çocuk yetiştirme – dertli sözlük
her anne baba adayının endişesidir evlat yetiştirmek.. endişe daha çocuk doğmadan, anne rahmine yerleşmeden başlar. ya sakat veya kötürüm bir çocuğum olursa diye başlar endişeler.problemsiz doğumun ardından bu sefer aceba cocuğumun karakteri ahlakı nasıl olur endişesi vs.. bu endişeler siz ölmeden önceye kadar devam eder.son endişede evladın imanı olur..anlaşıldığı üzere dert bitmiyor:) allah evlat nasib ederde yanında güçte ihsan etmez mi?elbette eder..elimizden geleni yapıp tevekkül etmek en doğru olanıdır. (bkz:ve hüve ala kulli şey in kadiyr)
i̇nsanın kendisini yetiştirmesi olarak sonuçlanacak süreçtir. aksi takdirde de bir neslin yok oluş sürecidir.
evvela sabırdır. sabır bu işin en başından edinilmesi gereken yoldaştır. tevekküldür. birikimdir. rahatlıktır hatta. kendine güvenen bir çocuk yetiştirmekse amaç; onu gerekli noktalarda kendi haline bırakıp rahat ebeveyn olmaya zorlamak gereklidir. çocuk yetiştirme yeteneği allah teala tarafından fıtratımıza konulmuş meğer bunu anne olduktan sonra farkettim. çocuğun neye ihtiyaç duyduğunu, neyden rahatsız olduğunu annelik içgüdüleriyle mucizevi bir şekilde anlayabiliyoruz bunu defalarca yaşayıp hayret ettim. bazen çocuk yetiştirmek çok abartılıyor... annelerin omuzlarına bir sürü yük biniyor; sosyal medya yükü, elalem yükü, aile yükü... herkesten bir ses çıkıyor, 'etkinlikçi anne olmalısın', 'çocuğunu iyi doyuran anne olmalısın', 'kariyerini devam ettiren anne olmalısın'... bitmiyor bu sesler. aynı şey babalar için de geçerli çocuğun hangi okula gideceği, nasıl bir hayatın onu beklediği... sürekli bir telaş ve kaygı içinde büyüyüp gidiyor çocuklar. halbuki çocuğumu yetiştirmek için beni yönlendiren en önemli ses allah teala tarafından içime konulan ve bana en zor zamanlarda fısıldayan o annelik içgüdüsüymüş. fıtratımızdan kopmazsak içimizde olan, kendisine özlem duyduğumuz bir yetiymiş meğer çocuk yetiştirmek. tevekkülü elden bırakmayarak elinden geleni yapmak, yaparken de hedeften şaşmamak gerekliymiş. ayrıca bir eğitimden değil, yaşam tarzından bahsediyoruz zira 'çocuklarınız söylediklerinizi değil yaptıklarınızı yaparlar.'
toplumca yapılır. eskiden geniş ailelerle, sokakta büyüyen çocuklarla daha belirgindi galiba bu durum. şimdi sanki mevzu çekirdek aileye sıkışmış gibi gözüküyor ama toplum içinde yaşadığımız sürece sosyal normlar, içinde bulunulan çağın gerektirdikleri(*) çocuk yetiştirme konusunda hala en belirleyici etmenlerden. sanki böyle doğrudan değilmiş gibi gözüküyor ama bence hala doğrudan etkiliyor toplum. sadece çok farkında olmuyoruz.
mesela benim dönemimde liseye giriş sınavı çok da hayati anlamlar yüklenilen bir sınav değildi. şimdi çocuklar anksiyete krizleri geçiriyor bu sınav yüzünden. çünkü artık eğitime bakış açısı değişti. eskiden aileler; herkes anadolu-fen lisesinde mi okuyor/herkes üniversite mi okuyor sanki diyebiliyorken şimdi diyemiyor. herkes üniversite okuyor çünkü. o yüzden iyisinde okuyabilmek daha önemli.
ya da aileler çocuğun gelişiminde, özellikle ergenlikte arkadaş ortamının önemini daha çok idrak ediyor belki, bu sebeple de iyi ortam olsun diye daha çok dert ediyor.
genel olarak çocuk yetiştirme konusunda da daha bilinçli olma çabası var bir de tabi. bu da o telaşla yanlış tavırlara, davranışlara itebiliyor aileleri bilmeden.
haliyle burada ebeveynin bu durumlar karşısında takındığı tutum önemli. o toplumun, çevrenin gerektirdiklerinin baskısını artırabiliyor da aile, azaltabiliyor da. çocuğu bunların içine de atabiliyor, bunlardan koruyabiliyor da.

çocuklar artık daha başarı odaklı büyüyor, sosyal ilişkiler galiba daha bencilce. doğal olarak çocukların koşulsuz sevildiklerini hissedebilmeleri biraz daha zor. her şey idealize edilmiş, insanlar her şeyi acımasızca yargılıyor. bunun karşısında anne-babanın güçlü duruşu ve önceliklerini iyi belirleyebilmesi gerekli. mükemmel olma-mükemmel çocuk yetiştirme çabası yerine elinden gelenin en iyisini yapabilme, yeterince iyi ebeveyn olabilme(*) çabası gerekli. nitekim çocuk yetiştirirken merkeze aldığımız şeyin ne olduğuna dikkat etmemiz gerekiyor. derdimiz ahlaklı ve donanımlı, iyi birer müslüman yetiştirmek olduğunda tabi ki kaynaklar belli. kur'an ve sünnetle beslenen ebeveynlik, toplumun faydalı olabilecek yönleriyle desteklenince fıtrata da en uygun ebeveynlik yönünde gelişiyor inşallah.
iletişim de bu yapının önemli bir parçası. iletişimler ilişkileri şekillendiriyor. sadece talep üzerine dayalı bir iletişim hem ebeveyn hem de çocuk açısından sağlıklı olmuyor.

geçtiğimiz günlerde 14 yaşındaki kuzenim ve annesi arasında geçen yaz okulu tartışmasında gördüğüm her iki tarafın sadece isteğini söylemesi ama karşı tarafı dinlememesi. üstün gelme, dediğim olsunculuk sonrasında saygının zedelenmesine sebep oluyor. daha anlayışlı ve kaliteli vakit geçirerek kurulan iletişim, yapılması istenilen davranışların özünün aktarılması çocuğu uzaklaştırmaktan ziyade yaklaştırır ve gücünün üzerinde sorumluluklar verilmesini engeller.
(bkz:bekara çocuk yetiştirmek kolay) (*)
bu konuda en büyük etken çocuğun annesini veya babasını iyi seçmektir. fıtratı bozulmamış fertlerin yetiştirecegi evlatların temiz fıtratını korumak çok daha kolay olacaktır. aksi halde kendi nefsi ile çok şiddetli bir savaş halinde olan ebeveynler söz konusu çocuğu birbirlerine karşı bir savaş esiri gibi kullanabiliyor allah muhafaza. (bkz:evlilik yolundaki engeller)(bkz:nesil endişesi)
düzgün temeller atılmadığı takdirde uzun vadede çok büyük sıkıntılara neden olabilecek, çağımızın en büyük sorunlarından biridir. çocuktan ziyade anne ve babanın üstlendiği en büyük görevdir. çünkü bir çocuk önce kendini daha sonra ise dünyayı değiştirecektir.