uluslararası türkçe olimpiyatları – dertli sözlük
herkes kendi inanışına göre sarfettiği emekle, başka emekleri eleştirme hakkına sahiptir. adamların yurtdışına giderkenki fedakarlığını aşağılamıyoruz burada. o fedakarlık onların niyetindeki dereceyle allah arasında değer bulacak bir şeydir. ama işte uzak ülkelere gidiyorlar maaş almadan şöyle yapmadan böyle yapmadan diyerek adamları kutsallaştırmanın lüzumu yok. hayretle okuyorum yazılanları. onları eleştirecek kadar mübarek değilmişiz. kim bunlar? kutsal insanlar mı? siz kimsiniz peki, ölçüleri koymak adına kendinizi hangi mübareklik konumunda görüyorsunuz? sahabe halifeyi eleştirmiş, hesap sormuş, sorguya çekmiş. türkçe olimpiyatları nedir kimdir yani. nedir biliyor musunuz; şu meşhur otorite'ye riayet etmek koşuluyla gelişmiş büyümüş bir organizasyondur. ve o riayetin türkiye'deki ototritelere de göz kırparak sürdürülmesidir. bülent ecevit'ten övgü almak ve bülent ecevit'e oy vermek gibi bir şeydir. sizin etrafınızda duyduğunuz ablalarınızın abilerinizin fedakarlık hikayeleriyle, dünyadaki siyaset aynı şey değil. abd'ye riayet ettiğin için, onların islam algısına katkıda bulunduğun için senin tüm dünyada okullaşmana gelişmene izin veriyorlar. var mı dünyada böylesine örgütlenmiş başka teşkilat? sana verilen izinle açtığın okullardan öğrenci getirip olimpiyat yapıyorsun.
fakat, sizin sandığınız gibi tekil olarak yurt dışına çıkıp okullarda görev yapan herkesi aşağılama durumu yok burada. onların her biriyle allah arasındaki ilişki ayrıdır. artılarını eksilerini allah bilir. bir de olayın siyaseti var; ben kolombiya'ya giden her adamın niyetini, hedefini bilemem; ama kolombiya'da meydana getirdiğin oluşumun ve tüm dünyada kurduğun ağın hangi ilişkilerin sonucu olduğu ve aynı zamanda nelere de hizmet ettiğini düşünüp, anlayabilirim. ama siz, bu radikal romantizminizle kendiniz dışındaki bakış açısını algılamakta zorlanırsınız. ukalaca değil fakat konuşmaya herkesin hakkı vardır. benden bu kadar.