uluslararası türkçe olimpiyatları – dertli sözlük
organizasyonun neye hizmet ettiğini anlamayan arkadaşlara "kalplerini yarıp baktın mı ?" "asıl niyetlerinin ne olduğundan adın gibi emin misin ?" diye sormak lazımdır.
yetişkin genç kızların şarkı türkü söylemesini güzellik olarak görmediğim,dilini dahi bilmedikleri ülkelere giden insanların bir dile değil de dine verecekleri emeğin söz konusu olacağı bir organizasyon olsaydı hakkında ukalalık etmeyeceğim olimpiyatlardır.
bir kürt (*) olarak derim ki bırakınız artık bu milliyetçiliğe hizmet ediyor ayaklarını. zerre kadar milliyetçilik kokusu alsam burda yazılanlardan alasını eleştiririm !
yapılan güzel bir şey var ortada niçin köstek olmaya bu kadar meraklıyız ?
inanın, pılını-pırtını toplayıp, dilini dahi bilmedikleri ülkelere giden, belki aylarca maaş alamayan insanların emeğini eleştirecek kadar mübarek insanlar değiliz. genç haziran'10da yazılanları bir kez daha yazalım:
"o insanların ortaya koyduğu eserlerin, faaliyetlerin %1'ini bile ortaya koyamamışken, ukalaca konuşmaya hakkımız yoktur."
herkes kendi inanışına göre sarfettiği emekle, başka emekleri eleştirme hakkına sahiptir. adamların yurtdışına giderkenki fedakarlığını aşağılamıyoruz burada. o fedakarlık onların niyetindeki dereceyle allah arasında değer bulacak bir şeydir. ama işte uzak ülkelere gidiyorlar maaş almadan şöyle yapmadan böyle yapmadan diyerek adamları kutsallaştırmanın lüzumu yok. hayretle okuyorum yazılanları. onları eleştirecek kadar mübarek değilmişiz. kim bunlar? kutsal insanlar mı? siz kimsiniz peki, ölçüleri koymak adına kendinizi hangi mübareklik konumunda görüyorsunuz? sahabe halifeyi eleştirmiş, hesap sormuş, sorguya çekmiş. türkçe olimpiyatları nedir kimdir yani. nedir biliyor musunuz; şu meşhur otorite'ye riayet etmek koşuluyla gelişmiş büyümüş bir organizasyondur. ve o riayetin türkiye'deki ototritelere de göz kırparak sürdürülmesidir. bülent ecevit'ten övgü almak ve bülent ecevit'e oy vermek gibi bir şeydir. sizin etrafınızda duyduğunuz ablalarınızın abilerinizin fedakarlık hikayeleriyle, dünyadaki siyaset aynı şey değil. abd'ye riayet ettiğin için, onların islam algısına katkıda bulunduğun için senin tüm dünyada okullaşmana gelişmene izin veriyorlar. var mı dünyada böylesine örgütlenmiş başka teşkilat? sana verilen izinle açtığın okullardan öğrenci getirip olimpiyat yapıyorsun.
fakat, sizin sandığınız gibi tekil olarak yurt dışına çıkıp okullarda görev yapan herkesi aşağılama durumu yok burada. onların her biriyle allah arasındaki ilişki ayrıdır. artılarını eksilerini allah bilir. bir de olayın siyaseti var; ben kolombiya'ya giden her adamın niyetini, hedefini bilemem; ama kolombiya'da meydana getirdiğin oluşumun ve tüm dünyada kurduğun ağın hangi ilişkilerin sonucu olduğu ve aynı zamanda nelere de hizmet ettiğini düşünüp, anlayabilirim. ama siz, bu radikal romantizminizle kendiniz dışındaki bakış açısını algılamakta zorlanırsınız. ukalaca değil fakat konuşmaya herkesin hakkı vardır. benden bu kadar.
hakkında; terk edebilmek, fedakarlık, gönül, iyi niyet, hikmet nazarı gibi kelimeler olduğundan daha fazla soyutlaştırılarak kullanılınca, neye yaradığının pek anlaşılamayacağı faaliyet.
vatanını, ailesini, dostunu, akrabasını hiç düşünmeden terk edebilen insanların fedakarlığıyla organize edilen organizasyonun en rasyonel yanı aklın gönlün hizmetine verilmiş olmasıdır.
"islam misyonerliği", "iç tehdit" gibi kavramlar uydurup ortalığı karıştıranlar hep vardı, bundan sonra da olacak. en rasyonel gerçek de bu olsa gerektir.
bu hizmetlere fikir babalığı eden dert sahibi insanın da dediği gibi :
"inanmayacaklar!"
biz ne dersek diyelim bu hizmetlere hikmet nazarıyla bakılmamıştır hiçbir zaman bakılmayacak da.
bu hizmetlerin samimi olduğuna yürekten inanıyorum. milliyetçiliğe düşmeden, altında bit yeniği aramadan, hikmet nazarlarımızla izleyelim diyorum.
laikçilerin varlığından rahatsız oldukları sanılan organizasyon. oysa yok böyle bir şey. olimpiyat romantizmine biraz ara verip işlerin nasıl yürüdüğüne biraz daha rasyonel bakmanız gerekir.
zencilere, türkmenlere, ruslara falan filana türkçe öğretip türkiye'ye getirerek düzenlenen şenliktir. türkçe'nin ve türklerin aslında gücünü değil can çekiştiğini ilan eder. organizasyonu düzenleyenler edebiyattan ve dilden anlamadıkları için türkçe'nin ölümüyle ilgileniyorlar. dengeler adına.
kurtlar vadisinde ömer babanın bacağı kopan adama mevlana'dan beyit okuması gibi abes bir şeydir.
bir kesimin kendini türkiye'nin tamamına mal edebilmek için yaptığı sevimli çalışmalar olarak, anlamsızlar kutusuna düşmektedir.
vatan ve aile hasreti çekmeyi göze alarak yurtdışına giden eğitim gönüllülerinin çabalarının güzel bir sonucudur.