinde üçte bir oranında azaldı. ama yine nasihat fakirlere veriliyor. devlet erkanı, şatafat içinde yaşayan siyasetçiler, işverenler sütten çıkmış ak kaşık. tek eksiklik fakirlerin yeterince "asrı saadet" fakirliği bilincinde olmaması zaten.

yanlış anlaşılmasın bu hoca efendinin yazdıklarında samimi olduğuna eminim fakat bu sadece bir örnek. ömrü boyunca medreseden çıkmayan bir zihnin günümüz müslümanına kayda değer şeyler söylemekten aciz kalacağını eninde sonunda anlamak gerekiyor. bir buçuk asır önce ahmet cevdetler yetiştiren bir kültür küreselleşme/internet çağında bu noktalara gelmemeliydi.

bir de siyeri bile okurken belirli bir tarih metodolojisi çerçevesinde okumak gerekiyor. yoksa böyle direk çıkarımlar yapacaksak bugünkü devlet erkanının/siyasetçilerin ekseriyeti, siyerden anladığımıza göre, hz. ömer'in hiç tereddütsüz kılıçla üzerine yürüyeceği tipte zevattan oluşuyor ey yeşil sarıklı ulu hocalar. peki neden bunu söylemiyorsunuz acaba?