rıza nur – dertli sözlük
kadir mısıroğlu'nun cavit orhan tütengil british museum'da araştırma yaparken tesadüfen bulup, kemalistlerin pek kabullenemeyeceği şeyler yazdığından dolayı rıza nur hakkında cumhuriyet gazetesi'de eleştiri içerikli bir makale yayınladığı zaman varlığından haberdar olduğu hatırattır. daha sonra ingiltere'den mikrofilmini getirtip, hatıratın evlere şenlik muhtevasını görünce sahte bir isim ve yayın evi adıyla ilk olarak 1968 yılında yayınlamıştır. müstehcenlik barındırması ve sultan abdülhamid hakkında yer yer hakaretamiz ifadeler kullanması gibi eksi yönleri olsa da, sanatsal anlatımdan uzak , sade, akıcı ve bazen insanı okurken sesli güldüren anlatımı, bu 4 ciltlik hatıratı okunabilir kılan en önemli özelliklerindendir. 1968 baskısının pdf hali internette sansürsüz halde mevcut

'' bir aralık çok sofu oldum. sevâbı çok diye namazları, evde değil, câmiye gidip kılardım. erken uyanır sabah namazlarına dahi camiye giderdim. anam, babam pek memnundu. i̇tiraf ederim ki benim de dünyada en saadetli devrim budur. i̇lâhî bir neş'e içinde idim. önümde parlak bir istikbal , semâvî bir ümit, mes'ud ve emin bir ahiret görüyordum. taş, toprak herşey bana mes'ud gelir, saadet telkin ederdi. her şey bana bahtiyarlık verirdi. ezan okunurken dehşeli heyecanlar duyardım. yerlere sığmazdım. yürürken âdetâ uçuyorum gibi gelirdi. sanki gökler benim diyârımdı. pürüzsüz, en ufak bir lekeden ârî bir insandım. o herşeye kaadir allah ve her ihsanı benim içindi. bu hâl bir yıl sürdü. namazı bıraktım. gâliba sofuluğum, kahramanlık hissim gibi muhammediyelerin tesiri ve ana-baba terbiyesi ile idi. namazı bıraktığımın sebebi ya bu işin zahmetli ve çok olmasından yorulup bıkmak neticesi idi, yahud öyle bir yaş devresi idi, geldi geçti. ah keşke gitmeseydi. bir daha bu tatlı ve mes'ud hayatı bulamadım. bin yazık!.. şimdi istinâtgâhsız , ümitsiz , dehşeti bir emelden mahrum bedbinlik içinde ye'sten, kederden yana biten bir mahlûkum. ''