bir rivayete göre ; hallac-ı mansur hazretleri, la ilahe illallah demeyi o kadar çoğaltmıştı ki, anması kalbden ruha geldi. orada ünsiyet peyda ederek ilahi aşka kavuştu. dünyadaki her şeyi hatta kendi adını bile unuttu. aşk sarhoşluğu kapladı. buna sekr hali deniyor. bu halde iken, (sen kimsin?) diyenlere, (enel-hak) diye cevap verdi. üzerinden sekr hali gidince, yani ayılınca (enel-hak) dediğini hatırlamadı. fakat dine aykırı konuştuğu için şehid edildi. yere dökülen kanları (enel-hak) şeklini aldı.
hallac-ı mansur hazretlerinin (enel-hak) yani (ben hakkım) dediği gibi, bayezid-i bistami hazretleri de sekr halinde (sübhani) yani (ben sübhanım) demiştir.
talebeleri, (siz kendinizin sübhan, yani ilah olduğunu söylediniz) demeleri üzerine, (bir daha öyle bir şey söylersem, beni kılıçla kesin) buyurdu. sekr hali kaplayınca yine (sübhani) dedi. hemen hocalarının emri üzerine kılıçla vurdular. fakat kılıç kesmedi. o hal üzerinden gidince, yine (sübhani) dediğini söylediler. (niye beni öldürmediniz?) buyurdu. (kılıç kesmedi) dediler. o vakit, (demek o sözü söyleyen, bu haldeki bayezid değildi) buyurdu.
evliyayı böyle sekr halinde, yani şuursuz iken söyledikleri sözlerden dolayı kötülemek doğru değildir.