dershanelerin kapatılması – dertli sözlük
bu kulaklar vakti zamanında bir yerel seçim tartışması esnasında; tesettürlü, beş vakit namaz kılan-en az-, malum camianın mensubu bir hanımdan(!) şu cümleyi işitmişti:

"kime istersem ona oy veririm; başa kim gelirse gelsin, isterse milletin k..ı başını açtırsın yeter ki dershanelere dokunmasın."
para odaklı gelir firması olan dershanalere artık ihtiyaç yoktur. aslında hiç ihtiyaç olmadı da diyebiliriz. dershaneler sadece zeki olan ve parasını veren çocuklarla ilgilenir. zeki olan çocuğun zaten dershaneye ihtiyacı yoktur. lakin dershaneler o çocukları bir şekilde ikna edip kendi sistemine alet ediyor ve çocuklar derece yapınca bizim öğrencimiz yaptı diyor. dershaneler kapanırsa öğrenciler okullarına daha çok önem vereceklerdir. çevremizde gördüğümüz öğrencilerin çoğunluğu dershaneye gidiyor diye okulu boşluyor. halbuki dershane olmasa çocuk okula daha çok önem verecek ve başarısızlığı en alt seviyede olacaktır...

not: i̇nsanın "mesele dershaneler değil arkadaş; sen hala anlamadın mı?" diyesi geliyor...
yaşanmış bir hadise.
hanım teyzemizin biri evim nurlansın, başımızın gözümüzün sadakası olsun niyeti ile hanesinde yasin okutmaya karar vermiş.
şuncu buncu demeksizin tanıdığı eşini dostunu davet etmiş.
programa liderlik eden kuran'ı kerim'i okuyan, duasını eden hoca hanım demiş ki; bir yasinde 'dersanelerin kapatılmaması' için okuyalım.
hanım teyzelerden biri hemen itiraz etmiş. 'okuyamayacağım yasin filan, kapansın' demiş.
akabinde karşılıklı laf atmalar, tartışma gelmiş. sonrası gönül kırgınlığı, küslük.

dershane meselesi halk tabanında hayırlı bir amaç için bir araya gelmiş, ömründe politika ile işi olmamış, bu meseleden zerre kadar çıkarı olmayan teyzelerimizi bile birbirine düşürmüş durumda. allah sonunu hayırlara çıkarsın. dostlar bu meseleden ötürü küsmesin.
"hükümet yine işe tersten başladı" dedirtir. önce eğitimdeki aksaklıklar düzeltilmeli, sonra dershaneler kalkacaksa kendiliğinden kalkar zaten.
meselenin dershane olmadığı aşikar hale gelince dershanelere bakışın değiştiği kapatma mevzusu. evet, mesele dershane değil. mesele dershane olsaydı, bugün eğitim sistemini tartışıyor olurduk. ama biz mgk kararlarını, fişlemeleri tartışıyoruz. üstelik tartışmayı bu safhaya taşıyan hükumet değil, cemaattir. demek ki amaç dershaneleri savunmak değil. amaç başka.
gelelim dershaneler olayına. dershanelerin kapatılması güzel bir gelişme olacak. ama her ile açılan üniversiteler, üniversite sayısını artırma politikası, üniversitelere sınavsız girişe doğru gidiş, eğitim sisteminin pek de hayırlı bir noktaya doğru gittiğini göstermiyor. mesele üniversiteden mezun sayısını artırmak olmamalı. eğer böyle devam ederse, belediyelerin park ve bahçeler müdürlüğü'nde çalışan, mühendisler, doktorlor, öğretmenler görmek içten bile değil. evet dershaneler gereksizdir. ama dershanelere olan ihtiyaç her taraf üniversite açarak, mesleklerin itibarını bitirerek giderilemez. aksi halde yeni bir sorun ortaya çıkar. üniversite sonrası dönemi kapsayacak olan bu düzensizlik yeni bir sıkıntının habercisi aslında. daha köklü çözümler ile, kolej sisteminin getirilmesi, meslek yüksek okulları, çıraklık eğitim merkezleri, meslek liselerinin mesleki kolejlere dönüşümü, lise eğitiminin kısaltılması gibi yeniliklerle çözülebilir.
ak parti meydan okumasının ifade şeklidir. ortalık karışmış, cemaat şaşkındır. cemaatin tüm yayın araçlarını hunharca kullanması bunun kanıtıdır. ak parti'yi destekleyen gülen cemaatine mensup insanlar arafta kalmıştır. o sebeple pek çoğu bu konu hakkında konuşmaz, konuşanı da sustururlar. i̇ki tarafın da samimiyetsizliğini ortaya koymuş olan bu meselede görülür ki mağdur öğrenci olacaktır.
sadece burda değil genel olarak internette konuyla alakalı yazılanları okudum. nedense dershane deyince insanların aklına sadece cemaate ait olanlar geliyor.
hepimizin bildiği gibi öyle değil. büyük, türkiye geneline yayılmış kurumlarda var.
cemaatin sektördeki öğretmen sayısı toplamın yarısı kadar yoktur.

dershanlerin kapatılmasında, konuyu sadece cemaat dershanleri minvalinde değerlendirmek ile özellikle teknikte değilde pratikteki konuların eleştirilmesi ile dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan cemaatin görüşleri arasında mental olarak fark yok.
her mevzu da olduğu gibi bu mevzudu da tutarlığımız sıfır.
mesele hangi tarafta yer aldığımız. olaylara bakışımız böyle.

dershanelerin olması eskiden tl de bulunan sıfırlar gibi. dershanler eğitim sisteminin büyük ayıbı. sadece dershaneleri değil devletin verdiği eğitimin dışında eğitim almayı ortadan kaldırsak bu ayıp yine gitmez.

iktidara geleli 10 yılı geçtiği halde eğitim sisteminde hiç bir çözüm olmamış.
her kabine değişiminde eğitim bakanı değişmiş. bir kaç yıla bir eğitim sistemi değişmiş. istikrar, devamlılık yok.
her şeyi eline yüzüne bulaştır. sonra faturayı dershanelere kes. dikkatleri dershanlere çevir. tam şark kurnazlığı.
tl'den sıfırları atınca paramızın değerlenmediği gibi dershanelerin kapanmasıyla da eğitimin kalitesinde değişen bir şey olmayacak.
boşuna gündem meşguliyeti. kaos. polemik.
eğitim sisteminin değişmesinin önündeki en büyük engelin kaldırılması. dershanelerin kapatılması olayının seyri ve boyutu değişti. artık mesele hak aramak değil. bu anlaşılıyor. ikinci bir gezi vakası.
imam hatip ve meslek liseleri öğrencileri, yeterli düzeyde matematik ve fen bilimleri derslerini alamıyorlar. bu söylemi özellikle üniversite sınavı ilk aşaması için söylüyorum. zaten ikinci aşama olan lys konularını hiç görmüyorlar. dolayısıyla dershanelerin kapatılması ile bu liseler öğrencileri daha çok mağdur olacaklar ve hedeflerine ulaşmaları imkansızlaşacak. hoş tabi düz ve diğer liseler öğrencileri de okullarda gerekli ve yeterli eğitimi alamıyorlar. zaten dershaneler okulların yeterli eğitimi veremediği, kısaca okulların açıklarını kapatmak maksadı ile ve sınav odaklı eğitimi ile öne çıktılar. şimdi bunların kapatılması, öğrencilerin ders çalışma disiplinini de etkileyecek ve hedefsiz, ne tarafa gideceğini bilmeyen bir nesil yetişmesine imkan sağlayacaktır. eğitim sisteminin deneme tahtasına çevrilmemesi dileklerimle.
cemaat meseleyi itikadi bir mevzu noktasındaymış gibi ele alıyor. başörtüsü konusunda bu şekilde canhıraş savunmalar yapmamışlardı. bu da cemaatin hizmet, dava anlayışlarını algılamamız için çarpıcı bir örnek oldu.

"ama onlar da hizmet ediyo yaeaa" türünden merhamet sandığımız sempati duygularımızı gözden geçirsek iyi olacak.