şakk-ı sadr – dertli sözlük
peygamber(s.a.v.)'in cebrail tarafından göğsünün açılıp temizlenmesi, zemzemle yıkanması olarak rivayet edilen olay. iki kere vuku bulduğu söylenir, biri peygamber efendimiz(s.a.v.) bebek iken; diğeri miraç hadisesinde.
birincisinde cebrail'in peygamber(s.a.v.)'in göğsünü yarıp kalbinden küçük bir siyah parçayı aldığı, bunu atıp kalbi zemzemle yıkayarak göğsününü kapattığı ve "senin vücudunda şeytanın nasîbi bu idi. çıkarıp attık. ey allahü teâlânın habîbi, seni vesveseden ve şeytanın hîlesinden emin ettik." dediği rivayet ediliyor.
miraç'tan önce yaşanmış olanla ilgili olarak da "cebrâil gelip göğsümü yardı. zemzem suyu ile yıkadıktan sonra, içi hikmet ve îmân dolu altın bir tas getirip göğsüme boşalttı, sonra kapattı." şeklinde bir hadis mevcut buhari ve müslim'de.

inşirah suresi, 1. ayetin de bu olayla ilgili olduğu düşünülmekte.

--- iktibas ---

biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?

--- iktibas ---
peygamber efendimiz'in (ص) miraç'ta allahu teala ile birebir görüşebilmesi için gerçekleşen hadise. musa (as) allahu teala'nın 70 perde ardından zerre nurunu bir dağda görünce bayılmıştı. peygamber efendimiz(ص) ise şakk-ı sadrlar sayesinde bir anda miraca çıkarıldı.
göğsün yarılması manasına gelen arapça bir ifadedir. rasulullah (sav) göğsünün yarıldığını ifade etmek için kullanılır. rasulullah (sav) göğsünün yarıldığını ve kalbinin yıkandığını kendisi ifade etmektedir. sahih-i müslim'in iman bahsinde 261,263,264 nolu hadislerde kendi ifadesiyle bahseder. yine 261 nolu hadiste, enes (ra), rasulullah (sav)'in göğsündeki dikiş izini gördüğünü ifade eder. sözü geçen hadislerden 264 nolu hadis, buharide de geçmektedir.


müslim'in 264 nolu hadisi,

--- iktibas ---

ben kâ­be’nin ha­tîm kıs­mın­da ya­tı­yor­dum. uy­ku ile uya­nık­lık ara­sın­da ba­na bi­ri gel­di, şu­ra­dan şu­ra­ya ka­dar (göğ­sü­mü) yar­dı. (bu sö­zü­nü söy­ler­ken bo­ğaz çu­ku­run­dan kıl bi­ten ye­re ka­dar olan kıs­mı gös­te­ri­yor­du.) kal­bi­mi çı­kar­dı. son­ra ba­na, içe­ri­si îman ve hik­met­le do­lu, al­tın­dan bir kab ge­ti­ril­di. kal­bim (çı­ka­rı­lıp su ve zem­zem ile) yı­kan­dı. son­ra içe­ri­si îman ve hik­met­le dol­du­ru­lup tek­rar ye­ri­ne kon­du…” (bu­hâ­rî, bed’ü’l-halk 6, en­bi­yâ 22, 43; müs­lim, îman 264)

--- iktibas ---

hadisin üç noktadan sonraki kısmı miracı israyı ve miracı anlatır.
şakk-ı sadr hakkındaki hadisler müteşabihtir. mahiyetini bilmediğimiz için yorumlamak ya da mantık dahilinde açıklamaya çalışmak doğru değildir. alimlerin yorum farkları mevcuttur. iki farklı yorum vardır. kalbin yarılması, kalbin ferahlatılması. iki yorumda doğru olabilir. hadisler müteşabihtir.
iki şekilde rivayet edilen bir olaydır. bu iki rivayetten birine inandığı için küfürle itham etmek nasıl bir mantık onu da çözebilmiş değilim. mahiyetini bilmediğimiz bir olaydır. kur'an'da kalbini ferahlatmak diyor. peki biz bu ferahlatmanın mahiyetini biliyor muyuz? hayır. buhari'de geçen hadisin metni açıktır. hadis hakkında sahih ibaresi geçmektedir. yani müslim'de 264 nolu hadis. miraçla ilgili olan hadis. hadis müteşabihtir. hz.musa (a.s)'ın asasının ejderha olduğuna inanıyoruz. kur'an haber veriyor. aynı şekilde bir rasulullah (sav)'in kalbinin yarılması imkansız değildir. bu nedenle mantık dahilinde açıklamaya çalışmak doğru değildir. olayı diğer şekilde rivayet eden alimlerin rivayeti de doğru olabilir, yarıldığı ile ilgili rivayet edenlerinki de doğru olabilir. bu, rasulullah (sav)'in beşer olmadığını göstermez. insandır ama bu şekilde mucizeleri olabilir. çünkü peygamberdir.
bir mucizedir. mucize, peygamber haricinde bir başka kişiye açık olabileceği gibi, sadece peygamberin kendisine de gösterilebilir. hz.musa (a.s)'nın asasının tuva vadisinde yılan olması gibi. ya da elini koynuna koyunca cilt rahatsızlığının iyileşmesi gibi. mucizeler bir peygamberin peygamberliğini kendisine göstermek için olabildiği gibi, aynı peygamberin peygamberliğini de ümmetine göstermek için de olabilir. ayrıca bir peygamber üzüntüye düştüğü zaman, üzüntüsünü gidermek için de olabilir buna en güzel örnek rasulullah (sav)'in isra mucizesi gibi.
tıpkı hz.musa'nın asasının tuva vadisinde yılan olması mucizesi gibi bir mucizedir. hz. musa'nın asası sadece firavun'un karşısındaki iken yılan olmamıştır. aynı zamanda tuva vadisinde de yılan olmuştur. akabinde de göğsüne elini koymuş, cilt rahatsızlığı geçmiştir. olay taha suresinde ayetlerde aynen açıklanmaktadır. musa (a.s) o esnada yalnız başınadır.
tartışılması kimseye bir şey katmayan mevzuudur. şakk-ı sadr olmuş bize ne olmamış bize ne.i̇manımı ne nokta da etkiliyor.? hz.adem'in çocuklarının ilişkisi ensets miydi değil miydi? bu konu gibi tartışması ve konuşması taraflara hiç bir yarar sağlamayan konudur.