faiz – dertli sözlük
fahreddin er-râzi’ye göre faizin haram kılınmasının beş farklı sebebi vardır:

1. faizde herhangi bir karşılık verilmeden başkasının malını alma durumu vardır. hâlbuki hz. peygamber (sav.) başkalarının kanına ve malına haksız bir şekilde tecavüz etmeyi yasaklamıştır. faiz ilişkisinde hem borçlunun hem de faiz verenin karşılıklı olarak fayda sağlayacağı, dolayısıyla adaletli olduğu iddiasını ise razi reddetmektedir. borçlunun faizden istifadesi veya fayda elde edeceği belli değildir fakat önceden belirlenen faiz miktarının tahakkuku ise kesindir, dolayısıyla bu ikisinin mübadelesi adil değildir.

2. riba, insanların ticaret ve ziraat gibi diğer iktisadi faaliyetler aracılığıyla gelir elde etmesini engeller. riba yoluyla para kazanan insan, kolay yoldan para kazanmaya alışır ve emek ve güç gerektiren meşakkatli işlerden uzak durur. bu da genel olarak toplumun refahına ve gelişmesine engel olur.

3. faiz sözleşmelerinin serbest olması durumunda insanlar, arzularını tatmin etmek için fahiş oranlarda aldıkları faiz ile borçlanmaya başlarlar, bu da toplumun huzurunu bozar ve kargaşaya neden olur.

4. faiz sistemi, zenginlerin ellerindeki sermayeyi kullanarak zenginliklerini arttırmalarını
sağlar, bu ise adalet ve hakkaniyete uymaz. netice olarak zenginler daha zenginleşirken fakirler daha da fakirleşir.

5. faizin haram oluşu, kur’an-ı kerim’de açıkça emredilmiştir. dolayısıyla insanların faizin haram kılınışının sebeplerini öğrenmeleri de bir zorunluluk değildir. sebeplerini tam anlamıyla bilmesek bile kur’an emrettiği için haram olduğuna inanmamız gerekir
i̇slam hukukunda faiz ile ilgili ayetlerden çıkarılan hükme göre riba, sebepsiz bir zenginleşme aracı olduğundan ve faiz verene, karşılıksız olarak mali bir üstünlük sağladığı için yasaklanmıştır.

bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere ribanın haram kılınmasının temelinde ahlaki sebepler vardır. i̇slam hukukuna göre ribanın iki farklı çeşidi vardır. ribe’d-deyn, borçlardan doğan faiz; ribe’l-bey' ise alışveriş faizi olarak sınıflandırılmıştır. ribe’l-bey' de kendi içinde ribe’l-fadl ve nesîe ribası (ribe’n-nesîe) olarak ikiye ayrılmıştır. ribe’l-fadl, tartılan veya ölçekle satılan aynı cins malların alışverişi esnasında bedellerden birinde fazlalılığın bulunduğu durumda ortaya çıkar. nesîe ribası ise vadeli alışverişlerde meydana gelen bir riba türüdür. aynı veya farklı cinsten malların alışverişinde, bedellerden en az birinin vadeli olması hâlinde gerçekleşir. bu cins faizde, karşılıklı olarak bedeller eşit bile olsa vade hâlinde, nesîe ribası ortaya çıkar.
müslümanların en zor kaçındığı günah. benim param bankaya yatıyor nasıl elden para alayım koca şirketten? hadi bu yattı o parayla gidip enflasyona yenik düsmemek için fon alıyorum altın alıyorum. nerden bilecez bizim para gerçekten fona yatmış altın olmuş? bi ev alacaz desek sistem seni kredi çekmeye zorluyor. etrafımız kırmızı çizgi dolu basmamaya çalışıyoruz resmen.
bu aralar enflasyon, eksi faiz, reel faiz gibi mevzular kafamı karıştırıyor. enflasyon oranı altındaki faizin sadece adı faizdir diyenler; reel faiz olmasa dahi akit faiz üzerinedir diyenler; enflasyon bugün belli dahi olsa yarın faiz oranın altına düşmeyeceği ne malum diyenler...