ala kızı – dertli sözlük
tv dizilerinde kapalı bayanların rol alması gibi birşey olsa gerek.
i̇nsan ilk düşündüğünde 'kabulleniliyor artık' diyor ama sonra ne vicdan ne de akıl durdurmuyor ve görüyorsun ki temsil' aşırı derecede hatalı ve anlıyorsun ki ;aslında nefse güzel gelen herşeyde olduğu gibi bu temsillerin de iç yüzü malesef temiz değil.
müslüman gençlerin yaftaladığı kızlardır. yani yarın bi gün sokakta ayfonlu bir hanım görürseniz, ala kızıdır o, müslüman gençlerin yaftaladığı gibi "başörtülü" dür.
can man değildir, olsa olsa cahildir. tesettürü nerede nasıl yapacağını karıştırmış kızdır, modern sistemin dibine vurmuştur. kaldı ki sadece başını örtmede bitmez problemli yapısı, eteğinin boyundan giyisisinin bolluğuna(*) ve seçtiği renklere kadar bütün giyimini dini değil para bayıldığı mağazalar belirler. dinin tesettürü neden emrettiğini bilmez, ne ahzab suresinden ne de nur suresinden haberi vardır.

ve fikrimce böyle bir kapalılıktansa açılması daha iyidir; çünkü müslüman ailelerin yeni yetişen kızlarına tesettür için bir örneklik değil, giyindiği mağazaların ayaklı reklamlığını yapmaktadır ve tesettürün bozulmasını yaygınlaştırmaktalardır.

yazıktır, günahtır...
hala kızından farkı art niyetli olmasından gelir, müslüman erkeklerin vaktini çalar, göz zinasına vesile olur.
önceden çarşaf vardı, sonra koyu renk bir pardesü de olur dendi, daha sonra bu pardesüler renklendi cıvıl cıvıl. boyları kısaldı, daraldı. eşarplar mendil kadar örtünmeye başlandı. tesettürden giderek uzaklaşıldı. bunlar hep tedricen oldu. şimdiki geldiği son nokta ise ortada, kısa etekler, üstüne dar pantolanlar... hanım kızlarımız nerdeyse açık bayanlardan daha cezbedici. gidişatı doğru bulmuyorum, taviz tavizi getirdi işte, "müslümanım, bu durumdan razıyım" diyen beri gelsin." yarım hoca dinden eder, yarım doktor candan eder" sözü ne kadar da doğruymuş. "yarım yarım" yapılan işler "bütün"e zarar verdi.
annesi babası kitap okuyan, namaz kılan, daha sonra çocuklarının ellerini sıcak sudan soğuk suya değdirmeyen, özel üniversitelerde okutan muhafazakar ailelerin/çocuklarının karaladığı kızlardır. küçük yaşta babasından ailesinden sevgi yerine şiddet gören, bir zaman sonra sadece para kazanmaya odaklanan, hayatı boyunca aç kalmamak için kendini geçindirmek isteyen bir kız olabilir o ala kızı. daha sonraları maddi açıdan kendini koruduktan sonra bir vesile ile tanışıp mahcub olduğu rabbinin isteklerini bir anda yapamayan kızdır. çevresinde bir tane örnek bile olmayan, sizler kadar güçlü olmayan bir kızdır belki de. bilemezsiniz.
sanılıyor ki her şey çok kolay.
tüm kızlar imam hatiplerde, dindar kolejlerde veya sohbet gruplarında büyümüş.
kimilerinin önüne din, iman, fıkıh, akaid gibi bilgiler hazır tepside sunulurken kimileri dişiyle, tırnağıyla ağlaya ağlaya elde ediyor o bilgileri. yetiştiği ortam, arkadaşları, aile yapası gibi faktörlerden mülhem elde ettiği bilgileri uygulama da eksiklikleri olabiliyor. bazı şeyler nefsine ağır gelebiliyor. tamamen vazgeçtenmekse yapabildiğim kârdır anlayışla hareket ediyor. din konusunda nasipli olanlar, güzel ortamlarda bulunmuş kimseler diğerlerini bu kadar zalimce yargılamasın. bir bakmışsınız hissiyatta önünüze geçmişler, farkına bile varmazsınız, yargılayacağız derken.
bazı insanlar sadece bayram namazına, bazıları cumaya gelir. hatta bazıları da ramazan dışında camiye uğramadığı halde, benim 3 tanesini kıldığım teravihin 30 unu camide kılar.
bu insanlara "yılda iki kez vacib olan namaz için camiye gelinir mi ?" deyip kovarsak o namazı da kılmalarına mani olmuş oluruz.

önemli olan elinden tutup anlatmak, destek olmak, bilinci arttırmak ve netice olarak hep beraber kurtulmamızı sağlamaktır.
burada kimse tekfir edilmemekte, imanına laf söylenmemektedir; kişinin imanı hususunda söylenecek söz ahirette din günü sahibi tarafından yapılacak hesaplama sonucu söylenecektir zaten.

burada söylenenler birileri tarafından bulandırılmış oldukça basit akaidi bilgiler.
örtünmenin nasıllığını öğrenmek için -kadın erkek fark etmez- en fazla 1 gününü ayırması yeterli bir müslümanın.
öğrendiği bilgiler nefsine ağır geliyorsa -ki gelebilir, din bu yüzden 1 günde değil, 23 yılda tedrici olarak inmiştir- bu ağırlık onu "hak" olanı reddiyata değil, vicdani bir ezikliğe sevk eder.
ileride de allah'ın izniyle tövbe edip hak olanı uygulamaya başlar.

ama tutup durumu normalleştirmez. "güzel olanı bu; ama bu da idare eder" deyip esnetmez. haramı helal, helali haram yapma yetkisi sadece allah ve izin verdiği resulundedir.


vesselam.
evet tesettür sadece vücudu örtmek değil. bunun adı kapalılık, tesettür bambaşka bir şey. plato siteminde haklı ama nafiz de kendine göre haklı. çünkü ortada tek bir gerçek yok. (bkz:kazulet)in ve lacivertin söylediği gibi bir çoğu gerçek manada dini terbiyeyi aileden, yakın çevreden bulamıyorlar. bu yüzden örtüyü, tesettürü moda endeksli, para patentli gösteren kişilere, kurumlara vs kapılıp gidebiliyorlar. bizler bu insanlara doğruyu ne kadar anlattık? kendi kıyafetimizle ne kadar örnek olduk burası önemli. anlatmadığımız, ulaşmadığımız insanı da acımasızca eleştirmek pek etik olmasa gerek.

dediğim gibi tek gerçek yok. daha doğrusu tek tip insan yok. bir de öyle insanlar var ki; kur'an'la sürekli haşır neşir, belki ilahiyat okuyor, belki aileden dini eğitim almış ama buna rağmen süsünden püsünden vazgeçemiyor. bu arkadaşa biz de doğruyu anlattığımız halde nefsi ona günahı daha cazip gösteriyor ve o da ona kapılıp gidiyorsa belki burada sitem hakkımız vardır. "yapmayın yahu arkanızdan gelen nesle, dar paça pantolonlarınızın üzerine giydiğiniz dar trençkotlarınızı ve başınıza yarım yamalak attığınız şallarınızı mı emanet edeceksiniz ?" gibi sitemlerimiz olabilir. sanırım buna hakkımız var. ama ulaşmamız gereken daha çok insan var. bunu da unutmayalım.
evet anlaşılma sorunu olduğu kesin.
kur'an tedrici inmiştir evet, mesela hadislerde bütün kötülüklerin anası olduğu belirtilen içkiyi ele alalım.
içki kur'an'da gündem olduğunda yararının olduğu ama zararının yararını gölgede bırakacak kadar kötü olduğu belirtilir
sonrasında içkiliyken namaza yaklaşmayın denir
son olarak da içkinin yasaklandığı ayet gelmiştir.
bahsettiğimiz şey o gün için en kötü bağımlılık olan içki içindir ve bu bağımlılık o dereceye varmıştır ki son kademesinde yasaklandığı zaman dahi sokaklardan günlerce içki aktığı rivayet olunur.


gelelim örtünme hususuna... bu hususta da kadınlar ciddi manada cahiliyye adetiyle giyinmekteler; ama bir kademelendirme olmadan net bir şekilde örtünme emri gelmiştir.
hadi diyelim günümüz farklı, moda ciddi bir bağımlılık oluşturmuş vs. vs.
bu durum bize var olan giyimi iyileme hakkı vermez. eğer iyilerseniz normalleştirme zokasını yemiş bulunursunuz zaten.
bu esarete düşmüş bir kadına ne diye iyi yoldasın vs diyeyim ya hu?
örtünmenin nasıllığıyla alakalı tavsiye verilmesinin gerekliliğine inanıp, dua ederim ona.

bu durumun içki gibi bir bağımlılık olduğunu düşünen zihin bile-ne kadar zorlama bir yorum olursa olsun- der ki, yararı olabilir; ama zararı daha çoktur.
buna bile diliniz varmıyorsa allah selamet versin diyeyim, başka denecek bir şey yok sanırım.
tesettürün modası olmadığı görüşündeyim. kadın belli başlı şartları yerine getirmelidir. bunların kıstasını da hepimiz biliyoruz elhamdülillah. ve dolayısıyla şimdi pardüse almaya çıktığımızda bile, belden oturtmalı, vücut hatlarını ortaya çıkaran, rengarenk modellerle karşı karşıya getiriliyoruz malesef. bilmeyene, uygulayamayana sözümüz yok. dua ederiz, rabbim yardımcısı olsun. fakat renkli renkli şallar takıp, içine bone takmayıp, kulağın görünmesinden rahatsız olmayıp, bir de güzel görünsün diye kıyafete uygun küpe takıp da bunu gayet dini bilinci yerinde yapar olmak, nasıl bir şey, anlamak güç. üstelik özendirilen tesettür bu artık. bu gidişe dur demek de güç ne yazık ki.
plato yorumunda haklı. şöyle haklı; eğrisi doğrusu belli olan, ölçütü belirlenen bir şeyden bahsediyoruz. biz burada tesettürün nezdinde konuşuyoruz başlık ala kızları olsa da. belki kimimiz kendi tesettürünü bile eleştiriyor. ve bu sözü edilen şahısların tesettürünün yanlış olduğunu söylemek de yanlış değil. ortada kimsenin imanı hakkında bir yorum döndüğünü düşünmüyorum. namaz başı açık kılınır diyen birine nasıl tepki gösterirsek, o cıvıl cıvıl kıyafetleri giyene de aynı tepkiyi gösteririz kurallar bağlamında. tesettür şahsımıza bırakılsaydı yorum katabilirdik pekala, ama somut bir kur'an gerçekliği var.
allah hepimizi affetsin ve hidayetine erdirsin.
(bkz:âlâ kızlarını sadece dini bilmeyen islamla sonradan tanışan manken vs. zannetmek)
(*) yoruma cevap hakkım doğdu zannederim. o verdiğim örnek, çevremde bizzat bu dergiyi takip eden din kardeşlerimin giyiniş tarzıdır. ben de alaka kuramamanızı pek çözemedim. siz gerçekten sadece bilinçsizce mi yapıldığını düşünüyorsunuz anlamadım. bilmeyene yapamayana zaten sözümüz yok. ama tesettürü yanlışa indirgeyip insanlara bunu benimsetme yolunu seçenler var bilerek yada bilmeyerek. (*)ve de nefse hoş geldiği için tercih edenler var farkında olarak yada olmayarak. yine belirtirim ki bu başlığın altında yazılmış olması şahısları kötülüyor olma manasında değil benim için, yanlış davranışın usulünce eleştirilmesi. konuyu şahıslar boyutunda ele almak lüzumsuz.
(*)
biz bu insanları görünce hemen algılayıp yadırgıyorsak bu bile onların kıyafetlerinin tesettür olmadığına işarettir ve biz bu insanları sokakta görüp yadırgayıp geçiyorsak ayıp bizim ayıbımızdır. biz onlara gerçeği anlatmadı isek, o anlatmadıysa bu anlatmadıysa o bilinsizce bu hatayı yapıyor olabilir.
htayı sırf karşı tarafta görmemek lazım aslında.


--- iktibas ---

eğer tesettür, bayanın üzerindeki cazibeyi artırıyorsa, bunun adı çarşaf bile olsa allah’ın emrettiği tesettür diyemeyiz ona. çünkü tesettürdeki ölçü; çarşaf, manto, pardüse, şalvar, herhangi bir şey değildir. allah’ın emri çarşaf veya manto olarak isimlendirilemez. allah, tesettürü emretmiştir. tesettür, kadının erkeğin gözünden korunmasıdır nureddin yıldız

--- iktibas ---