tanımdan evvel bin maşaallah. sözlüğün ekseri bu hale merduddur demiş, ümmetin haline karşı ümitlerimizi tecdid etmiş tezyid etmiş bin maşaallah.
istisnalarda da üç kelime üzerine sapmalar var:
1 'olsun usullü olsun, merdur değil usulüne göredir',
2 'asr-ı saadette misalleri vardı'
3 'zaten olduk oluyoruz olmuşuz, normaldir, normal olmuştur'
bir de burada rastlamadım ama benim işittiğim var:
4 'zarurettir, mecburuz karşı cinse alakaya' deniyor.
hepsine cevabımız vardır. lakin birisi dahi sahifeler sürer. cevaplarımız keskindir, ittibamız selefiyyedir, misalimiz cedd-i osmaniyyedir, zemin-i itikadımız ehl-i sünnettir, akaidimiz ondandır.
1 olsun usullü olsun diyenlere: 'usul dedinya iyi dedin! deriz. zira usul içinde usul gözetmek islamiyetin şiarıdır. çünkü islamda, madden cevaz verilende dahi manevi usulü gözetmezsen veya gözetemeyecek hale düşeceğin aşikarsa yine haramzadesin.
''yani ihtimal-i helaket varsa, o yolda gitmek kavi bir elzem olmadıkça caiz değildir, la akall merduddur''
evet. bakkalcısı hanım olan bakkaldan, bir hikmete ((*)) binaen alışveriş etmek istedin. caizdir. ama hanım hafif mezhebse, alışveriş mükalemesi haricinde mükalemesi ve muamelesi iştihar etmiş dile düşmüşse, sende bunu bile bile gitsen, o basit hikmet senin boynuna dolanır, çünkü o gibi hikmetler lüzumdur, takva ise elzemdir!
usul bilen akıllı müslüman isen, ihtimal-i helaket bulunan yola basit emeller için gitmezsin. hakka karşı rezil olmaktan korkarsın.
evet. ihtimali helaket vardır. hem çok kuvvetlidir. sebepler:
*evvela nass-ı ayetle sabittir, insan nefsine itimad edemez. innennefse le emmareti bissui... düstur-u furkanisince yusuf a.s. dahi 'ben harama meylederdim allahın imdadı olmasa' diye itiraf etmiştir.
*cenab ı hak, mıknatısa ne cazibe koydu, kimya-i insana da onu koydu. nisa, ricali öyle cezbeder.
*çünkü erkek 100 yaşına kadar nefsi kabil-i iltiyamdır, şehvet daimdir.
*erkek mahremine dahi (kızına, ablasına belki hatta annesine) tesettürün ziyade cerhinde en korkunç bir halete düşebilecek şekilde yaradılmıştır. allah alçaklığın bu denlisini tecrübe ettirmesin. ama tahayyül dahi etsen görürsün ki o alçak nefse itimad etmezsin. işte her güzel kendini göstermek istemesi sırrınca, kadında ya maddi ya manevi veya hali ziynetini gösterir, maddei veya manevi tesettürü kırdığından mutlaka nefsin şerrini tahziz eder hafizanallah.
*işte la tagrabuzzina sırrı bunlar gibi sayısız esbaba dayanır.
bu kadar sebeb-i helaket varken, hem ahir zaman fitnesinde en dehşetli rolü maddei ve manevi tesettürsüzlük oynarken..yapma..yusuf aleyhisselamdan ziyade nefsini tebrie etme.
2-3 ve 4 ü yazacaktım. 1 i bitiremedim, hem insanın şu tekebbürü ki nefsine peygamberden ziyade itimadı çok dokunduğundan bir kabz bastı başka vakte taliktir.
tekrar eksere bin maşaallah, füruata takılana haydi yallah. derim.
istisnalarda da üç kelime üzerine sapmalar var:
1 'olsun usullü olsun, merdur değil usulüne göredir',
2 'asr-ı saadette misalleri vardı'
3 'zaten olduk oluyoruz olmuşuz, normaldir, normal olmuştur'
bir de burada rastlamadım ama benim işittiğim var:
4 'zarurettir, mecburuz karşı cinse alakaya' deniyor.
hepsine cevabımız vardır. lakin birisi dahi sahifeler sürer. cevaplarımız keskindir, ittibamız selefiyyedir, misalimiz cedd-i osmaniyyedir, zemin-i itikadımız ehl-i sünnettir, akaidimiz ondandır.
1 olsun usullü olsun diyenlere: 'usul dedinya iyi dedin! deriz. zira usul içinde usul gözetmek islamiyetin şiarıdır. çünkü islamda, madden cevaz verilende dahi manevi usulü gözetmezsen veya gözetemeyecek hale düşeceğin aşikarsa yine haramzadesin.
''yani ihtimal-i helaket varsa, o yolda gitmek kavi bir elzem olmadıkça caiz değildir, la akall merduddur''
evet. bakkalcısı hanım olan bakkaldan, bir hikmete ((*)) binaen alışveriş etmek istedin. caizdir. ama hanım hafif mezhebse, alışveriş mükalemesi haricinde mükalemesi ve muamelesi iştihar etmiş dile düşmüşse, sende bunu bile bile gitsen, o basit hikmet senin boynuna dolanır, çünkü o gibi hikmetler lüzumdur, takva ise elzemdir!
usul bilen akıllı müslüman isen, ihtimal-i helaket bulunan yola basit emeller için gitmezsin. hakka karşı rezil olmaktan korkarsın.
evet. ihtimali helaket vardır. hem çok kuvvetlidir. sebepler:
*evvela nass-ı ayetle sabittir, insan nefsine itimad edemez. innennefse le emmareti bissui... düstur-u furkanisince yusuf a.s. dahi 'ben harama meylederdim allahın imdadı olmasa' diye itiraf etmiştir.
*cenab ı hak, mıknatısa ne cazibe koydu, kimya-i insana da onu koydu. nisa, ricali öyle cezbeder.
*çünkü erkek 100 yaşına kadar nefsi kabil-i iltiyamdır, şehvet daimdir.
*erkek mahremine dahi (kızına, ablasına belki hatta annesine) tesettürün ziyade cerhinde en korkunç bir halete düşebilecek şekilde yaradılmıştır. allah alçaklığın bu denlisini tecrübe ettirmesin. ama tahayyül dahi etsen görürsün ki o alçak nefse itimad etmezsin. işte her güzel kendini göstermek istemesi sırrınca, kadında ya maddi ya manevi veya hali ziynetini gösterir, maddei veya manevi tesettürü kırdığından mutlaka nefsin şerrini tahziz eder hafizanallah.
*işte la tagrabuzzina sırrı bunlar gibi sayısız esbaba dayanır.
bu kadar sebeb-i helaket varken, hem ahir zaman fitnesinde en dehşetli rolü maddei ve manevi tesettürsüzlük oynarken..yapma..yusuf aleyhisselamdan ziyade nefsini tebrie etme.
2-3 ve 4 ü yazacaktım. 1 i bitiremedim, hem insanın şu tekebbürü ki nefsine peygamberden ziyade itimadı çok dokunduğundan bir kabz bastı başka vakte taliktir.
tekrar eksere bin maşaallah, füruata takılana haydi yallah. derim.