sosyal medya – dertli sözlük
zaman yiyici… kırıntı bırakmadan silip süpüren ömrü. ha eski zamanların kahvehane önü seyircileri ha bunlar. i̇şsiz güçsüz taifesinin vakit öldürme mekanları. depresif işli güçlülerin aldanma yurdu.
kullansanız dert; kullanmasanız ayrı dert olandır.

özellikle instagram, twitter gibi ortamlarda bulunduğunuzda var, bulunmadığımızda yok oluyorsunuz.

ben mesela şu an kullanmadığımdan yok hükmündeyim. arada; ''kullansam mı?'', ''bir hesap da ben açsam mı?'' diyorum ama sonra vazgeçiyorum. bakalım ne kadar gidecek.

açıkçası geçmişte kullanıyordum ama benden ''kafa rahatlığı''nı alıp götürüyordu. bildirim gelmiş mi, taym da neler oluyor... sözlükte bile kafa rahatlığını yeni kazandım. bu da bir itiraf olsun :)

#484560 sizce şu sağlıklı bir ruh hali mi?
ilk arap baharında gündeme gelmişti.rüzgarın ters taraftan esmesiyle ortadoğu bugün olduğu duruma geldi.sosyal medya gerçek daha ortaya çıkmadan yalanın bin kez dünyayı dolaştığı yerdir.doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmanın en zor olduğu yerlerden birisi.
aynı zamanda gücü de reddedilemeyecek bir platform. mesela takipçilerini dünya'nın yuvarlak olduğu ispatlanmışken bile dünya'nın düz olduğuna inandırıp onları silahlı eylemlere gönderebiliyor.

(bkz:dijital imparatorluklar)
(bkz:sosyal ikilem)
amacına uygun olmayan biçimde kullanınca normal, diğer türlü kullanmaya kalkışınca kendimi riyakar hissettiğim alan. "hakikaten n'apıyoruz biz böyle?" diye düşünüyordum sık sık; alayını kapattım ve henüz bir eksiklik hissetmedim. sahte bir dünya yaratıp, gerçek hayattaki tüm üzücü şeylerden kaçıp oraya sığınıyoruz. acımızı bile orada halka açık yaşarsak ruhumuzdaki yalnızlık hafifleyecekmiş gibi hissediyoruz. giderek kayboluyoruz 'şu an' ımıza hiçbir etkisi olmayan bir mecrada. *kendini kontrol edebilen ve sağlıklı biçimde kullanabilenleri, varsa, tebrik ediyorum.
bilhassa eski toprak alimin, ulemanın, mütefekkirin, fikir adamının, münevverin, şeyhin, parti liderinin, vakıf başkanının sıfatı aklıma gelmeyen daha bir çok minik de olsa bir kitleye hitap eden, nazı geçen, sözünü dinletebilen kimselerin kullanırken çok çok çok daha dikkatli ve titiz kullanması gereken araç. bu kimseler sözlerini ederken ilmihal bilgisi seviyesinde olanını, hiç bilmeyenini, çok bilenini, inanmayanını, art niyetlisini göz ardı ederek söz söyleyip, söylediği anlaşılmayınca veya çarpıtılınca ardından 'ben hakikati söylüyorum, dahasına karışmam' deme gibi bir lüksleri olmadığını anlamalılar artık.eğer zamanı yakalayamıyorlarsa bu konuda ehil kimselerden veya gençlerden fikir almaktan çekinmesinler, rahatsız olmasınlar. insanları da yormasınlar.
artık ülkenin yönetildiği ortam. cıvıldak kuştan ortaya atılan yalanlar artık ülkenin gündemini oluşturuyor. son vaka ise bugün yaşanan başbakan yoğun bakımdaymış iddiası. sosyal medya parolamız : ya hayır söyle ya sus!
her ne kadar sanal bir alemmiş gibi görünse de çok gerçekçi sonuçları var.
insanlar artık buradan da fişleniyor.

klavyenizin ayarı yoksa yazdıklarınızdan ötürü mahkemelik olabiliyorsunuz.
özellikle gezi parkı eylemlerinde kendini coşkuya fazla kaptırıp tweet'e yüklenenler bugün o tweet'lerden ötürü başı dertte. gezi parkı tweetleri sadece bir örnek.

sözlükler, twitter, facebok vs. paylaşımlarından ötürü mahkemeye intikal etmiş münferit epey hadise mevcut.
sadece ülkemiz için geçerli değil bu. dünyada da böyle.

sosyal meyda mı deyip burun kıvırıp, küçümsemeyelim. gayet ciddi bir müessese.