bir çok farklı milletten çocukların türkçe eserleri seslendirdiği, her sene katılımın artarak devam ettiği, bu günlerde bir çok şehirde sahne alan etkinlik.
18 haziran'daki sakarya etkinliklerine çok büyük bir katılım olmuştur. öğrenciler çok başarılı. kırgızistan'lı ğrencilerin oynadıkları, yozlaşan türkçemize atıfta bulunan skeç gerçekten çok güzel, manidardı.
bu yıl 9.su düzenlenen ve 130 ülkeden öğrencinin katıldığı dev organizasyon.
artık sadece bir kurumun değil türkiye'deki herkesin sahip çıktığı, desteklediği bir olimpiyattır. burda amaç sadece insanlara türkçe öğretmek tabiki değildir.ama türkçe de önemli bir araçtır.türk okullarının dünyadaki başarısını gözler önüne serme açısından önemlidir.
ayrıca bu olimpiyat sayesinde bir çok yabancı dost da edinebilirsiniz.
17-18 haziran günleri altınparka yolunuz düşerse en azından standlara bi uğrayın derim.ordaki hava görülmeye değer.
artık sadece bir kurumun değil türkiye'deki herkesin sahip çıktığı, desteklediği bir olimpiyattır. burda amaç sadece insanlara türkçe öğretmek tabiki değildir.ama türkçe de önemli bir araçtır.türk okullarının dünyadaki başarısını gözler önüne serme açısından önemlidir.
ayrıca bu olimpiyat sayesinde bir çok yabancı dost da edinebilirsiniz.
17-18 haziran günleri altınparka yolunuz düşerse en azından standlara bi uğrayın derim.ordaki hava görülmeye değer.
cumartesi günü öğrencilerin bir kısmı sakarya'da olacak. bunları izlemeye gidecekler cumartesi günü başlayacak olan yılın en büyük kermesine de uğrayabilirler. pişman olmayacakları garantisi verilir.
mücolar tarafından yürovizyondan daha az sevilir.
dünyanın dört bir yanından gelen kişilere türkçe bir şeyler öğretiyorlar ve bu olimpiyat adı altında yapılıyor. şimdi bunun neyine sevineyim ben? ne güzel türkçe öğrenmişler mi diyim? bu bana dayatma gelmekte. milli bilinç olayı falan değil bu. zaten o pazarlamayla da olmaz. nötr bir organizasyon benim için. hatta olimpiyat.
türkçe olimpiyatlarıyla "otorite" arasındaki ilişkiyi kavrayanların hakkında övgüler düzmeyeceği faaliyet. diyerek bir tanım daha yapmaktan rahatsızım; çünkü ayakları yerden kesilmiş insanlara asfalttan yoldan söz etmek pek işe yaramıyor. ilişkide ne alaka olduğunu önceki entryde yazdım. bir de, ben türk okulları için, "yurt dışına gidenler süper insanlar ama okul işi kötü," demedim. dedim ki, okullarda hizmet yapmak için giden insanların kendi muhakemeleri sonucu kendi ailevi ortamlarında veya maddi koşulları nedeniyle geçerli sebepleri olabilir. ama, muhakeme gücü kuvvetli, olan bitenleri düşünüp değerlendirme yetisi olan, dünyanın gidişatıyla ilgili bilinci gelişmiş birinin, soğukkanlı ve titiz birinin ben zaten bu organizasyonun, siyasetin içinde olmasını beklemem. giden insanlar niyetlerinin mahiyeti ve derecesine göre karşılık alır. ama olay, türkçe ve türkiye adına iç açıcı bir olay değildir. türkçe ve türkiye'yi anlama şeklinize bağlı bunu kavrayabilmeniz.
ümmetin kanayan yarası; beğenilsin ya da beğenilmesin gözü yaşlı bir insanın ve ona gönül veren insanların yaptıkları hizmetlere destek vermek şöyle dursun, daha nasıl kara propaganda yaparız nazarıyla bakılmasıdır.
bu yıllardır süregelmiştir ve artık saplantı halini almıştır.
saygı sınırları da yitirilmek üzeredir. bu da konuya dair son mesajımdır. vesselam.
bu yıllardır süregelmiştir ve artık saplantı halini almıştır.
saygı sınırları da yitirilmek üzeredir. bu da konuya dair son mesajımdır. vesselam.
ümmetin kanayan yarası türkçe şarkı türkü söylemek mi?ben hala hayret ediyorum dine hiç bir katkısı olmayan bu olaya , insanlık nasıl ağzının suyu aka aka hayran hayran bakar alkışlar.bide bu olay madem bu kadar takdir ediliyor o zaman buyrun sahne sizin sizde çıkın bir türkü söyleyin.
"mübarek" derken onların yaptığı hizmetleri kast ettim. yoksa beni tanıyanlar bilir, en kızdığım şeydir insanları kutsamak...
evet onlar kadar fedakar olmadığım için eleştirme hakkım yoktur. otoriteye gelince;
bu ifadenin kullanıldığını duyduğum andan itibaren etrafımdaki "ablalarıma"da aynı şeyi söyledim:
"hocam ! yanlış yapmışsınız ! keşke hiç konuşmasaydınız da bağrımıza taş basmasaydık..." asla savunmaya kalkmadım, savunulacak tarafı da yok zaten...
sorarım, o işin olimpiyatlarla ne alakası var? ben de buna hayret ediyorum...
hem yurtdışına gidenlere lafımız yok diyeceksiniz, hem de onlar sayesinde yapılanları eleştireceksiniz ? bu nasıl bir mantık ? tamam ya ! siz eleştiredurun, ümmetin kanayan yarasına bi bıçak da siz vurun !
evet onlar kadar fedakar olmadığım için eleştirme hakkım yoktur. otoriteye gelince;
bu ifadenin kullanıldığını duyduğum andan itibaren etrafımdaki "ablalarıma"da aynı şeyi söyledim:
"hocam ! yanlış yapmışsınız ! keşke hiç konuşmasaydınız da bağrımıza taş basmasaydık..." asla savunmaya kalkmadım, savunulacak tarafı da yok zaten...
sorarım, o işin olimpiyatlarla ne alakası var? ben de buna hayret ediyorum...
hem yurtdışına gidenlere lafımız yok diyeceksiniz, hem de onlar sayesinde yapılanları eleştireceksiniz ? bu nasıl bir mantık ? tamam ya ! siz eleştiredurun, ümmetin kanayan yarasına bi bıçak da siz vurun !