2024 yerel seçim sonuçları – dertli sözlük
hayatımda ilk defa türkiye haritasını kırmızı gördüm.şok gibi bir şeydi.oy kaybedeceğimizi biliyordum ama bu kadar kötü bir tablo da beklemiyordum.resmen kızıl komünist gibi bir şey oldu ülke.
üzülüyorum, çünkü chp demek zulüm demek, dinsizlik demek,lgbt demek, yolsuzluk demek ve bolca din düşmanlığı demek.heykel kafalı ve içkici bir güruh.
şimdi ders vermiş mi oldu halk.dersi kendilerine verdiler.chp seçmeni chp'ye hiç ders vermez mesela.akp gelmesin diye her daim gider ve en istemediği kişiye oyunu verir.

kaybettik,iyi kaybettik.lanet insanların önü açıldı.i̇stanbulu alır mıyız diye umut ederken 10 puanlık farkla kaybettik.yalanoğlu onca yalana rağmen büyük farkla aldı.üsküdarı bile kaybettik.ankarada yavaş konuşmayarak.kazandi bir de karşısına koydukları aday çok kötüydü.i̇zmirde ak parti adayı çok iyiydi ama i̇zmir de chpnin kalesi olduğu için bir şey fark.etmedi.bu defa sadece büyükşehirler.elden gitmedi.i̇lk defa ak parti ikinci parti durumuna düştü
ülkede ideolojik sayıklerle oy veren seçmen az.mesela i̇zmir ve konya davasına bağlılık açısından aynı şekilde oy verme davranışı gösteriyor ama bu seçimde her iki tarafında kalelerinde bile sarsılma var.
herkes tencereye bakıyor.neyse nasip ne diyeyim.olanda vardır hayır deyip geçip gideceğiz.
yunus emre’nin “mal da yalan mülk de yalan
var biraz da sen oyalan” deyişini hatırlattı. biraz bunları besledik, şimdi sıra şunlarda. egemen taifenin ulufeleri ile sevinen teba tiksinçliği…
üstteki paylaşıma binaen: cumhur ittifakının kemik tayfası da değişmemiştir zannımca, sorun başka (bkz:mankurt)
neden kaybettik? ilk olarak eyt ve emekliler büyük sorun.ekonomik dar boğaz çok belirleyici oldu.türkiye genelinde cumhur ittifakı devam etmesine rağmen aynı şehirlerde mhp ile ittifak olmayıp ayrı ayrı adaylar gösterilmesi aradan chp'nin sıyrılıp ili almasını sağlamış.
çoğu kişi sandığa gitmemiş,onlar gitmeyince de puan tabi ki chp'ye yazılır.
en son olarak araba devrilince yol tarif eden çok olur derler.herkes bir had bilmeceye başlamış,bilip bilmeden yorum yapan çok.
erdoğan dün akşam güzel moral verdi bu bir son değil dedi ama biz haritayı böyle gördükten sonra gelecek için çok iyi şeyler düşünemiyoruz.
hayırlı olsun.

dün geceye nazaran hafiflemiş olsa da hâlâ içimde biraz burukluk var.

bu konu aslında uzun uzun yazmak istediğim, kimselerle uzun uzadıya dertleşemediğim, ama yazmayla da toparlayabileceğim bir mesele değil... yine de biraz konuşmak istiyorum.

sonuçları büyük meseleler haline getirmemek lazım.

iktidarda müslümanların olduğu bir türkiye elbette hepimize güven verir, sokaktaki yürüyüşümüze kadar etkiler hepimizi. ak partinin iktidara geldiği günden bugüne dek böyle oldu. erdoğan'ın üstüne koya koya kazandığı her seçimde milletin özgüveni biraz daha arttı, millet kendisini biraz daha değerli hissetti.

millet kendini değerli hissettikçe ak partili kadrolar; ana kademe, kadın ve gençlik kolları teşkilatları; il, ilçe, belde, köy teşkilatları da kendini önemli ve değerli hissetti.

ak partili kadroların ekseriyeti kapı kapı dolaşan neferlerden, gücünü makamından (!) alan birer siyasi figüre dönüştü. güçlerini aldıkları makamları milletle birlikte kurduklarını, o makamın en büyük ortağının milletin kendisi olduğunu da yavaş yavaş unuttular. milletin gündeminden kopuk, "millete sevdalı" söylemlerle yetinmeyi tercih ettiler. hepsi gözümüzün önünde oldu. kapı kapı dolaşıp milletin derdine derman olabilme ümidiyle, memleketine hizmet etme heyecanıyla çalışan iyi insanlardan başkası da değildi ayrıca bu insanlar.

...

(izin verilen karakter sınırını aşmışım, bir sonraki entry'de devam edeceğim)
...

kırgınlıklar, kızgınlıklar, dargınlıklar, küskünlükler de eklendi peşine. güneşli havalar, bahar rüzgarları, çiçek kokuları derken kaçınılmaz lale devri de üstüne gelince bu hüsran şart oldu.

ak partili kadrolar şimdi bir yol ayrımında, bir tercih safhasında... milletin derdi mi, kendi dertleri mi? bu sorunun üzerinde biraz çalışmalılar. milletin derdini önceleyenler, kendi dertlerini de gidermeye başlamış olurlar diye düşünüyorum. her şeyden önce samimiyet.

dün gece yalnızca yerel yönetimler kaybedildi. reis hala beştepe'de. iktidar hâlâ ak parti'de. siyasetin rengi ise havf ve reca arasında.

bütün bunların üzerine söylenecek söz mü bilmem ama siyaseti de gereğinden fazla önemsiyoruz ne yazık ki. iktidarda müslümanların olduğu fikri, müslümanları isteseler de istemeseler de gevşetiyor ve çalışmaktan beride tutuyor.

seçimler siyasi tercihlerdir. evet, hayata yön verir ama hayatın kendisi değildir. hayat insan için, eylemlerinden ibarettir.

siyasilerin başarı ve başarısızlığını, siyasetin sınırları içerisinde bırakıp kendimizi gerçekleştirmenin yollarını siyasi arenada değil hayatın kendisinde arayalım.
sokak isimleri değiştirmek, tabelaların üzerinde zıplamaktan bahsediliyor; başörtüsünün yerini başka semboller aldı demek ki. bu da bir şey.
siyasetin dini argümanlarla konuşmayı bırakması bir kazanç olabilir bu noktada. bir taraf i̇slam’a dusmanlik etmeyi bırakırsa öbür taraf onu refere etmeyi bırakır. özü itibariyle müslüman olan bir milletin hizmet ve idaresi için çalışacak insanların liyakatleri de bu noktadan sonra ele alınır.
i̇hanete uğramış gibi hissediyoruz ama bu kaynaşmadan da çok hayırlar çıkacak gibi.

en hayırlı sonuçlarından birisi artık bir zararlı cemiyet formuna dönüşmüş iran muhibbi saadet partisinin siyaset çöplüğüne atılması oldu. bundan sonra iyiden iyiye ezoterik bir cemaate dönüşecekler galiba.
chp sürekli her seçimde pkk hdp dem diyerek sürekli adı değişen partilerle ittifak kurarak ülkenin başına teröristleri musallat etti.erdoğan dışarda terörü bitirse bile tüm pkk'lılar belediyelere çöktü.artık paralar kandile akar.dışarda terörist yok ediliyor ama içerde milletin sırtından semiren bir sürü bela.allah sonumuzu hayr etsin.
her yaşananda nice hayırlar vardır elbet. mümin insan böyle bakmalı. hataları görüp,hisseleri çıkartıp gerekeni yapmak adına katılımın önceki yıllara nazaran az olduğu seçim. içinde kim bilir ne hikmetlerle kiminin hayrına kiminin şerrine neticelenmiş gibi görünen seçim. ömür var ise yaşayıp göreceğiz hayırlısıyla.