özgürlük – dertli sözlük
bu mana için seçilebilecek en kötü kelimedir. bir kişinin özünün gür olması ne demek allah aşkına. demek ki bahis anlaşılmadığı için doğru kelime de tayin edilmemiş.
ezel dizisinde ramiz dayının ölmeden önce okuduğu bir şiir vardı. şöyle diyordu: insan yaşıyorken özgürdür. edip cansever'in şiiriymiş.
bu düşünceye hiç katılmadım. i̇nsan yaşıyorken tutsaktır. gün geçtikçe bu düşüncem daha bir katılaşıyor. peş peşe sıraladığımız soluklarımıza bir bakalım: kaçı istediğimiz yerde, istediğimiz insanlarla, istediğimiz şekilde?
i̇çinde sürekli bir şeylerin hasreti yanıp tutuşmayan biri var mı? bazen ne olduğunu bile anlamadığımız hasretler...
i̇nsan yaşıyorken tutsaktır. hüsn-i hatime ile ölebilirse özgür olur. başka türlüsünü bilmiyorum.
ciddi ciddi tartışıldığında tıngırtı, ulu orta konuşulduğunda sakızdır. boştur, ziyandır.
bütün dünya gördü ki tek özgür millet filistin halkı.
herkes esir. kimisi paranın,kimisi kadının/erkeğin, kimisi çoluk çocuğunun esiri,kimisi gelip gelmeyeceği belli olmayan yarınlarının,kimisi hayırlı mı değil mi bilmediği hayallerinin esiri, kimisi benliğinin,hep “sen” denilmesinin, kimisi fikirlerinin,aklının,bana göre şöyle ,bence böyle, şu olmazsa olmalılarının esiri, kimisi şöhretinin,makamının,mevkisinin kısacası nefsinin esiri. bu esaretin şifası şuurlanmadıkça,nefis tezkiyesi olmadıkça farkedilebilir bir şey de değil. esir olan görülmeyen zincirlerle,prangalarla bunlara kalben bağlanan,aklı,nefsi,ruhu esaret altında olan bizleriz. filistinliler özgür. malları,canları,evleri,çocukları tek tek gidiyor ama onlar sadece “hasbünallahi venimel vekil” diyip cemaatle namazlara,kuran kıraatlerine,allahtan razı olmaya devam ediyorlar. esir olan bizlerde kendi esaretlerimize bakmadan “hükümet neden bir şey yapmıyor?” “türkiye adam olmaz.” “tayyip ne işe yarıyor?” diyerek günah keçisi arıyoruz yahudiler gibi. halbuki aynayı kendimize çevirip ben ne yapıyorum ben ne yapabilirim sualini sorsak daha hayırlı olacak. filistinliyi zulümden kurutacak olan sen,filistinli zulümden kurtulsun diye çırpınan sen,başka şeylere esir olarak kendine yaptığın bu zulümden,kendine zalim olan senden seni kim kurtaracak? yoksa bu sessiz esaretinde günah keçisi aramaya,zulmü dışarıda aramaya devam mı? bir sormalı zulüm bunca insanın şehit olmasından önce yok muydu ve biz o sıralarda neyin esaretiyle kör,sağır ve dilsizdik? görünmeyen kelepçelerini gör.. filistinli ölse de kazanıyor,kalsa da. i̇nsanlığa ders veriyor. peki biz?
avamın lanetidir. havas özgür olmamakla kutsanmıştır.
çünkü halk, eline üç kuruş tutuşturulmuş bir çocuğun salıverildiği panayırda ilk gördüğü şeylerde parasını tüketmesi gibi, gözünün görebildiği, aklının erebildiği kısımlarda ömrünü, kalbini, ruhunu tüketir. geri kalan kısımda da kendine acır, birilerini suçlar ve çok zaman rabbine küskün olarak ölür.
müminler, aşıklar, dervişler ise cebr ile de olsa sağ salim yollardan geçerek menzile ererler. çok zaman hikmetini sonradan çözdükleri seçenekleri vardır onların. sıkıntıya sabretmek, nimete şükretmek, ahmağa sükut, zalime karşı mücadele, halka şefkatle muamele, önden gidenlere hürmetle muhabbet… iman, aşk, zühd zahiren cebrederken, içten içe bir anka kılar insanı.
mevlana’ya soruyorlar sünnetullah cebr üzerine mi özgürlük üzerine mi, tercih hakkımız var mı diye, “sen özgürsün” diyor, “aşık değilsen…”
yahu mala tamah edip gayesi o olan malın esiridir,sevdigi kiz/oglan yüzünden aska düsmüs birde burdan rabbe ulasamadiysa ebedi sevgili diye (cok kolay yazdim ama allah kurtarsin elbette) kizin/oglanın/eşin esiridir,alkislarin karsinda durup, makam sevdasindaysa koltugun esiridir,her istedigimi yaparim diyip rabbinin istedigine kulak vermiyorsa nefsin esiridir,simdi kim özgür kim esir?özgürlük herseyin fani bir onun baki oldugunu bilip onun muhabbetini arzulamaktir...bu hale erenede özgür denir. vesseleam
karamazov kardeşler'den:özellikle son zamanlarda özgürlükten söz edilmeye başlandı. nedir bu özgürlük dedikleri: kölelikten, kendi kendine kıymaktan başka bir şey değil! çünkü şöyle söyleniyor: 'senin de ihtiyaçların var, elde et onları, çünkü en varlıklı, ünlü kişiler gibi senin de hakkındır bu. çekinme, fazlasına bile sahip olabilirsin.' günümüzün öğretisi bu işte. özgürlüğü bu sanıyorlar. ihtiyaçları elde etmek hakkının sonucu ne olabilir ? zenginlerde yalnızlaşma, ruhsal mahvolma, yoksullarda ise hırs, cinayet...