yalnızlık – dertli sözlük
---alıntı---bebeklikten çocukluğa geçildikçe çocuğun annesiyle olan yakınlığının yoğunluğu giderek azalır ve çocuk, annesinin dışındaki dünyayla da ilişki kurmaya başlar. ancak eğer annenin sıcak yakınlığı, çocuk dış dünyayla ilişkiye geçmeye gereğince hazır olmadan kesilirse ortaya ciddi sorunlar çıkabilir. böyle bir çocukta, sevginin nasıl olsa sürekli olmayacağı ön yargısıyla, diğer insanlarla yakınlık kurma korkusu gelişebilir. içinde yaşadığımız kültür yetişkinlerin birbirine sevecen davranmasına zaten elverişli olmadığından ve dolayısıyla durumun sonradan onarılmasını sağlayabilecek bir ortam da bulunmadığından, sonunda çevresinden soyutlanmış, içine dönük ve sevgi verilse de alamayan* bir yetişkin karakteri oluşur. böyle bir insanın, geçmişinde var olmuş insanların izleri silindiği gibi, gelecek yaşamında yeni ilişkiler kurabilme umudu ve beklentisi de yoktur. bu denli yoğun yaşanan yalnızlığın özelliği, kişinin kendisinin de yalnızlığa yabancı olmasıdır. böylesi mutlak bir yalnızlığın acısını yadsıma gereğinden kaynaklanır bu. dolayısıyla bu insanın yalnızlığının bir diğer kişi tarafından paylaşılabilme yolları da kapanmıştır. bundan da öte öylesi yoğun yalnızlık dönemleri vardır ki, insan felç olmuşçasına bir umutsuzluk içindedir ve bu gibi durumlarda artık kaygı ve gerginlik belirtileri bile yoktur. çünkü ilgi ve amaç yitirilmiştir. bu, canlıyken ölmüş olmak gibi bir varoluş biçimidir.çoğu kez, böylesi insanları bizden farklı, ulaşılmaz ve anlaşılmaz varlıklar olarak algılar, hastalık derecesinde bir kişilik bozukluğunun varlığını hissederiz. ---alıntı---